iki insan birlikte zaman geçirmekten keyif alıyorlarsa birlikte takılırlar, sevişirler, uyurlar v.s v.s. devamında süregelen süreçte biri diğerinden sıkılır görüşmeler seyrekleşir ve devamında hiç görüşülmez mod olur. bir taraf hala görmeyi istiyorsa bir müddet kovalar, diğeri kovalandığı için kaçar. çünkü kaçan kovalanır. sonunda kovalamaktan yorulan bünye tuzu alır bir tarafına basar ve hayatına devam eder. ilişkinin tam anlamıyla insana neler yaşattıgını, bünyeye neler kattığını, bünyeden neler aldığını net olarak bilmiyorum. bu bitiş çok zor olmasa gerek.

(bkz: hiç sevgilim olmadı benim) *
(bkz: platonik aşk)

bence bu durum biraz yeni alınmış atlet, t-shirt ya da benzer bir eşyanın ensedeki etiketine benzer. hem güzeldir etiket hoşuna gider bakarsın ama zamanla kaşıntı yapar sinir olursunuz nefret etmeye başlarsınız. en iyisi eşyaya zarar vermeden, hiç giymeden kesip atmaktır. sonra rahat rahat giyin ohmis.

biten ilişkinin ardından dilenendir. " keşke başlamadan bitseydi."

(bkz: ilişkinin boşalmadan bitmesi)

kurak başlayan bir gecenin hormon takviyesi ile ıslak ve tuzlu bir iklime dönüşmeden önceki hali

allahın iyi kullarıymış ki bir birlerine yara vermeden anında ayrılmışlar.

(bkz: her bokun istanbul da olmasi) **

imkansızlıkları ve muallakta kalan bünyeyi işaret etmektedir. *

net ortamında tanışmalarla başlayan ilişkimsi birlikteliklerin hazin sonu.. camde görüntüyü begenirsin.. gözünede gönlünede hitap eder ama görmeden, dokunmadan kesinlikle tanıyamazsın.. sanal muhabbetin bir müddet sürmesi keyif vermiştir ve ardından ilk buluşma hayalleri kurarsın.. ve o gün geldiğinde sürpriz varsa karşında, başlamadan biten bir ilişki gözler önüne serilmiştir..

daha buluşmadan karşı tarafa karşı duyulan hazzın buluşunca yok olması genellikle sonu zoraki bir sexle bitsede gündelik hayatta sıkca tekrarlanabilir.

çok sık ve istemeden yaptığım şeydir, iş ciddiyete binmeye başlıyorsa ''behlül kaçar'' diyerek uzaklaşırım.

belki de nedeni karşılıklı korkulardır...

genellikle cinsel uyumsuzluğun etkiliği olduğu denemelerdir.

üç sene kadar önce yediğim bok nedeniyle yaşamış olduğum hala da aklıma geldikçe ara ara kafama vurduğum hadisedir.
yaşadığım ufacık bir sahil kasabasında arkadaş ortamında birisiyle tanışıp ufak da olsa hoşlanmıştım, aradan ufak bir zaman geçti kendisinin yarı açık bir durumda olduğunu öğrendim, sonra aylar geçti gecenin birinde kafa trilyon öküz gibi aradım, kendisine yönelimim hakkında açıldım. ertesi süreçte beni sevdiğinden bahsetti, üstüne bir akşam vakti ufak da olsa oturduk. gelgelelim 1-ben hala çok kapalıydım, 2-köpekler gibi sevdiğim bir başka kişi vardı, 3-arada çok az yaş farkı vardı ama yine de kendisi reşit değildi. kısaca yemedi ve son dakikada r yaptım, sonrası fecaat, belki kendisi kadar üzüldüm.

aradan geçti üç sene, öyle güzel beddua yemişim ki sürünmek nedir üzerine yüksek lisans yapacak kıvamlarda geziyorum, üstüne bir de işin vicdan boyutu var, diğer tarafta ise yıllardır bir ses kafada "lan gerizekalı gökte aradığını yerde buldun öküz gibi teptin, şimdi ne halt edecen olum" diye ortalığı alevlendiriyor. velhasıl kelam bir kere itlik yaptık, günahını da çıkarmış olalım