behzat ç

76. bölüm itibariyle behzat ç benim için türkiye de yapılmış en kaliteli dizi makamına oturmuştur. niye mi?
--- spoiler ---

çünkü bu bölümünde lezbiyen bir çifti barındırmış, lezbiyenliğin bir hastalık olmadığını, lezbiyenlerin de evli bir çift gibi birlikte yaşayıp çocuk sahibi olabileceğini abartısız ve usturuplu bir şekilde işlemiş. artı olarak lezbiyen de olsa kadının yine de heteroseksüel erkeklerin tacizlerine ve şiddetine maruz kaldığını en önemlisi lezbiyenliğin tedavi edilmesi gereken birşey olmadığını harun gibi angut bir adamın bile anlayabileceğini gözler önüne sermiş. bunu yaparken de harun un ''hamile bırakmayı nasıl başardınız?'' sorusunun dışında- ki o karakterden beklenen bir soru- hiçbir sulu lezbiyen şakasına yer vermeden çok düzgün yapmışlar

--- spoiler ---
zaten bayıla bayıla izlediğim behzat ç nin yeri artık çok daha sağlam bende. emeği geçen herkese benden kocaman bir teşekkür.
son bölümüyle hayran olduğum ekibe, diziye biraz daha saygı duydum. türkiye için ilkleri yapıyorlar bütün engellere rağmen.
ekibin yarısı an itibariyle cnn türk'te mesut yar'ın konuğu.. keyifle izliyoruz.
cnn türk'te mesut yar'ın konuğu olan ekibinin yarısının yarısı, yani akbaba, harun ve yeni eleman, yani berkan şal, fatih artman ve engin öztürk bugün istiklal caddesi'nde bana görünerek mutluluk kaynağı olan, çok karakterli, farklı, lezzetli, keyifli, kaliteli, ülkemiz yapımı tv dizisi. *
--- spoiler ---

bu sezon ortaya çıkan seri katillerle hafif dexter ı anımsatıyor. barbaros un adli tıpta çalışması, konuşması, donukluğu, soğukkanlılığı ve ukalalığı aynı dexter. çocukluğundan kalma banyoya kitlenme anılarından başka umarım daha travmatik anılarda çıkar ortaya zira her banyoya kitlenen çocuk seri katil olsaydı türkiye de seri katilden bol birşey olmazdı. bir de ortağı muzo var ki beni benden alıyor bu kadar mı komik olur bir seri katil..öldür la beni.

--- spoiler ---
dün yayinlanan 78. bölümüyle efsane olacak dizidir. bütün ekibin akbaba'nin evinde toplanip rakiya düsmeleri, sonra akbabus'la hayalet'in onlara menemen yapmasi, sonra içmeye devam etmeleri, içtikçe açilmalari açildikça içmeleri... aga ben bu adamlari ilk defa bu kadar bir arada, ve yine ilk defa bu kadar yalniz gördüm. dibine vurmuslar resmen yalnizligin. hepsi öyle kederliydi ki, kederden bogulmamak için raki'nin güvenli limanina siginmislardi sanki.. amirim dagitti resmen.. bu adam ne kadar büyük bir uçurum tasiyor içinde böyle....? ve nasil basedebiliyor bununla? insan bakmaya korkuyor..
hepsi teker teker büyüdüler dün gece, ve büyülediler. bir de mahsuni baba dan "bilmem aglasam mi aglamasam mi" türküsünü söylemediler mi hep birlikte.. offf ki off.. raki içesim geldi ya la...

ilk defa dün 1 saat kadar izleyebilme şansı buldum. bütün karakterler ayrı ayrı çok yaralı ve yalnız geldi. muhabbetleri gerçekçi, içten. klasik bir laf olacak ama sanki kendi evimizde, kensington odamızda bu muhabbetleri yapıyorduk. sevdim diziyi. insanı anlatan diziler hep hoşuma gitmiştir.
81. bölüm nasıl bir bölümdü resmen kafa yaptı bende. (bkz: behzat ç kafası)
--- spoiler ---
izlerken hep derdim ki dizi gerçekçiliğini kaybediyor bir insanın başına bu kadar kötü olaylar gelir de hala nasıl yaşar, nasıl tutunur. bu bölümde öğrendik ki amirimiz uyuşturucu kullanmış. zaten o acıyı kederi içkiyle bastırmak zor onun deyimiyle daha sert birşeyler lazımdı, kullanmış amirim. içkiyi 2 gün sonra unutacağımız aşk acılarımızı bastırmak için kullanıyorsak behzat ın yaşadıklarını bastırmak için kullandığı ağır narkotikler bile az bence. her şey birbirinin içinde karman çorman bir bölümdü ama bir çok şey aydınlığa kavuştu. ilk fırsatta tekrar izleyeceğim. sadece fındık kadar şulenin su aygırı kardeşi bernayı çatıdan aşağıya atmasını benim mantığım almıyor.
bir de yaşlı behzatı oynayan amca gerçekten çok benziyordu behzata, diyalogları da çok komikti bence.
--- spoiler ---
david lynch filmleri gibi bir bölümdü vesselam.
türk işi olan bütün dizilere karşı parçalanamaz bir ön yargısı olan, içinde biraz olsun arabesk gördüğü her şeye kıro damgasını yapıştıran insanlar yüzünden neredeyse halk içinde gelen tepkilere sinirlenmemek için sevdiğimi söylemediğim dizidir. evet, bu dizinin benim için çemberimde gül oya ve ikinci bahar ile birlikte gelmiş geçmiş en iyi türk dizileri arasında bulunmasının birçok nedeni var. şüphesiz ki bunlardan en ağır basanı korkusuz bir dizi olması ve eşcinsellik, derin devlet, yolsuzluk ve daha birçok hassas konuyu rtük'ü umursamadan işleyebilmesidir. ankara'da transeksüel bireyleri dövdükten sonra çırılçıplak bir şekilde elmadağ'a bırakan polis grubunu bile konu etti bu dizi.
ayrıca 1. ve 2. sezon finali izlendikten sonra günlerce etkisinde bırakarak kendini defalarca izletmiştir. 3. ve son sezon finali şimdilik bu kadar umutlu gözükmese de aynı performansı beklemeden edemiyor insan.
harun zayıfladıktan sonra hiç izlememiş olsam da seni çok özleyeceğim behzat amirim. bu kadar hayatın içinden bir türk dizisi bir daha ne zaman gelir ekrana bilmiyorum.
amirimin kırmızı vosvosuyla yollarda ilerlerken ekranlara veda etmiş, tadı damağımda kalan efsane dizilerdendir.
yeni filmin yakında vizyona girmesine mi sevineyim sanem çelik in filmde olmasına mı bilemedim. 1100 kere seyrederim heralde artık.
erdal beşikçioğlu olduğu tartışmalı ,ama gerçekten çok benziyor ,eğer öyleyse bence şimdi daha da bir karizma http://webtv.radikal.com.tr/eglence/5865...
ekip 6 yıl sonra tekrar biraraya geliyor. senaristi ercan mehmet erdem sosyal medya hesabından paylaşımı ile göz kırpmış behzat ç severleri heyecanlandırmıştır.
  • /
  • 2