kendinden büyük erkekleri sevmek

antik yunan'dan beri orta yaşlı bir erkekle daha genç bir erkeğin aşkı varolmuş, hatta toplum tarafından kabul edilmiştir. öyle ki bir çok yunanlı sadece çocuk sahibi olmak için bir kadınla evlenip, tüm aşkını, sevgisini ve cinsel hayatını daha genç bir erkeğe adamıştır. daha sonra yahudilerin ve onların bir üst versiyonu olan hristiyanlığın dayatmasıyla bu ilişki türü yeraltına itilmiştir.

olgun erkeğin kendinden emin tavrı, hayatında birşeyleri düzene koymuş olması, genç sevgilisine bir akıl hocası, rehber gibi yaklaşması ilişkiyi güçlendirirken, genç sevgili de enerjisiyle, yaşama sevinciyle diğerine gençlik aşısı gibi gelir. özetle iki partner arasında belli bir yaş farkı olması ilişkiyi dinamik tutmak açısından birçok avantaja sahiptir.

her pasifin olduğu gibi benim de tercihim olan tercih. deneyimli oluyorlar, güçlü kuvvetli oluyorlar, bi takım şeyleri hazmetmiş oluyorlar, ve yatakta sana istediğini verebiliyorlar. hepsini öpüyorum.
arada 10 küsür yaş fark varsa; genç olanın, sevgilisini hayatına adapte etmesi hayli güç durum.
sevgilini;
arkadaşına, kuzenim diye,
ailene, arkadaşımın kuzeni diye tanıştırırsın.
sonra da ailenle arkadaşların bir araya geldiğinde, konu açılmasın diye dua edersin.
(bkz: yaş farkı )
çaresizce edinilen bir tercih, bir "kısa yol"dur aslında..

olgun erkek tecrübelidir, ne istediğini bilir, nelerden keyif alacağını, ne şekilde keyif vereceğini bilir.. belirli standartları vardır hayatta.. diye düşünülür..

ama yanlıştır da... yaş ile olgunluk arasında her zaman, her kişide doğru bir ilişki olmaz.. karşınıza bi tanesi gelir, standartlarını söyler, hoşunuza gider, sonra beraber keyif alırsınız.. derken bir gün farkedersiniz ki, olgun adam da hayatını bir kenara bırakmış, sizin gençliğinizden çalıyordur...

olgunlar ( ya da kendinizden büyükler) bencilleşebilir de.. bir gün karşınıza bir olanak çıkar, size çok güzel bir fırsat gelir.. ayağınıza kadar.. sırf onu seviyorsunuz diye hayır demek zorunda kalırsınız.. o istemez, daha iyilerini beklemenizi söyler.. siz fikrinizi söylerken o, sözde tecrübelerini konuşturur.. küçüksünüzdür, seviyorsunuzdur.. kanarsınız...

yani, sizin yaşınıza göre yaşadığınız heyecanları yaşamanıza izin vermeyebilirler.. ama gerçek şudur ki, siz o yaştasınız ve o heyecanları yaşamak hakkınız... ama o sürekli bir kenarda durup, "boşver, daha iyileri gelecek" der.. heyecanınız kursağınızda kalır..

