prestij

djarum black içerek başladım. kesmeyince camel soft'a geçtim. sonra lucky strike türkiye'ye geldi, tütünü değişene kadar onu içtim. tekrar camel soft'a döndüm. sarma tütün nasıl olur diye 2-3 ay old holborn içtim. sarmaktan bıktım ve kent switch'e geçtim, güzel gibiydi o süreçte chesterfield mentol de içtim, garip bir mentol aşkı yaşıyordum. şu aralar ise koy götüne diyerek muratti içiyorum, çok seviyorum. seda sayan'ın koca değiştirdiği gibi sigara değiştirmişim yalnız.

yaz aylarında kumsalda güneş altında vs. içmesi kolay oluyor diye marlboro mentollü yada lucky strike'ın mentollüsü. soğuk kış günlerinde yalnızlığımda beni ısıtsın diye normal bir sigara yani murattı. murat diyorum seni seviyorum diyorum ama o beni zehirliyor. * *

lucky strike *

djarum black.

(bkz: ülker çubuk kraker)

camel yokluğunda winston *

kırmızı kısa tekel2000

(bkz: united)

not: madem gereksiz ve sağlıksız bir zımbırtıya para veriyoruz, bari ucuzunu alalım.

sigarayı bağımlılık nedeniyle değil de tamamen görsel güzelliğinden dolayı kullandığım için genelde içtiğim sigaralar nikotini az estetik olarak hoş sigaralar. örneğin
esse slims elmalısı, çileklisi, light / super light, mentollü gibi sanırım sekiz dokuz çeşidi var. ver her birinin kutusu inanılmaz güzel.
lucky strike ,
djarum yine karanfil, vişne ve vanilyalı olmasından dolayı,
captain black çikolatalı
violet pembe olmasından dolayı.
yineliyorum ki tam bir sefa pezevengiyim

başladığım günden şimdiye camel soft

(bkz: etli puro)

kent d range (açık mavi)