sinan

Durum: 2325 - 0 - 0 - 0 - 21.03.2016 03:52

Puan: 34482 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Türkiye'yi ailemle birlikte temelli terk ediyorum. - Düzenimi kurunca yurtdışında, uğramaya çalışacağım buraya. - Yıkık fildişi kulemin enkazında 22.yy.´ı arıyorum.
  • /
  • 117

kurtuluş

istanbul'da feriköy ile pangaltı / osmanbey arasına sıkışmış, şişli ilçesinde bir semt.
semt halen, olabildiği kadar, kozmopolit yapısını korumaktadır.

(bkz: tatavla)

seyis

atların bakım sorumlusu olan kişi.

ahır

büyükbaş hayvanların, sığırların, ineklerin barındırıldığı barınak.
atlarınkine, at ahırına tavla denir.

(bkz: ağıl)

ağıl

koyun, keçi gibi küçükbaş hayvanların barındırıldığı barınak.

(bkz: ahır)
(bkz: tavla)

tavla

at yetiştirilen ve bakılan, barındırılan* yer.

(bkz: ahır)

tatavla

rumca "ta taulon" yani tavla yeri, tavla (atlar ile ilgili olan tavla - tavla oyunu değil) sözcüğünün halk arasında bozulmasıyla adını almıştır.
zira eskiden tatavla olan şimdiki kurtuluş semtinde ahırlar, tavlalar vardı. rum gençleri at bakıcılıkları, seyislikleri ile meşhurdu bu semtte.

aziz sancar

tanım: ırkçılık, etnikçilik üzerinden prim yapmak isteyenlerin tuzağına düşmeyerek bir kez daha gönülleri okşayan bilim insanı.

hani olmayacak kişilere, olmayacak işleri için "türkiye seninle gurur duyuyor" derler ya, işte asıl "türkiye seninle gurur duyuyor" denmesi gereken kişilerden biridir aziz sancar. daha nice buluşlara imza atması ve insanlığa katkı sağlaması dileğiyle...

ncar

--- spoiler ---
sancar: ben türk'üm o kadar
nobel ödülü alan prof. aziz sancar etnik köken tartışmalarına tepki gösterdi. bbc'nin telefon ettiğini aktaran sancar şöyle konuştu: "ilk sorduğu soru... bana 'arap mısınız, kısmen mi türk'sünüz' diye sorarak saygısızlık yaptılar. bbc'ye söyledim, 'arapça konuşmuyorum, kürtçe konuşmuyorum, ben türküm' dedim. ben türküm, o kadar" diye konuştu.
--- spoiler ---

etnik kökenleri ne olursa olsun (bkz:#251302)´de yazdıklarımı bir üst kimlikte yaşıyor çoğu kandırlmamış vatandaşımız halen ve inatla.

the killing fields

kamboçya'da diktatör "pol pot" döneminde geçen bir filmdir. türkçesi "ölüm tarlaları" demek. 1984 yılında vizyona giren film, klasik hollywood propaganda unsurları içerse de, büyük oranda kamboçya veya khmer / kmer'de zamanında yaşananların gerçekliğine de değinir.

imdb: http://www.imdb.com/title/tt0087553/

kamboçya

bir uzakdoğu ülkesi. "khmer" adıyla da bilinir. başkenti "phnom penh" veya başka bir yazılışla yazarsak, nom pen'dir.

kızıl khmerler döneminde korkunç bir diktatör olan pol pot'un yönetimi sırasında, 1975-1979 yılları arasında ülke nüfusunun tahminen en az %25'i katledilmiştir.

o dönemde gözlüklü olmak bile ölüm kamplarına tıkılmak için yeterli bir sebepti.

(bkz: the killing fields)

lime

türkçe'de misket limonu dediğimiz bir tür limon. asıl limona göre küçük ve kabuğu yeşildir.

lok lak

kamboçya* kökenli bir kırmızı et yemeğidir "lok lak". soya sosu, balık sosu, istiridye sosu ve domates sosu gibi soslarla marine edilen etlerle hazırlanır. anlık hazırlanacaksa, oda sıcaklığında 15-20 dk., daha sonra yenmek üzere hazırlanacaksa buzdolabında tüm gün terbiye veya moda deyişle(!) marine edilir etler. terbiyeye, sarımsak ve şeker ile karabiber de katılır. taze kesilmiş salatalık ve domates ve isteğe göre sarımsak dişleri ve " lime"* dilimcikleri ile çevrelenerek, hızlıca harlı ateşte pişirilen ince kesilmiş etler, yiyecek kişilere sunulur.

