istanbul sendromu

istanbul da olanlar için çekilmez bir şehir, olmayanlar için hep merak edilen ve olmak istenen ürkütücü şehir olan istanbul un, insan üzerindeki baskısının eseridir.

boşboğaz

nerede, neyi, nasıl söyleneceğini bilmeyen kişiler için söylenen söz. yaptığını, ettiğini, duyduğunu, bildiğini hemen başkalarına yumurtlayan zaadlara yakışan sıfattır. işin garibi kendi acıklarını kendi ağızlarıyla söylerler genelde. yerli, yersiz, hadsizce konuşmayı marifet sanarlar.

(bkz: düşüncesiz)
(bkz: ifşa etmek)

spor polisi

pandoranın kutusundan çat diye çıkıveren yeni önleme birimi.

tribün ve sahalarda yaşanan protesto olaylarının hemen ardından kurulan bu şaibeli birim siyasi başın yeni ahlak tokmağı olacak. yıllardır sahalarda ve taraftar kanadında yaşanan ölüm, şiddet, küfür vakaları bile bu birimin kurulması için yeterli görülmüyorken nedendir bilinmez bir günde kurulmasına karar verilmiş. saha içi saha dışı ve trübünde sınırsız yetkileri olan birim, gezi parkı protestolarının sahalara taşması sonucu kurulan tek gecede imzası atılıp yayına sokulan kumandalı kolluk gücü aslında. bjk-trabzonspor maçında test olarak denenecekmiş. cinayet vakalarına bile istemeyerek zorla giden güvenlik güçlerinin stada koşarak gideceği aşikar ; hum bravo emniyete!

hayata zeki demirkubuz`un kamerasından bakmak

pencereye bakıp, yolculuk görmektir, ağaca bakıp sabitlik görmektir, aynaya bakıp eşşeğin s*kini görmektir, öyle de sıkıcıdr

göt kalkması

insanlık dışına çıkılma evresinin başlangıcıdır. çevresine karşı kırıcı olmaya başlamanın ağa babalığına "merhabaaa, ben geldiiim." demektir.

ayı sözlük roman

yabancı bi yatakta , yabancı bi şehirde ve yabancı insanlarla yeni bi güne daha uyanmıştı. bir ay önce taşındığı bu şehre bir türlü alışamamış , 1 haftadır her akşam gördüğü o rüyadan bi demet daha yaptırmıştı. kızıl sakallı , gamzeli , hiç unutamadığı ve hiçbir zaman duygularını açamadığı o adamı rüyalarında büyütüyordu . neden her zaman gülüşleri rüyasına misafir oluyordu ki diye geçirdii içinden ve son bir aydır yaptığı gibi ilk işi bi sigara yakmak oldu . etrafına baktı yabancılaştığı nesnelere sonra sigarasından bi nefes alarak yatağından kalktı
mutfağa doğru yol almaya başladı , her adımda yükü daha da ağırlaşıyordu , bi kahveye ihtiyacı vardı . dışardan gelen ayak sesini uyursamamayı , kendi dünyasıyla ilgilenmeye çalıştı
kahvesini hazırladı , aldığı her yudumu sigarasıyla birleştiriyordu . televizyonu açmaya yeltenirken birden kapısı çaldı
üzerine bütün haksızlığı ve yalnızlığı alarak kapıya doğru yöneldi ....

assassin's creed

şu anda unity'i oynuyordum, güzel denk geldi. açıkçası unity beni pek sarmadı. eski oyunları kesinlikle daha güzel. favorim tabi ki de istanbul'da geçeni.

güzelliğin o kadar da göreceli bir kavram olmaması

"her malın bir alıcısı bulunur. " sözünden incinebileceklere karşın bir önlem olarak söylendiğinden çok önemsenmemesi gerekir. sanat eserlerindeki göreci güzellik kavramını ayrı tutmak gerekir tabii. ama insan güzelliğindeki görece sadece ortalama güzellikteki insanlarda olabilir. yoksa birçoğu ya herkese güzel ya da herkese çirkindir. başka bir görüşle daha çok çirkin kategorisindeki şahıslar kendi seviyelerindekileri güzel kabul ederek kendilerini de o sınıfa sokma niyeti içinde olabilirler olsa olsa.

çocuk cinsel istismarı cezalarının hafifletilmesi