onur yürüyüşünde polis müdahelesini bana sormuş sanatçı, yakından çok daha tatlı tam bir aşk. ama boyu kısa olsun gelsin göğsümde uyusun

gözlerini aça aça şarkı söyleyerek beni korkutan kişi.... baştan sona dinlediğim bir şarkısı yol sultan süleyman'ı bak harika söylemiş dinle dediklerinde dinlemeye çalışmış ama başaramamıştım. son klibinde ekrana bakan gözleri ve o güzel lilyum çiçeklerinin boyunlarını keserek ekrana bakması bende ciddi anlamda korku malzemesi olduğundan yine içine giremediğim şarkıcıdır. o klipteki etrafa bakınırken kendi kendine gülümsemesi cidden korkutuyor beni... bir de vakti zamanında murat boz'un da yaptığı gibi o saçları öyle kaldırma mabel buraları okuyorsan. alnın zaten geniş iyice açıyorsun orayı bence yapma.

nazan öncel'in bir hadise var parçasını söylemiş ve klibine de çekmiş.

cihangir'de önüne bakarak yürür, çok içine kapanık bir yapısı var.

ah! kosmos ile birlikte boysan, zeliş ve mert için, ölümlerinin 1. yılında "mavi" adında bir şarkı yapmış.

kliplerinden birisinde sadece queer bireyleri oynatmıştı. hangisi olduğunu söyleyemem, adamları durduk yere ifşa etmenin anlamı yok.

reworks çalışması içine girmiş, fena halde parçasını bir de böyle dinleyin bakalım. beğenecek misiniz?

bir ara tüm tanıdıklarımın beni benzetmeye bıkmadığı şarkıcı. kendisini severim ama hiç hoşuma gitmiyordu bu benzetme o ayrı.

gök nerede klibinde rengarenk görüntüler vermiştir.

geçen hafta konseri vardı, 6.45'te. yani "ölü pantolon" dışında pek şarkılarını sevdiğimi diyemem. neyse; erken gittik filan. geldiğim arkadaşlarım öyle heteronormatif sularda boğulduğu için, böyle kravat gömlek filan gittim ki dedim sonrada azıtıp koli indirme mekanı yapmayayım.

konser performansı çok berbattı. yani, nasıl desem, böyle sesi kısılmış, az önce ot çekip gelmiş bir haldeydi. ama yaptığı ve dikkatimi çeken çok incelikli bir hareket vardı;
o yüzden affettim, kendisinden önce bir alt grup, "hadi kızlar,, heyooo, sadece kızlar söylesin," deyip sezen aksu "kız seni yerler" i söyledi. yanımdakiler ile geyik yaptık. "seksist, kız ne demek, erkekler bu şarkıda oynayamaz mı?" filan. işte mabel çıktı, bitirmeye doğru "normalde konsepte yoktu, ama bu şarkıyı çalmak istiyorum" dedi. buna benzer bir şey. ayrıntıyı sadece ben ve biz arkadaşlar farkedip, aynı şarkıyı çaldı: bu sefer ben de oynadım. çok sevinmiştik.

son instagram paylaşımında şöyle yazmış;

merhabalar. bugün canımı sıkan bir şeyden bahsetmek istiyorum. yukarıdaki post, dünkü hz. mevlana ziyaretimiz sırasında, türbe kapısı önünde, kibarca benle fotoğraf çekilmek istediğini belirten iki genç arkadaşımdan birine ait. birlikte çekildiğimiz fotoğrafımızı bu metinle paylaşmış. yer bildirimi ve hashtag yapmayı da ihmal etmemiş. bir başka dinleyicimin yorumu sayesinde farkettim. tuhaf hissettirdi. çocukluğumdan başlayıp şimdinin youtube yorumlarının yarısından fazlasını kaplayan bu tavır beni hiiiç şaşırtmadı aslına bakarsanız, alışığım her türlüsüne, sevgiye de sevgisizlik ürünü her türlü içeriğin tillahına da. ama dün bulunduğumuz yerin özelinde düşündüğümde fazla düşüncesiz, kalpsiz ve tutarsız buldum bu hali. belki çok uzun süredir ilk defa içim cız etti. ben de buraya bir not düşmek istedim. şu konuda bir anlaşalım istiyorum artık sevgili arkadaşlar: top! tüfek! ibne! dönme! ve benzeri hitap şekilleriyle insanları, beni, yaralayamazsınız; bu kelimeler benim için herhangi bir hakaret / aşağılama / alay / ötekileştirme hissi asla asla asla içermiyor, içeremez. üzüntüm de şunla ilgili zaten: isterim ki sizin için de içermesinler. isterim ki öncelikle kendi benliğinizi sevip ona saygı duyun. isterim ki dünyadaki yerinizi bulmak için daha faydalı kelimeler kullanın. isterim ki hep bir sorunuz olsun. isterim ki size ait olmayan ezbere bilgilerle yürümeyin. isterim ki sevginin karşısında diliniz de kalbiniz gibi tertemiz kalsın. isterim ki bilerek konuşun. isterim ki mevlana'nın kapısına neden gittiğinizi bilerek gidin. isterim ki güzel olduğunu düşündüğünüz şarkılar varsa orada ne konuşulduğunu biraz olsun hissedin. isterim ki kadın ya da erkek ya da herhangi bir kimlik ile herkes tek başına şapşahane bir birey olabilsin. isterim ki bu cümleler bir işe yarasın. isterim ki şarkılar şiirler kalbinize değsin. çoğumuzun gözü bağlı şekilde sabah akşam ben! ben! ben! diye şuursuzca bağırıp durduğu bu yeni çağ ortamında çok mu şey istiyorum? bilmiyorum. bu aralar instagram'dan da çok sıkılıyorum. söyleyeceklerim bu kadar. sevgiyle.

http://asdilgbti.ayisozluk.com/2017/03/1...

ülke insanının ne denli iki yüzlü, değersiz ve homofobik olduğunu kanıtlayan şarkıcı. ağzına sağlık.

mavi isimli parçasının klibini yayınladılar. nasıl hoşuma gitti. müthiş bir dans ve nasıl karizmatik aura sahibi bir kadındır o. ba yıl dım.

(bkz: ya bu işler ne)

müzik evrimi, klip evrimi. bence erovizyona katılsın.

sahnesi harika şarkıcımız. ayrıca imaj çalışmalarını kimle yapıyorsa böyle devam etmeli. takribi son 1 yıllık süreçte aşırı ilerledi ve çok yakışıyor. kesinlikle imaj makerını hayatı boyunca yanında tutmalı.

demek ki oluyormuş detirtiyor insana. koca koca sarkicilari tokatlayabiliyormuşsun çıplaklık olmadan. gösterişli klipler çekmeden. binlerce, milyonlarca liralar saçmadan reklama. demek ki asıl is yuregini çırılçıplak koymakmış ortaya. ruhunun görkemi yetiyormuş ezmeye!
sen başkalarına benzeme sakın hep böyle kal...

yeni röportajı var. güzel şeyler söylemiş. spoiler yok.

http://www.posta.com.tr/mabel-matiz-seks...

kendisini çok severim hiç bir konuşmuşluğum yok ama aşırı derece güven veriyor dünya kadar malım mülküm olsa teslim edebilirdim evet bu biraz garip geldi size ama öyle söylemek istedim...şarkılarını ve kliplerini de çok seviyorum iyi ki var.

yakında çıkacak olan maya adlı albümünden ikinci tekli öyle kolaysa yayınlanmış.buram buram nostalji kokan klasik mabel matiz şarkılarından.zaten şarkının hem sözü hem müziği kendisine aitmiş.