kitap okumamak

kitap okumayı, zaman öldürmek diye gören cahil zihniyetler ne kadar çok...

demin bir arkadaşa birşeyler yazdım ve bilgisinin olmadığını dile getirdi, kitap oku bilgilen dememle girdiğimiz dialog;

+o kadar çok zamanın var iş yerinde neden kitap okumuyorsun ?
-kim ? benim mi zamanım, git ya
+ya şu an msn e ve facebook a ayırdığın zaman ne ?
bunlara vakit ayırıyorsun ama kitap okumaya gelince zamanın yok.
-olan vaktimi ise msn ve face te stres atarak geçiriyorum.
+kitap okumak güzledir. bilgidir yazışmanı ve konuşmanı değiştirir.
stresini net te değil güzel bir kitapla da atabilirsin.
-gözlerim ağrıyor.
+bu bahane değil, göz doktoruna git okumak için gözlük al, bende de gözlük yoktu ama 3 ayda kalın kalın 6 kitap okudum.
-hadiyaaa, ben gelemem ucunda para yok.
+msn ve face te milyarmı dağıtıyorlar ?
-hayır.

yazık... böyleleri para ile adam olur anca.


bol bahaneler sebebiyle yapılan faaliyet. yapılamayan faaliyet. yeni yeni bu kötü huyumu yenmeye çalışıyorum.

(bkz: kitap okumak)
boş zamanda kitap okunmaz. kitap okunur, boş zamanda sıçılır ya da benzer salak işler yapılır. kitap okumak yapılacak en iyi aktivitedir.
boş zaman gibi aptalca bir kavram sanırım sadece bizde var. tek sermayemiz olan zamanı boş olarak görebilir mi bir insan?. kapitalizmin bize yutturduğu bir şey. çalışmadığın zamanlara deniyor boş zaman diye. çalışıyorsan, patronunu/iktidarı zengin ediyorsan o zaman değerlidir. patronunu/iktidarı zenginleştirmeden geçen zamanın ise boş zamandır.
sinema, kitap, tiyatro, hobi vs gibi şeyler, yani insanın kendisine ayırdığı zamanı boş zaman olarak gören kişi okumasın, seyretmesin, uğraşmasın zaten. gitsin patronunun koca götünü daha da büyütmesi için mesaiye kalsın.
insanın kendisine, topluma karşı yaptığı bir ayıp olduğunu düşünüyorum. okumanın büyük bir erdem olduğunu kimse inkar edemez. ama bu erdeme okumayanı rencide etmek girmez tahminimce. birinin ayıbını örtmek, ifşa etmekten daha makbuldür. kitap okumamak yalnızlıktır. ama asıl unutulmaması gereken hayatını sadece kitaplardan bulmakta kalabalıktaki yalnızlıktır.
"kitapları yakmaktan daha kötü suçlar vardır. bunlardan biri okumamaktır."

(bkz: ray bradbury)
gayet doğaldır. insan nasıl pırasayı, futbolu sevmiyor ise kitap okumayı da sevmiyodur. yok cahillikmiş, yok eziklikmiş, hiçbir şey bilmemekmiş hemen yapıştır etiketi. 3 günde 1 kitap bitiriyorum diyen adamı üfürürüm ruhu duymaz.
bu da bir alışkanlıktır. ben ciddi ciddi otobüs yolculuğu yapmıyorsam ya da şezlongda yatmıyorsam okumam. bünye meselesi alıştırdım böylesine pişman değilim.
bu durumu da dahil eden bir teorim bulunmakta. oda şöyle oluyor, herhangi bir gay sitesine girip, profillerin gerçek bilgileri içerdiğini ve istediğimiz gibi elediğimizi düşünelim.

1. kitap okumayanları ele dersek sitedekilerin yüzde 65-70i elenir.
2. dişlerini fırçalayan dersek kalanların yüzde 40-50si elenir.
3. sigara içmeyen dersek geriye kalanların yüzde 50-60ı elenir.
4. geriye kalanlardan sadece aktif olanlar dersek kimse kalmaz.
son zamanlarımda düzenli olarak yaptığım bir eylem, pişmanmıyım; internette boş zaman geçireceğime evet okuyabilirim dediğimde sadece pişmanım...
disleksik insanların gerçekten çok zorlandığı bir durumdur kitap okuma. kitap okumak yerine sesli kitaplarla olayı idare etmek gerekir. keşke türk yazarların da sesli kitapları olsa.