sosyoloji

toplum bilim.bu başlığın altını daha doldurucağım ama zamanla.
sosyoloji insan toplumlarını bilimsel,sistematik ve eleştirel olarak inceleyen sosyal bir bilimdir.
tabi ki felsefedir işin aslı. sosyoloji + psikoloji = toplumları yönetme sanatı
şayet bir toplumu yok etmek isterseniz,onları sosyal yapısından vurmaya başlar dış güçler..

ne füzeler,ne silahlar,ne açlık hiçbiri işe yaramaz..sosyal yapı çökertildiği an,o toplum zaten yok olmaya mahkumdur...bakmayın sosyologların işsiz olduğuna bu memlekette,en önemli sosyal bilim sosyolojidir.
sosyal bir bilimdir her şeyden önce en iyi arkadaşlar bu bölümden çıkar ^^
türkiye de yüreğinize dert olacak bölümdür, çok şey öğrenirsiniz, odun gelen bile yontulur. ama öğrenilen her şey pratikte kalır,teoride kafayı yersiniz. çünkü idealleri öğrenirsiniz, birlikte yaşamının aslında zor olmadığını, saygıyı, düşünmeyi. ders biter sokağa çıkarsınız, en küçük toplum yapılaması olan ve yıllardır beraber yaşadığınız aileniz bile bazen yüreğinizi boğar. örneğin sohbet ederken açılan kilo konusundan örnek vermek isterim.
+ falanca da kilolarıyla mutlu olduğunu söylüyor, ya bir bayan kilolarıyla nasıl mutlu olabilir allah aşkına?

ben 4-5 sene önce buna hak verirdim, kafa işte birlikte yaşıyorsun yıllardır teyzenler. sen göbek mi yaptın biraz, sen bu aralar kilo aldın sanki biraz, yaz geliyor spor yapmalı. sözleriyle büyüyorsun, e haliyle bunları öğreniyorsun. kadın zayıf ve bakımlı olmalı. zincirleri kırdıktan sonra aile de bir tuhaf geliyor.

ki bu toplumun en küçük yapısı.

sokağa çıkıyorsun travesti bir birey caddeden geçiyor, kadınlar iğrenerek, erkekler aşağılayarak bakıyor.
yine sokakta bir lgbti çift el ele yürüyor. durdurup yanlış örnek oldukları ve ne yapacaklarsa gidip evde yapmaları isteniyor.
otobüse biniyorsun, şöförle muavin "bak bak şunun sürdüğü arabaya bak bayan bu belli"
arkadaşlarınla buluşuyorsun "berkecan etek giymeme kızıyo yea hehe"
haber izliyorsun milletvekili maaşım az diye ağlıyor, işçi hiçbir can güvenliği olmadan günü tok geçirme derdindeyken.
lüksü doruklarında yaşayanlar, çocuğuna yeni bir nike alamamış diye sızlanıyor. daha bir sürü çocuk kışın terlikle, yırtık çorabıyla okuluna gitmeye çalışırken.

ve daha nicesi...

ülkenin ihtiyacı olan sosyologların idealleri elinden alınıyor, eğitim sistemiyle. kimse bu gidişe dur diyemiyor.

mezun olunca, lan ben bu "kadın börek yapsın" diyen bakanla mı çalışacağım? bu kadının aileyi ve sosyal politikaya yön verdiği bir türkiyede mi sosyolog olacağım? düşüncesi yatıyor kafada. ideallerin yavas yavas ölmeye başlıyor.

bunun bir eseri olarak da (bkz: yeni türkiye)
sinava hic calismayan birisi vardi. kardesimin cok yakin arkadasi. epey de dusuk puan aldi. suan sosyoloji okuyor. anlayacaginiz egitim seviyesi yerlerde olan bolumdur. sinavda puan alamayan basi bos gencler bu bolumu seciyor. ve zaten %90'i da issiz geziyor. epey ornek gordum. tatmin oldum.
sosyoloji öğrencileri bol bol "ne oluyosun onu okuyunca?", "ne işe yarıyor?" gibi ahiret sorularıyla karşılaşırlar.