o yüzden diyorum ki.. olgunluk güzeldir.. ama ille de yaşla ilgili olmak zorunda değildir..
doğrudur bu kişiler o kişilerde huzuru bulurlar genelde. yol gösterici, akıl verici belki de sığınılacak bir liman olarak görünür olgun sevgili adayı. bununla birlikte, hayatının en büyük vurgununu bir olgundan yiyen birisi olarak şunu söyleyebilirim; karakter, olgunluk gibi şeyler kesinlikle yaşla alakalı değil. aksi takdirde hiçbir şey türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olmuş zehir gibi zeki olan birinin iki gün önce sevgilim dediği kişinin hayatını tacizler, ani ziyaretler, aile ve mesleki hayatına ulaşmaya çalışmalarla kabusa çevirmesini açıklayamaz...
bazen insanın umduğu gibi çıkmayan bir durumdur. bundaki amaç aslında güçlü, mantıklı bir erkeği hissetmek istemektir ama bazen o erkek o kadar küçülür ki kelimeler yetmez... şuanda yetmedi bana mesela..
uzun zamandır yazmak istediğim başlık. kısmet bugüneymiş. konu erkekler olunca tipim yok. genç-yaşlı-ten rengi-zayıf-şişman-kaslı demeden çoğundan hoşlanıyorum, kısacası bir tipim yok. birlikte oluğum erkeklerin yaşı 17-72 arasında boy 150-210 arasında kilo 50-200 arasında, pasaport 50'den fazla şekline. hayatımın bir kısmını da tam bir slut olarak yaşadığım da bir giz değil. neyse, konu bu değil, gel-git 30lu yaşlarımın sonunda kendimden 20 yaş büyük bir adama aşık oldum, hadi bu yetmedim, herifin evlenme teklifine de salya sümük evet dedim. burada yazacamayacağım kadar özel bir teklifti.
eşime 2016'da montreal'de geçirdiğim kısa 3 günde tanıştığımızda aşık olmadım. kinky yanlarıma iyi geliyordu. neyse. hayatımın en güzel yılı olan 2016'dan sonra en zorlu yıllarından 2017'in geleceğinden hiç haberim yok. rené ben hiç bırakmadı. o zorlu zamanımda hep yanımda oldu. mozambik'te yaşadığım 1.5 yıl boyunca hep bir telefon uzağımdaydı. beni dinledi. neyse gel zaman git zaman kanada'ya geldim yerleştim. covid oldu falan. adam beni yavaş yavaş kendine aşık etti. onun olmadığı bir hayatı, ona sarılıp uyumadığım bir geceyi hayal bile etmek istemiyorum.
ancak bir gerçek var, benden 20 yaş büyük. tip 1 diyabet hastası. 61 yaşında. benimle ne kadar birlikte olacak? neyse ki sağlığı 55 yıldan uzun süredir tip 1 diyabet hastası olan biri için çok iyi olsa da, iç organları 61 değil belki 81 yaşında biri kadar tahribat görmüş. bunlar yadırgayamayacağım gerçekler. onu o kadar çok seviyorum, ona o kadar çok bağımlıyım ki... minicik bir adada, dağ başında yapayalnız yaşıyoruz. şu an ondan başka kimsem yok. en yakınmdaki ablam, arkadaşlarım toronto'da benden 2000 km uzakta. ha bu adaya taşınma fikri tamamen benim, yavaş yavaş kafasına işleyip de ikna ettim. hayatı yavaşlattım. çünkü onunla geçireceğim zaman maalesef sonsuz değil. toronto'nun saçma sapan hayhuyuyla, aptal şehir kaosuyla onunla geçireceğim kısıtlı zamanı katletmek istemedim. cennet parçası bir yere aldım getirdim, kısacası pamuklara sardım.
bu entari istediğim gibi olmadı. kafamda beylik paragraflar kurmuş olsam da, olduğu gibi parmaklarıma geleni yazdım onlar yerine.
özetle. kendinizden büyük bir herifi sevin, beraber olun, ama o herifin, o hiç istemese de bir gün sizi bırakıp gideceği gerçeğine, 50'li yaşlarınızda yalnız kalacağınız gerçeğine kendinizi hazırlayın.
hayat, ilişkiler, sürprizler. kimin ne zaman öleceği hiç belli değil, kiloluyum, bakarsın yarın ben kalp krizi geçirip onu yalnız bıramışım. olur mu olur.
o yüzden eğer seviyorsanız arkanıza bakmayın. öününüze bakın ve o adamla birlikte olun. ama önünüzdeki yılların yaşıtınız biriyle olacağından çok daha kısa olduğunu bilincinde, hayatı her anının dolu dolu yaşayarak onunla birlikte olun.
benim için dolu dolu yaşamak, uzak bir adaya taşınıp doğayla iç içe sessiz bir yaşamı seçmek oldu, siz kendinizin ve onun ne istediğini düşünerek yapın seçimlerinizi.
fonda lana del rey çalarak yapılması gerekir.
psikolojik bir durumdur. yıllar içerisinde değişim gösterir. olgunlardan hoşlanıyorum deyip çıtırlara aşık olanı çok görülmüştür.
sevmenin kendisi güzel. karşılıklı olmasını dilerim. benim için yaştan ziyade kafa olgunluğu daha önemli.
etrafına baktığında kendi akranlarının daha ne istediğini bilmeden, ortalıkta deli danalar gibi koşturma hengamesinde sen ne istediğini biliyorsundur. baktığında; kendini onlarla kıyasladığında ne günlük ilişki için koli hevesin, ne de ortamda görünmek için boy gösterme derdin vardır. sen farkındasındır ki, daha ileri düşünüyorsun. temele dayalı bir ilişki, düşlediğin kişiyle sosyal prosedürler içinde yaşamak-mutlu olmak istiyorsundur. kendi yaşıtlarının seni anlamayacağını, senin gibi olamadıklarını gördüğün için; yaşıtın kişileri değilde kendinden büyük erkekleri seviyorsundur.
bu bayram sabahında böyle bir başlık beni nasıl heyecanlandırdı anlatamam öncelikle şunu belirtmek isterim ki kendi jenerasyonuna aşık olamayan genel olarak onları olgunluktan uzak ve fazla amaçsız bulan biriyim * gel gelelim ilk sevgilim kendimden büyüktü son sevgilim olacak kişinin de büyük olması temennim. maddi çıkar kesinlikle söz onusu bile olamaz ben para muhabbeti zaten sevmem yapan erkeği de tutmam yanımda. üzerime yapışan yaftalar * benlik şeyler değil sonuç itibariyle. genel toplama baktıımızda hala yalnızım hala fakirim ve hala şükürler olsun ki gururluyum.
balamoz larin yapmasi imkansiz olan sey. çünkü bir üst level yoktur. istikamet tenesir tahtasidir.

