mantıklı gelmese de
aşk söz konusu olunca kolayca etkisinden çıkılamayacağı için, insanı garip hallere sürükleyebilir, kendilerinin daha dirayetli olduğuna inan kişiler acıtsa da kendilerini mümkün olduğunca uzak tutarlar. onlar için kesilmesi gereken kangren olmuş bir uzuvdur ruhta.
<br>tersi de söz konusudur; gideceği yere kadar, enerjisi tükenene kadar, umudu olmasa da bunu kendisine itiraf edene kadar, itiraf etmiş olsa da gönlüne gem vurana kadar devam edecektir. zordur tüm
ağır sözleri dilinde taşımak, serbest bırakamamak. onun, seni hayatında nereye koyduğunu, onun için ne anlam ifade ettiğini sorgulamaya cesaretin olmaz. sana ayıramadığı zamanların meşru sıfatları vardır, gayr-i meşru bir eş gibisindir. üçüncü kişilere karşı
vicdan azabı dahi duyabilirsiniz yahut onlara kızar halde de bulabilirsiniz kendinizi, çelişkiler yumağına dönüşürsünüz zamanla.
hayal kuramamaktır en zor olanı, hayalleriniz küçük odalara, dar zamanlara hapsedilir; kelime dağarcığı zayıftır hayallerin. hayaller geleceğin kurgusu değil hayal kılıfına bürünmüş teselliler gibidir. gel gör ki tüm fırtına onu görmenizle diner, kafanızda hırçınlaşan binlerce düşünce bir gülümseyişi ile kuzu kesilir. demem o ki her hali kabulümdür,
aşkın. bilirim ki her daim kendini aklamıştır aşk.