eşcinsellerin genellikle terbiyesiz insanlar olması

eşcinseller din, devlet ve aile'den oluşan şeytan üçgeninin dışında yer aldıkları, efendisiz bir hayata sürgün edildikleri için, toplumun terbiye dediği ehlileştirme sürecinden en az hasarla geçmiş insanlardır.
terbiye denilen iğreti giysilerden soyunup, çıplak kalmışlardır.
çıplaklık, dışarıdan bakanlar için terbiyesizlik, onu giyinenler için özgürlük demektir.
efendilerin ve eli kırbaçlı terbiyecilerin köleliğini istemiyoruz..
heterolar çok terbiyeliymiş gibi bir anlam çıkıyor. genelleme yapmak gerekiyorsa "erkekler" terbiyesizdir.
öyle eşcinseller var ki, bazen haksızca bazen haklı olarak, tüm dünyanın kendilerine karşı sürekli komplolar kurduğunu, sürekli onların kötülüğüne çalışıldığını düşünüp, alakasız bile olsa en ufak bir hareketi kendilerine hakaret olarak algılıyor ve karşı tepki olarak çirkefleşiyor, bu doğru. bu kendine aşırı değer vermekten mi, yoksa iyice değersiz hissetmekten mi oluyor bilmiyorum. bir gün bir dolmuşa bindim, yanımda da bir eşcinsel vardı, şöför eksik para mı ne vermiş yanlışlıkla, bu yanımdaki şöföre ağzına geleni söylemeye başladı. ne insan hakları kaldı, ne hakaret uğradığı, ne aşağılandığı, sürüm sürüm süründürme tehditleri vs. dur yahu ne oluyor, adam sen eşcinselsin diye mi paranı eksik verdi yani. belli ki yanlış saymış, neyse ki adam insan çıktı da çok tepki vermedi. evet biz toplumun gözünde ikinci sınıf görülebiliriz ve eşitlik yolunda daha kat edecek çok mesafe var ama bu kadar da komplo teorileriyle hayatı kendinize ve başkalarına zindan etmeyin balım...
içselleştirilmiş homofobi, empati, göreceli, genelleme, önyargı, savunma mekanizması... bunlar cümle içinde kullanıldığında gerçekten de çok fiyakalı duran güzide kelimelerimiz. bu tür şık cümleler kurabilirdim ama söylediğim şeyler düşündüğüm şeyler olmazdı. o yüzden söylemem gerekeni değil, söylemek istediğimi söyleyeceğim müsadenizle:

terbiyeyi baştan, baştan ve yeni baştan tanımlayabiliriz her tanımda da apayrı bir kavram ortaya çıkabilir, ama terbiyenin tanımı ne olursa olsun sonuçta çoğumuz yine de ondan yoksun olacağız.

genellemeler çok sağlıklı yaklaşımlar değil, doğru. ancak aynı etkilere maruz kalan insanların benzer tepkiler vermesi de oldukça akla yatkındır. eşcinseller olarak hepimiz yalnız bıraklımanın, dışlanmanın, en sevdiğin insanlar tarafından bile nefret yağmuruna tutulmanın, gizlenmenin, yalnız öleceğini bilmenin, aşık olmaktan korkmanın ve bunun gibi bir sürü saçmalığın pençesinde olgunlaşmaya çalıştık * ve bütün bu kurşunlar ruhumuza benzer ya da aynı yara izlerini bıraktı. insanlara güvenememe, mutluluğu kıskanma, katlanarak büyüyen doyumsuzluk, yersiz kibir, bencillik ve daha sayamadığım nice ruh kusuru... ve bütün bu malzemeleri hangi oranda karıştırırsanız karıştırın. ortaya çıkan şeyin adına terbiyesizlik demek her zaman mümkündür.
heteroseksüel olarak bakarsak terbiyesiz terimi yumuşak kaçar.onlara göre ben ahlaksız,namussuz,dinsiz imansız hatta ve hatta yaşama hakkı olmayan bir insanım.ama bir eşcinsel olarak evet türümün yanlış hareketleri var ama heteroseksüeller kadar değil.aldatma,yalan söyleme,dolandırma gibi davranışlar heteroseksüellere göre daha az bizim camiamız da.bir eşcinsel bir heteroseksüel adama yada çocuğa tecavüz etmez.bir eşcinsel gece dışarda gezen erkeği taciz etmez.bir eşcinsel heteroseksüelliğini her kese söylerim diye heteroseksüeli tehdit edip parasını gasp etmez.bir eşcinsel tüm heteroseksüelleri seks objesi olarak görmez.bir eşcinsel bunlar gibi heteroseksüellere özgü illegal hareketler de bulunmaz bulunamaz.

