hayao miyazaki

animenin babası, üstadı, büyük adamı. o nasıl bir yetenektir, o nasıl bir hayal gücüdür, o nasıl bir çizimdir, o nasıl bir dünyadır yaratılan. bu adam birgün çıksa, "ben tanrıyım" dese, hiç düşünmem, "hayao amcaaaa! teeeyk miii! hai!" derim.
saymaya hangi işinden başlasam; bilemiyorum. hepsi birbirinden muazzam.

http://www.imdb.com/name/nm0594503
japonya'nın sinema ve animasyon alanındaki en önemli isimlerinden biridir. yaptığı işi tanımlamak hayli zor. o kadar ilginç ve derin bir hayalgücüne sahipki, filmlerini izlerken zaman zaman zevkten kaybolursunuz. çizgi filmin ötesinde birşeyler yaptığını düşünsemde, filmlerinde anlattığı duyguları ancak animasyonla sağlayabileceği de bir gerçektir. spirited away'in 2003 senesinde hem oscar hem de cannes'dan ödülle dönmesi miyazaki'yi dünya çapında bir fenomen haline getirmiştir. zaman zaman japonların disney'i ya da pixar'ı gibi kıyaslama yapanlar da oluyor ki bence gidip yüksek bir yerden atlasınlar. miyazaki'nin dünyası öylesine derindir ki disney, pixar gibi kurumlar miyazaki'nin önünde en fazla eğilebilirler. hala izlemediyseniz spirited away, ponyo on the cliff, howl's moving castle, princess mononoke ve my neighbour totoro gibi şaheserler sizi çağırıyor.

bazen hayat hayao miyazaki filmlerindeki gibi olsaydı keşke dememe sebep olan üstad. anime karakterler çizmeye başlama sebebim. filmleri için joe hisaishi'nin bestelediği eserlerse ayrı bir hayranlık sebebidir.
ruhların kaçışı ile tanımıştım ilk kez. elime bir kalem verip al bir anime karakteri çiz deseniz yine o çamur adamı çizerim.
howl?un yürüyen şatosu, ruhların kaçışı, komşum totoro derken iyiden iyice çizgisine alıştığım, hayal gücü ete kemiğe bürünse öpmeden bırakmayacağım insan * nedense aralarında en çok howl?un yürüyen şatosunu severim ama. yıllar önce bir televizyon kanalında ona ilk kez rastladığımda da aynı şeyleri hissetmiş, ağlamıştım çünkü. sonraki iki-üç izlememde olduğu gibi yani... en yakın zamanda diğer filmlerini de görmeyi planlıyorum zaman yaratıp. *
asla büyümek istemeyenler için ilaç gibidir miyazaki. şiddetli rüzgar estiği zaman veya kocaman ağaçları gördüğüm zaman komşum totoro aklıma gelir. o kadar tombalak bir karakterin uçması bile başlı başına inanılmaz mutluluk verici görüntüleri içerir. totoro karakterindeki bazı çizimlerin ipuçları onun ilk filmlerinden panda! go! panda! da görülebilir. rüzgarlı vadi (nausicaä of the valley of the wind) ayrıca güzeldir. insan izlemeye doyamaz onun filmlerini. en son boro the caterpillar isimli kısa filmi sadece bağlı olduğu firmanın müzesinde gösterilmiş diye okumuştum. umarım bizler de izleme fırsatını elde ederiz...
howl'un yürüyen şatosuya tanıştım ben kendisiyle ve şu sıralar "miyazaki collection 4 dvd box-set", de cıkmıs piyasaya,
komşum totoro, rüzgarlı vadi, küçük cadı kiki ve gökteki kale.....
bi de prodüktörlüğünü ve yazarlığını yaptığı kari-gurashi no arietti çıktı haziran ayında yamulmuyorsam
hayal dünyası beni benden alır
okulum nedeniyle kendisi hakkında ansiklopedik bilgilere sahip olduğum,dahi.*
bu adamın yaptığı animelerin müziklerini joe hisaishi yapar ki ghibli orkestrasını bu adam yönetir.*