hiv

kendi gibilerinin normali olan pedofiliye ses çıkartmayan diyanet işleri başkanı ali erbaş denen dinci faşist yaratığın hutbe adı altında utanmadan yaptığı kendisi gibi ahlaksız, rezil açıklamasına karşı hevi lgbti daha önceden ancak başvuru sonrası yolladıkları "türkiye'den hiv hikayeleri" başlıklı kitabı, pdf formatında sayfasına yüklemiş.

indirmek için:
http://hevilgbti.org/wp-content/uploads/...

(bkz:hiv fobisi)
(bkz:homofobi)
(bkz:ali erbaş)
bir üstteki entry şakaysa komik değil, şaka değilse çok vahim. ironi yaptığına inanmak istiyorum yazar kişisinin. lakin bu hayatta kınadığı ve büyük konuştuğu şeyi yaşamadan ölmezmiş insanlar.
tanım olarak hiv, insan bağışıklık yetmezliği virüsüdür. korunmasız cinsel ilişki dışında da bulaş yolları mümkündür. kendisi direkt olarak bir hastalık değildir. tedavi edilmediği takdirde hastalıkların vücudunuzu daha şiddetli etkileyerek daha çok hasar vermesine sebep olur. tedavi almayan bir hiv pozitif birey, hastalığın ileri evresi aids ile karşılaşır ve sonucunda basit bir grip bile ölümcül düzeyde tehlikeli olabilir. günümüzde tek bir tablet ile bu virüsü kontrol altına almak mümkündür. kontrol altındaki bireyler, belli bir süre sonra negatif’e dönerler ve kanlarındaki hiv virüsü saptanamacak seviyeye gelir. bu da ilaçlarını düzenli kullanan kişinin, virüsü bulaştırıcılık seviyesinin çok düşük yüzdelere inmesine,hatta yok olmasını sağlar. takip altındaki kişiler aynı zamanda belli aralıklarla check up benzeri kapsamlı testlerden geçerler ve bu sayede hiç tanı almamış kişilere nazaran daha sağlıklı olabilecekleri bile söylenebilir.
her ne kadar korkulacak bir süreç olmasa da lütfen kondom kullanmaktan vazgeçmeyin. hiv’i dünyanın sonu ya da belli eylemlerin laneti olarak lanseden kişi ya da kuruluşları bilginiz ile susturun. cehalet çok kötü bir şey arkadaşlar. sağlıklı günler.
yakın zamanda yapılan çalışmaların çok da uzak olmayan bir gelecekte bulaş riskini belki de tamamen sıfırlayabileceğimizi gösterdiği virüs. lenacapavir sayesinde. lenacapavir, şu an bulaş risk grubunda olan kişilerin kullandığı truvada-prep'ten çok daha etkili.

öncelikle şunu belirtmem gerek; hiv/aids tedavisi olan bir hastalıktır, tedavi uyumu olan bir insan normal hayatına istediği şekilde herkes gibi devam edebilir.

bu zamana kadar hiv ile ilgili birçok çalışma yapıldı, yapılıyor. ancak bir türlü bu virüsü yenemiyorduk. çünkü hızla proteinlerinin antijenik yapısını değiştiriyor ve aşı üretimini tamamen imkansız kılıyordu. ta ki son çalışmalara kadar.

nejm'de yakın zamanda yayınlanan iki çalışma da pozitif sonuçlar verdi.

