kıraathane

okey ıstakalarının artık plastik üretilmesinin sebebi işletmelerdir.
birkaç dayı okey oynayacağız diye buraya git, yenilince de mızıtıp birbirlerinin kafasına tahta ıstakalarla vur...
olay bir insanlık ayıbı olmasına rağmen ardından asansörde gelen yiyişme araları düzeltmiş, olay tatlıya bağlanmıştır bittabi. *
zamanında raflarında sıra sıra kitaplar olan, insanların okumaya gittikleri mekanlarmış... şimdi evde karısını, çocuklarını bırakıp zaman öldürmeye giden erkeklerin yeri. bana biraz da gay gelir...
kuzenlerle artık geleneksel olan okey oynama(101) günümüzdü bugün. malum dün doğum günüsümdü kuzenim belediyenin bir buket beyaz papatya çiçeğini çalmış ve beni kahvede öyle karşıladı. görünce bir şaşırdım sonra bastım kahkahayı. ilk defa çiçek aldım ve verilen yer kahve. neyse oyun bitti evlere dağıldık tabi eve getirmedim çiçeği derken instagramda geziniyorum kuzenim eşine vermiş aynı çiçeği. eşi de çiçeği kocasına teşekkür postuyla paylaşmış. bir de evde bastım kahkahayı. böyle de ulvi adamım gece gece evlere mutluluk dağıtıyorum. şuan bunu yazarkende gülüyorum gerçi ben hep gülüyorum. hea unutmadan 101'de iyiyimdir zirve yapılırsa haber edin.
küçükken babamı dedemi felan çağırmak için giriyordum. her tarafta amcalar abiler vardı, o zamanlar sigara içiliyordu ve ortam duman altıydı… babam oralet ısmarlardı, rengi böyle toksik slytherin yeşili felandı. her masada okey taşları çak çak çak. of lanet günlerdi
sadece erkeklerin gittiği, kağıt, tavla, okey gibi oyunların oynandığı testosteron bölgesi.
kendimi çok mutlu hissettiğim bikaç yerden biri diğeride stadlardır, valla gözüm gönlüm açılıyor
ismi var kendisi yok. gerçi kıraathane de denilmiyor artık. kahve, kahvehane vs. ben kıraathanelerin de varlığından şüpheliyim. döneminin okuma yazma oranlarına bakılınca kim o mekanlarda kıraat ediyordu acaba diye düşünüyor insan. anlaşılan çubuk, nargile, kahve içmek yerine kitap okusunlar, ilim irfan sahibi insanlarla hasbihal etsinler diye bir çeşit algı yönetimi olarak bu isim konulmuş.