yaşam koçuna para ayırmak yerine yaşam koçunla sevişmek bazen daha keyifli gelebilir. bildim bileli yaptığımdır. güven vericidir.
fiziksel ve mental nedenlerden dolayı bazen tercih, bazense sebeplerin dile getirilememesinden dolayı yönelim olarak algılanabilcek durum. kendimce bilinçli tercih olmadığı durumlara en kuvvetli açıklama; bilinç altındaki hiyerarşik insan ilişkilerinin bir çıkarımı olarak büyüklüğün saygı gösterme sebebi olarak yer etmesi. saygı aidat hissinin harcıdır. sohbet odalarında "zaman kaybı"nı önlemek ve talebi karşılamak adına kendilerini seferber eden, rumuzlarında olgun sözcüğünü kullanan geyler azımsanmayacak sayıdadır.

baba figürüne sürekli göndermeler yapılan ve çoğunlukla babanın sorumlu ilan edildiği açıklamalara sıkça rastlanır.

tersi de sıkça görülür; iki tarafın karşılaşması güzel sonuçlar doğurabilir.
(bkz: kendinden küçük erkekleri sevmek)

(bkz: güdüler hiyerarşisi); (bkz: abraham harold maslow)
psikoloji bilimi bu durumu doğru bulmaz ve derinlerine indiği zaman hep bir eksiklikten ötürü bu bağlılığı yorumlar. bu herkes kadar benim içinde geçerli bir konudur ki aşık olduğumuzu zannetme olasılığımız o kadar yüksek ki. sevdiğimizi zannetmelerimiz, kendimize bir insanın hayatına bağlayıp onsuz yaşayamama tripleri. hepsinin ana kaynağı hasarlı bir bilinçten gelir. bu yaşıma kadar ortamın içinden, dışından veya her kesiminden zaman zaman bireylerle muhabbetim oldu ve emin olun deneyimim yok ama şahit olduklarım çok, kendi yaşıtlarınızla yaşayacağınız bir ilişkiyi olgun insanlar ile yaşama ihtimaliniz yok. psikoloji der ki yaş farkı ile yaşanan ilişkiler hayatı yaşamak adına değil eksiklerin giderilmesi için tercih edilmiş bir ilişki türüdür. gençken yaşlılara çekim duyarken, gençliğinizde yaşayamadıklarınızı yaşlanınca gençler ile yaşamaya çalışırsınız. her yaşın ayrı güzelliği vardır, kıymetini bilin ve içinizdeki eksikliği doldurmak için kendinizden ödün veripte gençliğinizi kendisini genç hissetmek isteyen bencil heriflerin altında veya üzerinde ziyan etmeyin.
ben hep erkeğin hakimiyetini, dominantlığını ve deneyimlisini sevdiğim için tercih ettiğim erkek türü. bir çeşit güven duygusu veriyor kocaman kollarda yatmak.
zevk meselesi. konu tartışmaya bile kapalı bence.
  • /
  • 2