şu resimdeki gibi bir görünüm elde edilir:

içeriğindeki bazı sosları saymazsak, türkiye'de alışık olduğumuz damak tadına pek de aykırı olmayan bir asya yemeği...

joker

iskambil kartları içinde, bazı oyunlardaki istisnalar hariç, her kartın yerine geçebilen özellikteki kart.

blum

51 oyununda çift deste kullanılırken, blum'da tek deste ve 7 kart kullanılır. bir iskambil oyunudur.

51

bir iskambil oyunu. iskambil kartlarıyla oynanan bu oyun okey'e çok benzer; hatta okey'in iskabil kartlarıyla oynananı da diyebiliriz.
çeşitli versiyonları olsa da genellikle çift deste ve iki joker ile oynanır yani toplam kart sayısı 52+52+2=106'dır.

(bkz: blum)

51. bölge

area 51

türkçe'de " 51. bölge" dediğimiz gizemli yerin orijinal adı.

maurice jarre

jean michel jarre'ın babasıdır. meşhur filmlerin meşhur film müzikçisidir; fransız besteci ve müzisyendir. 1924-2009 yılları arasında ömür sürmüştür.

aldığı ödüllerden bir kısmı:

--- spoiler---
1962 academy awards - nominee, best score adaptation or treatment - sundays and cybele

1962 academy awards - winner, best original score - lawrence of arabia

1965 golden globes - winner, best original score - doctor zhivago

1965 academy awards - winner, best original score - doctor zhivago

1972 academy awards - nominee, best original song - "marmalade, molasses and honey" from the life and times of judge roy bean

1975 golden globes - nominee, best original score - the man who would be king

1984 golden globes - winner, best original score - a passage to india

1984 academy awards - winner, best original score - a passage to india

1985 bafta awards - winner, best original score - witness

1985 bafta awards - nominee, best original score - a passage to india

1985 academy awards - nominee, best original score - witness

1986 golden globes - nominee, best original score - the mosquito coast

1988 academy awards - nominee, best original score - gorillas in the mist

1989 golden globes - winner, best original score - gorillas in the mist

1989 bafta awards - winner, best original score - dead poets society

1990 academy awards - nominee, best original score - ghost

1995 golden globes - winner, best original score - a walk in the clouds

2000 golden globes - nominee, best original score - sunshine
--- spoiler ---

jean michel jarre

babası meşhur film müzikçisi, müzisyen ve besteci maurice jarre'dır.

bitcoin

elektronik bir para birimidir. yayıldığı günden beri spekülasyon kaynağı olmuştur.

(bkz: satoshi nakamoto)

alpaka

vikunya ve guanako'nun bol tüylü, yünlü yakın akrabası. güney amerika kökenli bu hayvandan elde edilen yün çok değerlidir.
bu yünden yapılan kazak ve kıyafetlere de alpaka adı verilmekte.

(bkz: camelidae)
(bkz: deve)
(bkz: lama)
(bkz: vikunya)
(bkz: guanako)
(bkz: devegiller)


aynı zamanda görünüşü gümüşe benzer ucuz bir maden alaşımına da alpaka denmektedir.
  • /
  • 117
  • /
  • 39

amfi


ada


atina


whoami


bağlanmamayı marifet sanan hastalıklı kişi


çingenelerin sitesi


şoför


baby jane


love


nori


justin trudeau


browsec


diyojen


megafon


mezi


müfteri


singapur


brexit


dert


bozacının şahidi şıracı


  • /
  • 39
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 2325

benlik uyuşmazlığı kuramı

carl gustav jung'un " gölge benlik" kavramı ile harmanlanırsa tadından yenmeyecek olan* kuramdır benlik uyuşmazlığı kuramı. kuramın adı, kendini açıklar niteliktedir.
edward tory higgins tarafından geliştirilen sosyal psikoloji kuramıdır*.
kurama göre üç farklı benlik bulunuyormuş:
- gerçek benlik
- ideal benlik
-(bkz:#zorunlu benlik)
bana biraz sigmund freud'un id, ego, süperego'sunu çağrıştırmadı* değil.

