eve gelip yemek bile yemeden yatağa girdiğinde, karnın acıktığı halde mutfak kirlenmesin diye yemek yapmaya bile üşendiğinde anlarsın. temmuz aylarım öyle geçer.
duygusal değil de fiziksel yalnızlığım açık seçik ortaya çıktı bugün. bütün gün evde oturup tv izledim, biri de çıkıp demedi ki "bu çok saçma ya değiştir/ biraz kıs lan sağır mısın?!/ şu kumandayı versene bi vs.".
yalnızlığın anlaşılmadığı tek bir an var mıdır ki...
içindeki yaz doymuşluğunun sıcaklığıyla cebindeki çakıl taşlarına dönen yalancı tanışmışlıklarını havanın serinlemeye başladığı şu günlerde birer birer denize attığın an; işte tam da o soğukluktaki an; gerçek yalnızlığı esas o zamanlarda yaşamış olduğunu kavradığın ana evrilir ve artık taşımak zorunda olmadığın o ağırlıkların yalnızlığında daha bir sen olur ve de ''tamam''lanırsın.
taksime çıktığında arayacak bir kişi bile bulamayınca. telefonun fabrika ayarlarına dönersen rehber silinir ortada kalırsın mal gibi. neyse ki yosibear yetişti imdadıma.