desperate housewives

çok çok çok güzel bir dizi*. kadın dizisi diyenleri kınamak istiyorum. böyle bir hikaye,böyle entrika,böyle mizah... gerçekten güzeldi. tadında bitti. ayrıca ilk yayınlandığında yapılan istatistiklere göre kadınlardan çok erkeklerin izlediği ortaya çıkmıştır. desperate hanımlarımızın o kadarda desperate olmadıkları gayet açık...
izlediğim en uzun soluklu dizidir kendileri. hayaller kuraldım acaba 8-9. sezonda ne hallerde olurum gibilerinden ve ahanda biti verdi.

dizi daha çok aşk, dram, romantizm, entrika felan olsa da aradaki o ufak, keyifli espriler felan diziyi doyumsuz hale getiriyordu. her bir karakterin bağımsız özelliklerinin olması, her karakterde kendinizden bir şeyler bulabiliyor olmanız da seyircileri bağımlı hale getiriyordu.

ayrıca, geçenlerde öğrendim, karen karakterini canlandıran kathryn joosten ölmüş. dizide olmazsa olmaz dedirten bir karakterdi bence, yazık olmuş.
ismi nedeniyle pek çok erkeğin ön yargıyla yaklaştığı dizi. işin gerçeği şu ki benim izlediğim en başarılı yapımlardan biridir. bir bölümde hem kahkalarla güldürüp hem zırıl zırıl ağlatan, son sezonlarına doğru saçmalayan pek çok dizinin aksine en güzel sezonunu sona saklayan süper bir dizidir. bazı bölümleri vardır ki akıllarda yer etmiştir.

--- spoiler ---

alışveriş merkezinde rehin kaldıkları bölüm, mahallede protesto yaptıkları bölüm, mahalleyi fırtınanın vurduğu bölüm ve daha bir sürü bölümüyle efsane bir dizi olmayı başarmıştır.

--- spoiler ---
cnbc-e'de yayınlandığı dönemde izlerken, annemin bana cırladığı dizi. ismi dolayısıyla yalan rüzgarı kıvamında bir dizi zannediyordu. türk versiyonu yayınlandıktan sonra beni rahat bıraktı.

final bölümü başlı başına bir sinema filmi sayılabilecek ve o bölümünü defalarca izlediğim dizi. en yakın zamanda dvd koleksiyonuma katmak istediğim dizide denebilir.
2004-2012 tam 8 sezon yayınlanmıştır.

http://ayilarock.ayisozluk.com/desperate-housewives-umutsuz-ev-kadinlari/
çok severek izlerdim. izlemeyenler için kesinlikle öneririm boş zamanlarda harika gider *
tekrardan izlediğim şu günlerde bir şey fark ettim: 14 yıl önce izlerken sahip olduğum yargılar aradan geçen sürede baştan ayağa değişmiş. her şeyi ve her karakteri hatırladığımdan çok farklı değerlendiriyorum şimdi. zaten 14 yıl az bir süre değil ve olması gereken de bu aslında, bakış açımın değişmesi yani ama yine de ilginç bir deneyim. bree'nin asi bir ergen olan eşcinsel oğluyla verdiği savaşta daha çok bree'ye hak veriyordum ve andrew'un disipline edilmesi gerektiğine inanıyordum mesela. şimdi bakıyorum da çocuk doğru bir yaklaşımla gayet de sakinleştirilebilirmiş aslında. ortalığı asıl ateşe veren, çocuğun eşcinsel olduğunu öğrenince oğlanı hizaya getirsin diye eve kiliseden peder tutup getirecek kadar ileri giden annesiymiş. andrew'un herhangi birimiz gibi biri olduğunu ve sadece kabul edilip sevilmeye ihtiyaç duyduğunu görememişim o zamanlar.

neyse çok sevdiğim bir dizidir. komedi+dram dengesini 8 sezon boyunca güzel kıvırdığını düşünüyorum. izleyin gençler.
bugüne kadar izlediğim en iyi dizidir, daha da iyisi gelmedi.