mobbing

sydney pollack'ın 1993 yapımı the firm filminde de işlenmiştir mobbing konusu.

düşün ki o bunu okuyor

ölmedik biz. ayrı ayrı uyuyoruz. belki derin komadayız ama ölmedik biz. sen de, ben de hala hayattayız. öküz ölünce ortağını satanlardan değil, yeni bir öküz alanlardan olmak gerek. bu devirde düzgün ortak bulmak çok güç.

hayatlarımız birbirine örüldü bir kez ve bu rastlantıdan fazla bir şeydi. ölmedik biz, hala varız. sen ve ben, ayrı ayrı varız. birlikte fenafillah olmak varken, bunun deneyimlerini yaşamışken ve ötesini de tahayyül edebilirken ve nasılsa günün birinde zaten ölecekken, yaşarken biz'in ölmesi ne kadar da gereksiz ve boşuna.

içinde yaşıyorum; içimde yaşıyorsun. yeniden biz olmak zor değil. anlayış ve kabulleniş, özgürlükten taviz vermek değildir. kavuşmak mümkün. istemek yeter. seni yıkıp geçen hatalarım, beni böyle kabul ettiğinde, yıkıcı değil yapıcı olacaktır. ben seni, her şekilde kabul edebilmişken hele. kalp kırıklıkları, yüce bir sevgiyi kaybetmeyi istemek için yetersiz. ölümcül sanılan hatalar, kahredici, üzücüydü ama ölümcül değildi.

bak, yaşıyorsun. yaşıyorum. yazıyorum. okuyorsun. gel. canım cananım, gel. bir ders alınması gerekiyorsa, ikimiz de aldık aynı dersi. gel. hep gel. gitme daha fazla. gel biriciğim, gel...*

pluviophile

nasıl ki bibliophile / bibliyofil'i "kitapsever" diye türkçeleştirebiliyorsak, "yağmursever" diye türkçeleştirilebilecek bir kavram.
aşırı ve zarar verici yağmurlar, abartılı sağanaklar hariç, sanırım ben de yağmurseverim.

kaplumbağalar da uçar

bir filmdir. türkiye-ırak sınırının ırak tarafında geçer öykü. iran-ırak savaşı sonrası saddam hüseyin'in katliamından kaçan kürt sığınmacıların olduğu bir mülteci kampındaki hüzünlü, oldukça acıklı bir öyküdür.
lakposhtha parvaz mikonand'dır asıl adı. 2004, iran-fransa-ırak ortak yapımıdır.

https://www.imdb.com/title/tt0424227/

sinan

bu kadar hızlı yazar yapılmasını hazmetmeye* çalışan dünkü çömez.

kırım'dan gelirim, adım da sinan'dır.*
sinan, bazen sinan cemgil'dir; mimar sinan'dır kimi zaman.
sin'dir**. an'dır*. nan'dır**. inan'dır*; sina'dır**... si'dir*.
velhasıl-ı kelam, mızrağın ucundaki lüledir. sivridir.*

teşekkür ederim " sözlük".

seri eksi oy veren ezik

eksilenen bazı girilerime, hatta hepsine baktığımda, aslında eksilenecek bir şey olmadığını, eksileyen tarafın farklı düşünmekten değil de sırf eksilemek için eylemde bulunduğunu ve bana takmış bir psikopatın varlığını duyumsadığımı, dolayısıyla "seri eksi oy veren ibne" gibi seksist bir tanımlama yerine, "seri eksi oy veren psikopat" tanımlamasını yeğlediğim "sözde" yazardır.

edit: bunu da eksileyeceğini düşünüyordum. haklı çıktım. meraklısı profilimden eksilenen girilerimi görebilir ve yazdıklarımın haklılığını da teyid eder.

edit-2: umursamadığım ama ne olduğunun bilinmesini istediğim kişi ve durumdur.

bi

hem latince, hem arapça, hem farsça kökenli* bir önektir ama her dilde ayrı anlamlar yükler başına geldiği sözcüğe. her üç dilden de türkçe'ye girişi olmuştur bu ekin.

