kediyle uyumak

kesinlikle dünyanın en keyifli dinlencesidir..

tüm yatağı kendi alanı gibi kullanan, gerindikçe gerinip olduğu gibi uzanan, sizin yatağın hangi köşesine sığıp sığmadığınızı düşünmeden sere serpe uykusuna devam eden, uyurken çıkardığı horultularla size neşe katan kedinizle. deyim yerindeyse köşe kapmaya oynarsınız..

hele bir de sırnaşık bir aslan parçasına sahipseniz, kolunuzun hemen altı, bacak aranız, boyun kıvrımınız dahi onun için bulunmaz nimettir..

uyuyunuz, uyutunuz..
kedinin kilosu ve yatış şekliyle orantılı olarak keyifli ya da işkence olabilen bir durumdur. benim oğluşum tek yatanların yanında ayak ucuna denk gelen kısmı komple kaplamak suretiyle ayaklarınızın dışarıda kalması ya da iki büklüm yatmanızı gereken bir pozisyonda uyuduğu için pek keyifli olmuyor* iki kişi uyuyorsa* genelde annem ve babam uyurken ikisinin ortasına girmek suretiyle çok keyifli bir uyku çekmenize sebep olabiliyor.
bir mart ayında terk edildiğim için şu sıralar yapamadığım eylemdir. huzur verir. * *
an itibari ile astral'in kolumun üzerine kıvrılması ile tek elle girdiği sözlüğe veda edip dalmak gereken uykudur..

tombiş tombiş yatağa yayılıp yatması yetmiyormuş gibi bir de ayaklarıyla beni yatakta ittire ittire duvara yapıştırmış sabah poster olarak uyanmamı sağlayan rutin alışkanlığım.
sağı solu belli olmayan bir kediyse, gecenin bir yarısı boynunuz cırmalanmış halde yataktan fırlayabilir; deli yatan biriyseniz sabah kalktığınızda altınızda pestil olmuş bir yavrucak bulabilirsiniz. o yüzden herkes kendi yerinde yatsa daha hayırlı olur.
eğer 3 tane varsa uyumanın adeta savaş haline geldiği eylemdir. biri battaniyenin içinde yatmak ister biri ayaklarının üstünde biride kafanın üstünde yatar, kıpırdayamazsın. bir yerlerin tutulur ama yinede sıcacık uykuya dalarsın.(yaz ayları işkenceye dönüşebilir)