fesatlık,dedikodu,çekememezlik,iftira gibi durumlar çok yaygın olabilir evet.ama sıkıştırıldığımız dar alanlardan yaşramanın getirdiği durumlardır.ayrıca azınlık olduğumuz için dar bir çevre de olması muhtemel hareketlerdir.kalkıpta bunu tüm ibne alemine mal etmek abesle iştigaldir.

eğer heteroseksüel algılamayı bir yana bırakırsak tabii.
terbiyesizlik değil de, fesatlık ve yaşam tarzlarını sindiremeyen insanlar olmaları gibi bir durum var *

bunu herkese yaymak da doğru değil.. ama ne yazık ki genelleme yapılacak kadar da büyük bir çoğunluk bu durumda..

hiç unutmam, zamanında abim gibi sevdiğim, eğitimli, lisans üstü çalışmaları olan, akademik kariyer yapan, kendime örnek aldığım iki insan, eski sevgilimi tanıştırdığım, benim için çok heyecanlı -ve sevdiğim insanları bir araya getirdiğim için mutlu - bir zamanda, eski sevgilime; "aaay bizim kezban ruhlu da senle tanışmadan önce, izmirdeki partilerde masalara çıkıp dans etmişliği olan, izmirde onca gay arkadaşı olan, ünlü bi çocuktur" demiş, deyim yerindeyse bana kaşar muamelesi yapmıştır..

o gün bunu daha iyi anlamıştım..
kimsenin tekelinde olmayan ve herhangi bir özelliğe dayandırılmadan da görülebilecek yoz ya da istenmeyen davranışların, tek bir farklılığa mal edilmesiyle ortaya çıkmış olan söylemlerin bir diğer örneği. bu sözü sarf eden kişinin yine bu güruhun içinden birisi olması, yapılan tespiti*, genele yapılan bir özeleştiri niteliğine büründürmemektedir. isterseniz bütün bir kışı geçirecek kadar yiyecek stoğunuz olsun, isterseniz daha hiç parmak uçlarınızla başka bir erkeğin pübik kıllarını taramamış olun, sadece birlikte olmak istediği kişinin cinsiyeti ve toplumda ortalama olarak gördüğü baskı dışında ortak özellik atanamayan insanlar üzerinden, göreceli olarak iyi ya da kötü yönde ekstradan bir genelleme yapma hakkı da kimseye verilmemektedir. bunun yanında herhangi bir insanın, eşcinsel ya da değil, çevresinde olan kişiler ile yaşamış olduğu etkileşimler, dialoglar veya tatsızlıklar sadece kişinin kendisini bağlamak ile birlikte, bu tecrübeler sadece kendi olay örgüsü içerisinde açıklanabilir. bu neden ile yapılabilecek tespitlerin de sadece o ortam içerisini kapsaması ve daha da önemlisi tek taraflı ve öznel olduğunu ortaya çıkaracak betimlemelerde bulunulması gereklidir. belki de bu tür genellemeler, kişinin bu zamana kadar yapmış olduğu seçimlerini sorgulamaktan kaçınmak için yarattığı bir tür savunma mekanizması da olabilir**.
sözlük yazarlarının bu başlık altında çatır çatır homofobi yaptığını görmek çok üzücü.
terbiyesiz olan her kılıkta terbiyesizdir. homosu heterosu yok bunun anacım.
aynı etkilere maruz kalan insanlar benzer tepkiler verme eğilimi gösterebilir, bu durum akılcı olabilir ama olasılık ile gerçeklik arasındaki fark da apaçık ortadadır. sözü geçen görülmesi muhtemel etki ve tepkiler de kendi içerisinde çeşitlilik gösterir. homofobi, dışavurum olarak tek tip bir hareketten ibaret değildir, insanlar çeşitli yollarla homofobik tepkiler gösterebilir. kimisi bu davranışı söz yolu ile, kimisi şiddet ile, bazıları ise çeşitli yaptırımlar ile yansıtır. bunun yanında insanlar yaşadıkları ya da her an maruz kalma ihtimalini göz önünde bulundurdukları bu tip davranışlara aynı tepkileri vermezler, her insanın bakış açısı birbirinden farklıdır ve bu bakış açısını şekillendiren tek etmen de kişinin cinsel yönelimi veya kimliği değildir.. hatta ortak bir özelliğe sahip oldukları için, aynı olayı tecrübe etmek durumunda kalan iki insanın vereceği tepkiler ve bu olaydan etkilenme durumları da farklılık göstermektedir, yaşamak ile yaşadığını anlamlandırmak aynı değildir. hatta çok klişe olsa bile içinde belli bir miktar su olan bardağa bakan kişilerin, kimilerinin yarısı boş, kimilerinin ise yarısı dolu olarak değerlendirmesi, bakış açısı ile ilgili güzel örneklerden biridir.