şöyle ki:

latince olarak, çift - iki anlamı taşır. biseksüel'deki, bipolar'daki "bi", budur.

farsça olarak, bitaraf örneğindeki gibi , tarafsızlık, taraf olmama, tarafsız yani "sız" eki üzerinden, yoksunluk, olmama durumu (susuz, kayıtsız gibi) belirtir. bihaber* - habersiz vb. ...

arapça üzerinden bir kullanım örneği verecek olursam, ki arapça'da " ile" karşılığı kullanılmaktadır "bi", bi'l - umum yani bilumum, genel ile, hepsi, tümü, "tüm çeşitleri ile" anlamında.

tüm anlamlarıyla bir tümce*de kullanırsam şöyle bir şey olur*: bilumum ayı sözlük yazarları, biseksüelliğe karşı aynı bakış açısının sergilenmesine karşı bitaraf olmalılar mı?*

düşün ki o bunu okuyor

ölmedik biz. ayrı ayrı uyuyoruz. belki derin komadayız ama ölmedik biz. sen de, ben de hala hayattayız. öküz ölünce ortağını satanlardan değil, yeni bir öküz alanlardan olmak gerek. bu devirde düzgün ortak bulmak çok güç.

hayatlarımız birbirine örüldü bir kez ve bu rastlantıdan fazla bir şeydi. ölmedik biz, hala varız. sen ve ben, ayrı ayrı varız. birlikte fenafillah olmak varken, bunun deneyimlerini yaşamışken ve ötesini de tahayyül edebilirken ve nasılsa günün birinde zaten ölecekken, yaşarken biz'in ölmesi ne kadar da gereksiz ve boşuna.

içinde yaşıyorum; içimde yaşıyorsun. yeniden biz olmak zor değil. anlayış ve kabulleniş, özgürlükten taviz vermek değildir. kavuşmak mümkün. istemek yeter. seni yıkıp geçen hatalarım, beni böyle kabul ettiğinde, yıkıcı değil yapıcı olacaktır. ben seni, her şekilde kabul edebilmişken hele. kalp kırıklıkları, yüce bir sevgiyi kaybetmeyi istemek için yetersiz. ölümcül sanılan hatalar, kahredici, üzücüydü ama ölümcül değildi.

bak, yaşıyorsun. yaşıyorum. yazıyorum. okuyorsun. gel. canım cananım, gel. bir ders alınması gerekiyorsa, ikimiz de aldık aynı dersi. gel. hep gel. gitme daha fazla. gel biriciğim, gel...*

kedi besleyen sözlük yazarları

şu an kedim yok ve şartlar gereği bir süre daha olmayacak. zaman içinde kedilerim olmuştu. ailemde de kedi besleyen çok insan var. bu kedilerden bazılarının adları şöyleydi: fadiş, mimi, carina*, tırmık, arabişko*, nuri sesigüzel*, pufkin*, nişantaşlı, beşiktaşlı...

mustafa kemal atatürk

varlıklarını kendisine borçlu olduklarını algılayamayacak derecede olup, ötekileştirildiği halde ötekileştirme yapabilen zevatın dahi çamur atmaya yeltendiği fakat altının çamura düşmesiyle altın olma niteliğini kaybetmeyeceği misali, hala ışıldayan, ebediyen de ışıldayacak insan.

how i met your mother'ın tek cümlelik özeti

dizi izlemeye yönlendirilerek uyuşturulmuş kitlelerin izledikleri amerikan dizilerinden biri.*

bedri baykam

sanatçı ve aydın bir kişilik. yazarlığı da vardır. "kemik" adlı romanını önerebilirim.
yıllar önce sanırım ist./ortaköy'de işlettiği bir parda yarı çıplak hatunlara çamur güreşi yaptırmaktan, ergenlikte yaptığı bir masturbasyonun kalıntısı olan sperm lekeli peçeteyi saklayıp, yıllar sonra bu kurumuş sperm lekeli peçeteyi sergilemeye ve daha neler neler... inanmayana google bir tık kadar yakın! velhasıl-ı kelam, ilginç bir kişiliktir.

akrep burcu

her nedense kendisine " akrep" lakabı takılmış burcu adındaki kişidir.

amfi

amplifikatör denen hedenin kısaltması ve kısa söylenişidir.
ayrıca, amfitiyatro'nun da kısaltmasıdır. günümüzde en çok amfitiyatro gibi olan büyükçe üniversite derslikleri için kullanılır.