her şeyi bırakıp gitme isteği

hayattan, yaşanan ülkeden, aşktan* gibi insanı karamsarlığa her hangi bir boşluğa iten etkenler sonucu gelen aşırı istektir. ülke bazında lanet olası iktidar için her zaman düşündüğüm istek ama yeterli birikimler mevcut değil maalesef. bir gerçek ki türkiye de iktidar olan her kim olursa olsun bir atatürk* olmadıkça bu istekten kurtulamayacağım. tamam her iktidar nemalandı bu ülkeden ama bu akp ve çevresi kadar hiç biri bu kadar dalga geçmedi, itin götüne sokmadı vatandaşını arkadaş.
bir dağ evi bir kaç tavuk bir de inek
"yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. evlerinizle. okullarınızla. iş yerlerinizle. özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim, dirilttiniz. yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. aç kalmayı denedim, serum verdiniz. delirdim, kafama elektrik verdiniz. hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. ben bütün bunların dışındayım. şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum." ( yaşamın ucuna yolculuk, s. 75-76)
ne kadar kaçarsak kaçalım, fazla uzağa gidemeyiz ve gitsek de, gidemesek de, kalsak da, gittiğimizi sanıp kapıya paçamızı sıkıştırsak da bu su hiç durmaz. bırakın hayattan kaçmayı, insan zaman zaman kendinden bile kaçamıyor ki.
bu "her şey"in içinde kendin de varsa başarmanın pek de mümkün olmayacağı istek. bu noktada intihar etmek gibi bir çözüm var ki çözümlerin en düğümüdür o da.
bu sene çok istediğim birşey var onu alamazsam kesin yapacağım şeydir...
gitmek istediğimiz her yere kendimizide götüreceğimiz için işe yaramayacak olan eylemdir.
çünkü her şey dedigimiz, aslında tam olarak bizden başka bir şey değildir.
bir çok kişi tarafından denenmiş ritüellerden
''herşeyi bırakıp gitme isteği'', herşeyi bırakıp gitmeye dönüşmediğinde, istek sürecinde kabaran duyguları kıça dolayıp mangala oturmuş gibi kalakalmaktır. ''bir gün boş bir vagona gizlice bindim''
bazen gelir öyle. telefonu kapatmak yetmez, sahile ineceksin, telefonu denize fırlatacaksın. yanına sadece bir sırt çantası o da belki. günler belki haftalar. tanıdık kimse olmadan, en yakın arkadaşınla olabilir, öyle her şeyi bırakıp gitmek. bütün dertleri o kısa zamanda unutmak en azından unutmuş gibi yapmak. herkes yapabilse keşke arada bunu.
suan tam yapmak istedigim sey.herkesi herseyi arkamda birakmak,mutsuzluklarimi,acilarimi,kaygilarimi...bikac komik anim kalsin hafizamda yeter.ama bunu yapmaya cesaretim yok.we hala burdayim.
dünkü geçiridiğim trafik kazasından sonra hala niye bu lanet şehirdeyim siktir git bu şehirden butun her şey onların olsun butun her şeyi unut ve git msn kapat faceni kapat tlf kapat bu şehirden çek git arama sorma arkana bakma
her şey iyi güzel tamam da nereye gideceğiz. eskiden uçak bileti falan alan olurdu ya kaçardık bir yerlere hasret kaldık böyle süprizlere.
herşeyi yetmez herkesi de bırakıp gitme isteği var daha fena daha yoğun bir his.
hep bu istekler dıj güçlerin oyunu. daha önce böyle isteklerimiz var mıydı, yokudu. hayatımızı yaşayıp gidiyorduk. amarikan sinemasının sinsi oyunu neticesinde güzel vatanımızı terk etme hırsına kapıldık. bizi bölemeyecekler, yıkamayacaklar, vize aldıramayacaklar. hoş pasaportum da yok zaten. bi'ton masraf o işler. otururum oturduğum yere. oh mis.
tükenmişlik sendromu.
her şeyden kastın ne olduğu mühim, şehirden sıkıldım köy hayatı istiyorum diyorsan bile sorun sendeyse rahat edemeyeceksin. benim gibilerin her şeyden kastı nefes almayı bırakmak olmalı ki rahat etsin, aksi takdirde köyde de, şehirde de, kasaba da da peşimi bırakmayacak bir karabasan var biliyorum. sadece mutlu taklidi yaparak yaşamakta bir seçenek.
varsa eğer bir ucundan yakalayın, aksi takdirde gidilemedik yerlerin tadılmamış hayali bir ömür zihninizi kurcalar. bu his bir refleks, göçebe toplum olduğumuzdan kaynaklanıyor. tehlikeyi fırtınayı sezince göçen kafilelerin ruhu genleri içimizde hala. belki de bedeniniz bir tehlikenin uyarısını veriyordur, dinleyin.
bu fikir zaman zaman beni kendine hapsetsede istanbuldan vazgeçemiyorum.