eşcinselleri en fazla etkileyen konu, doğal olarak zarar görme korkusudur. bu nedenle insanlar çevresine kolay kolay güvenemeyebilir. ancak güven kimileri için paranoya iken, kimileri daha temkinli olarak kendilerini güvende hissedebilir. bunun yanında yalnız kalma korkusu, etrafındaki insanların nefretine maruz kalma gibi etmenler herkes için geçerli değildir. benzer durumlar yaşandığı takdirde bile, herkes aynı şekilde hissetmemekte ve dolayısı ile aynı şekilde etkilenmemektedir. kıskançlık, kibir, iyi görünüp arkadan atıp tutma, yanlış beyanda bulunma ya da çekememezlik ise, ortak özelliği sadece eşcinsel olmak olan insanlar üzerinden genellemesi yapılabilecek davranışlar değil, söz konusu bile olamaz ve nesnel bir değerlendirme olmaktan çok uzaktır. kişi, ancak kendi etrafındaki insanlar ve onlar ile olan ilişkileri üzerinden bu kanıya varabilir ve takdir edersiniz ki yapacağınız her tespit öznel olacaktır. bu demek oluyor ki, tespitleriniz sadece sizin bakış açınız doğrultusunda ve sadece etrafınızdaki insanlar üzerinde geçerlilik gösterir. bu kalite kontrol testi değildir, alınan bir numunedeki istatistiki arıza oranı üzerinden, genel güven aralığına uygunluğunu tespit edebilmek için hepimizin eşdeğer, fabrikasyon ürünleri olmamız gerekmektedir, takdir ederseniz ki bu da mümkün değildir.

insanlar haksızlığa uğrayabilir, hak etmediklerine inandığı olayları tecrübe edebilir ve bunun yarattığı sinir ve hayal kırıklığı ile de bazı sözler sarf edilebilir, tamam. ancak botswana’da 6 kişi tarafından günlerce tecavüze uğrayan kadının yaşadığı iğrençliği ifade edebilmek ne kadar zor ise, “dünyadaki siyahilerin geneli tecavüzcüdür” sözünü söyleme hakkı da kimseye ait değildir. insanların korkuları, paranoyaları, üzüntülerle yoğrulmuş, umutsuz ve kısıtlanmış hayatları onları, kesin olmamak ile birlikte psikolojik olarak ruh sağlığı stabil olmayan bireyler haline getirme olasılığı vardır, ancak bu ruh hali, öncelikle kişinin kendi hayat kalitesinin sürekliliği, sürdürülebilirliği ile ilgili bir sorundur. yine de bu tür sıkıntıdan muzdarip insanların, terbiyesizlik adı verilen diğer bireylerin bedensel ve ruhsal bütünlüğünü, toplum içerisindeki duruşlarını haksız ve olumsuz yönde etkileyecek olan davranışları sergileyeceğine yönelik bir kaide de, kanıt da bulunmamaktadır. terbiyesiz olmak için eşcinsel olmaya ya da çok sıkıntılı hayati tecrübeler edinmeye de gerek yoktur. insanlar eşcinsel oldukları için veya herhangi bir sıkıntıyı tecrübe ettikleri için de belli bir oranda* terbiyesizlikle itham edilmek zorunda da değillerdir.
baştan ayağı homofobik söylemdir. bi kere genelleme içermesi; tanımı zamana ve mekana göre değişecek olan "terbiye" ifadesini kullanması ve bunu insanların sadece bir özelliğiyle ilişkilendirmesi-ibnelikleri yani- ifadeyi homofobik yapar.

