son birkaç gündür çok yoğun şekilde hissettiklerimin 3 kelimelik özetidir.
hayat özel şeyler paylaşılmadan vakit doldurmak için çok sıkıcı bir yermiş. sarılmak çok güzelmiş. uykuya gözlerinde dalmak, en kötü huylarını yıllarca çekmek insanı genç bile tutuyormuş..
doktor haklarını bir yana koyarsak ve sağlık hizmetlerinde homofobi/transfobi bağlamında düşünürsek -ki bu daha büyük bir sorundur bence- hekimlerin sandığımdan büyük bir kısmı böyle bir tepki verecektir sanırım. tıp eğitiminin olayla maalesef alakası yok, tıp fakültelerinde cinsel yönelim/cinsiyet kimliği farklılıklarına karşı nasıl bir tutum sergilenmeli, hasta nasıl karşılanmali, hasta öyküsü nasıl alınmalı vs bu özelde bir eğitim yok. hal böyle olunca hekimler kötü davranmak istemeseler dahi yanlış bir tutumla hastayı kırabilir, küçük düşürebilir, hastaneye tekrar basvurmasina engel olabilir vs. yazık. kisisel bir çabayla kazanacaz bu becerileri artık. yine diyorum, müfredata koyun cinsel yönelim farklılıklarını, sağlık hizmetlerinde görünür kılın, kılalım ! gerci hastalık gibi gösterilmemesi, genetik çalışmaların vs derste gösterilmesi de bir adımdır ama yetmez..
bu sene de bitmek bilmeyen sınavlarım dolayısıyla katılmadığımdır. hiçbir sene de farklı olacak gibi görünmüyor, yazık değil mi bana.. yürüyün karındaşlarım !
her eşcinselin tatil anlayışı, zevkleri farklı olabilecekse de burası benim için bali'dir. ah o bembeyaz kumlar, eve 5000 milden fazla uzakta sevdiğinle geçireceğin güzel günler geceler, pirinc tarlaları, muazzam tatlar-baharatlar.. yanımda özel biri olmadıkça da gideceğim yerin eşcinsel kimligimle bir bağlantısı yok.
tenden ruha geçen şeyler vardır. sarılmak bunun için en masum, en sıcak yoldur. sarılacak insanlar bulunca değerini bilmek kaybetmemeye çalışmak gerekir, zira yıllandıkça yenilerini bulmak zorlaşıyor.
aşık olun ama kimseye her şeyim demeyin.
sevin ama sıkboğaz etmeyin.
bir yerden sonra aileden uzaklaşın ama kimseyi ailenize tercih etmeyin.
güvenin ama paranoyak olmaktan da tamamen vazgeçmeyin.
kendinizi korumayı bilin ama hakkınızı yedirecek kadar susup gizlenmeyin.
isterseniz seks yapın ama varoluşunuza daha büyük anlamlar yüklemeyi unutmayın.
kas da yapın ama beyninize giden proteini lütfen dengede tutun.
çayı kahveyi içmeyin demiyorum, hobi olarak yine için ama hiçbirini bir bardak nanelimon'a değişmeyin.
kimsenin ne dediğini dinlemeyerek dünyanın büyük çoğunluğuna karşı gelip kendi yaşam hakkını, duygularını ve arzularını savunan biz geylerin; kişiliklerimizi pek de bilmeyen, bir yazımıza bakarak hüküm vermiş başkalarının oyladığı, çok da dikkate almamamız gereken yorumlarıdır. mesela şimdi bu entrim de boşlanabilir yahut anlamsız bulunabilir, tinnn.
ayrılığın en kötü yanları:
-güzel şeyleri hiç olmadığı kadar sık göz önüne getirmesi.
-burnu fazlaca hassaslaştırması, ilkel içgüdülerle her aynı parfümlüye uzunca bakmaya sebep olması.
-onun elinden yediğin yemekleri menülerde gördüğünde iştahının kaçması. bir ayı için en zor şey bu olsa gerek..
özledim diye itiraf etmedim bakın, dolaylı anlattım yani.. (iks de)
hakkımızda hayırlısı be sözlük..