bu duygu durum halinin her ne kadar mevsimi olmasa da en iyi yakışan hava sonbahar rüzgarlarının dallarında düşmeyi beklemekte olan sarı, donuk turuncu yaprakları dövdüğü o kasım ayıdır. hemen bir adım öncesinin
depresyona benzer travmalar yaşanmasına fırsat tanıdığı böyle anlarda; eğer gözlemci bir kişiliğe de sahip biriyseniz; kanınızın içinden çıkılması zor girdaplara doğru sürüklendiğini hissetmeniz işten bile değildir. ertafınıza baktığınızda herşeyin nasıl bir hızla düzensizliğe doğru aktığını, bozulmalara uğradığını ve bir daha geri dönüşü olmayan
deformasyonlara maruz kalarak eski halini tekrar alamayacağını önceden görebilmeyi başarabildiğiniz gün ilk
melankoli deneyiminizi de yaşamaya başlıyorsunuz demektir. aklınızdan türlü felaket senaryoları geçirmeye başlarken artık hiçbirşeyin eski tadında olmadığının farkına varırsınız ve sürekli geçmişe doğru olan özlemler içerinde hapsolarak şunu düşünmeyi
aşk edinirsiniz: ''elimde, yanımda, ötemde yada berimde olan hiçbirşeyden memnun olmuyorum, memnun olmak zorunda bırakılıyorum; çünkü şu an sahip olduğum ya da sahibi olduğumu düşündüğüm yapılar ileriki bir zamanda teker teker harabelere dönüşmeden olabildiğince keyif almak ve değerlendirmek zorundayım''