öte yandan bu ifadeye bir eşcinselin "empatik" yaklaşması da " içselleştirilmiş homofobinin" göstergesidir. zira burada empatik davranması gereken bu lafı benimseyen - kendisinden farklı insanları kendi koşulları ve bilgisiyle yargılama yetkisi gören dallamadır. yoksa bir eşcinselin çıkıp "yav evet, adamların hayatlarında bizim pratiklerimiz yok - anlayışla karşılayalım" demesi abesle iştigaldir. çünkü senin evlenemem - gizli sakli cinsel hayatını sürdürmen - geceleri 100 m2 içinde alkollü ortamlara tıkılman ve dolayısıyla sağlıklı şekilde hayatını sürdürememen bu lafı eden dallamalardan ötürüdür.
saçma sapan bir genelleme.
kültüre, yetişme tarzına, yaşam koşullarına, karaktere,...vb. herşeye göre değişir davranışlar ve tutumlar.
hepimiz bir yere kadar birbirimizi destekleriz fakat hakikaten densizlik, hadsizlik ve kontrolsüz davranışlar böyle bir algı yaratabilmektedir. maksat ortamda dikkat çekmek, birisini açık etmek ise elbetteki terbiyesizliktir. elbette bizler belden aşağı konuşmayı severiz. hatta heterolardan daha da çok ama bunu yerli yersiz yapmanın da anlamı yoktur. tabiki şartlar uygun olduğunda, samimi ve güvenilir kişilerle, dozunda yapılmasına kimse engel değildir. kısacası eli işte kaşı gözü oynaşta, bir dediği bir dediğini tutmayan kişiler sayesinde böylesine bir terbiyesizlik bize de yapıştırılmıştır ve yapıştırılacaktır.

(bkz: kurunun yanında yaş da yanar)
kim demiş oşt önce kendilerine baksınlar ne heterolar biliyoruz kimin eli kimin cebinde belli değil yemidikleri bok yok ...
evet tabi ki de ilk entryde yazarın bahsettiği şey çok rahatsız edici ve çirkin bir şey.
yazarın tepkisine hak veriyorum.
fakat direkt bu cümleyi eleştirecek olursam kişinin yahut kişilerin yönelimini ele alarak ya da bunu ön göstererek eleştirmemek gerekiyor.
öncelikle eşcinsellik fanatizmini bir kenara bırakıp olaya sadece eleştirel olarak bakmak gerekir. bu eşcinsellere bir nefret olarak algılanmamalıdır. eşcinselliğin çeşitli yaşam tarzları ve şekilleri var. bir kısmı -yeni moda fenomen ablalar- çok rahat mı diyeyim, mizaç olarak öyleler mi diyeyim yoksa gerçekten terbiyesizler mi bilemedim. aslında bu tavırlarından üslup olarak rahatsızlık duymuyorum sadece samimiyet konusunda inandırıcı değiller. eşcinsellerle hiçbir şekilde ilişkisi olmayan heterolara karşı eşcinsellik hakkında kötü algılar oluşturuyorlar. buna en yakın arkadaşımdan şahit oldum.

şöyle bir şey olduğunu da düşünüyorum; içindeki kadınlığı dışa vurmak isteyen kişiler, bunu ağır başlı bir tavırla yapması pek mümkün gibi durmuyor. sakin bir uyarı onları ağır başlı bir beyefendi gibi gösterirken, deli bir çığlıkla o duyguları daha bir yoğun yaşayabilirler.
eşcinsel olmayı hala küfürlü kelimelerle ifade eden eşcinsellerin herkesi kendi gibi bilmesi
(bkz: homofobik homolar)
  • /
  • 2