çalışmalar hiv bulaş riski yüksek olan gruplar üzerinde yapılmış. damardan ilaç bağımlılığı olan, cinsel aktif ve cinsel aktivitelerini hiv + insanlarla da iki tarafın da korunmadığı şekilde yaşayan kişiler üzerinde lenacapavir uygulanmış.

ilk çalışmada 2200 denekte normalde çok daha yüksek olması beklenen oran minimale inmiş ve sadece 2 kişinin pozitife döndüğü görülmüş. 2.çalışma sadece kadınlarda yapılmış ve hiç bulaş olmadığı görülmüş.

lenacapavir; hiv'nin hastalık yapıcı tüm etkilerini baskılıyor. virüsün insana bulaş sonrası çoğalabilmesi için hücrelerin çekirdeğine girmesi gerekiyor ve lenacapavir bunu engelliyor. sadece bununla da sınırlı değil; virüsün dış kapsid dediğimiz kendisini bağışıklık sisteminden koruyucu tabakasının hem oluşmasını hem de eğer hücreye girerse dna'ya absorbe olmasını engelliyor. yani virüsü her yönden kuşatıyor diyebiliriz.

ve kullanımı oldukça basit; hiv bulaş riski olan gruplarda öncelikle yüklü dozla oral veriyoruz; sonra 6 aya bir cilt üzerinden subkutan yolla aşı yapıyoruz. bu sayede hiv bulaşını minimale indirmek hatta belki bitirmek bile mümkün olabilecek.

ve bu ilacın maaliyeti sadece 20 dolar. tabii ki ilaç şirketleri şu an için yıllık 38 bin dolardan satıyor ama pozitif sinyaller veren yeni çalışmaların daha çok alana yayılması, afrika amerika gibi bulaşın en yoğun olduğu yerlerde çalışmaları büyüterek daha net sonuçlar almak için fiyatının 30 40 dolara kadar ineceği de gündemde.

bir sürü insanımızı ve renktaşımızı tedavinin olmadığı hatta virüsün neredeyse hiç tanınmadığı dönemlerde kaybetmişken böyle çalışmalar çok umut verici gerçekten. tabii ki geniş bir nüfusta denenmeli ve bulaş gözlenmeli, her şeyin başındayız. yine de başarılı olunursa bu hem camiamız hem de diğer risk grubunda olan insanlar için, seks işçileri için, güvenli sekse ulaşamayan insanlar için bir devrim olacak.

risk grubu üzerinde yapılan iki çalışmanın makalesi:

https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NE...

https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NE...
çok yakın bir arkadaşım ile hemen hemen tüm süreçlerine şahit oldum.

yönelimini biliyordum ama aktif olarak nasıl bir cinsel hayatı vardı hiç konuşmazdık. başlarda ciddi bir kilo kaybı oldu. bunu alkole bağladık ve bırak şu alkolü diye devamlı söylendik. kilo kaybı hızlanınca doktorlara taşınma süreci başladı.

ama onun hemen öncesinde bir gecede vücutta döküntü türü şeyler oldu. açıkçası vücudunu da gösterince bayağı ürkmüştüm. cildiyeye apar topar gittik. baskılayıcı iğne, merhem ne varsa alındı. hatta o gün yine hiv'e hiç ihtimal vermesem de belki uyuşturucu vs kullanmıştır diye kendisini uyardım ve doktora da söylemesini tembihledim. uyuşturucu söz konusu değildi. ısrar da faydasızdı.

doktorlar önce karaciğere sonra beyine yöneldi. midede bile bir şeyler olduğu söylendi. ben artık onca doktor muayenesinden sonra hiv-aids olabilirsin lütfen cinsel yaşamını da doktorlara anlat diye tutturmuştum. o da her şeyi başında anlattığını söylemişti. aslında hiv testi çoktan yapılmış ve hep temiz çıkıyormuş. üzerinden hemen hemen 6-7 ay geçtikten sonra pozitif olduğu ortaya çıktı. bir 15-20 günlük yatıştan sonra eve salındı.

sonrası ise işte herkesin bildiği şeyler. her gün içilen ilaçlar, devamlı kontroller filan. eski kilosuna pek dönemedi. gördüğüm kadarıyla da devlet birçok ilacı destekliyor. dostum tüm bunlara rağmen hayatın içinde mücadelesine devam ediyor.
  • /
  • 3