türkiye'deki gaylerin solcu olması

solculuk denilen seyin starbucksa gitmemek, yurtdisina cikmamak, kariyer yapmamak, dil bilmemekle esdeger tutuldugu basliktir. ha bu arada soylemsel bir kose kapmaca sonucu ezilen baska kesimlerin dertlerine ortak olmamak gibi bir yargi da araya servis edilmistir. birilerinin acilari ve sefaletini solcu zannetmedigi birilerini elestirmek icin hatirlamak yeterince acikli bir durumdur. bundan daha da acisi, insanlarin acilarinin, dislanmalarinin bir sidik yarisinin ara sosuna donusturulmesidir. bu durumun bir baska ornegi icin (bkz: ece temelkuran). bu soylem soyle isler: sen simdi escinsellerin ozgurlesmesi diyorsun ama sokaklar ac dolu. (evet amenna ama neden bu ikisi carpistiriliyor cheri?), ece temelkuran orneginde ise bu denklem soyle kurulmustur: siz simdi baris diyorsunuz ama isci cocuklar oluyor (isci cocuklarin yasami kot taslama atelyelerinde son buluyor, bu neden barisa karsi cikmak icin bir gerekce oldu ben bunu anlamadim). kisaca, siz ne dedigimi anladiniz. ha hangimizin kapitalizme daha az entegre oldugu konusu ise su soruyu gundeme getirir. icimizden bazilarinin kapitalizme daha az entegre olmasinin garantisi nedir? ara sira kabaran asi ruhumuzdan kopup gelen birilerine giydirdigimiz sozluk entryleri ile olacaksa bu entegre olmama durumu bir hayli kolay bir ismis bu kapitalizma entegre olmama hali. tabi bu entegre degilim ben bak hali birilerinin bizden daha fazla sistemin kucagina oturdugu ve bu durumu cakozlamadigi vehmine muhtactir.

sahsen starbucks'a gitmemeye gayret etmeyi, taslanmis kot giymemeyi, monsantodan ve nestleden birsey satin almamayi onemsiyorum. ancak solculuk salt bir sozluk protestligi ve vehimsel bir antagonizma degildir. bir ise yaramak, bir baltaya sap olmak, yeni bir sosyallik durumu insa etmek, sadece nufus sayimi icin degil kendinin ve baskalarinin haklari ve yasami icin ayaga kalkmak, baska bir dunya mumkun demek ve icinde varoldugu dunyayi gormeyi onemsemek (turkiyede en yuce din islam, en yuce millet biziz denyolugunu dusununce bu cok da anlamli birseydir), birilerine yuk olmamak, merhameti dayanismayla taclandirmaktir.

bu entryde starbucks'tan kahve icmek kapitalizmse, yasasin bir mayis demek poz bir solculuksa, istanbulun akp yonetimi altinda parsel parsel kondoya donusturulmesi nedir, bunu elestirmek neden islam dusmanligi uzerinden anlasilir dedirten bir durum soz konusudur. her akp elestirisini ıslam dusmanligi sanmak, bu iktidarin kitlelere asiladigi igrenc bir ideolojik yanilsamadir. ortada islama en cok hakaret eden birileri varsa bu da ıslami gittikce otoriterlesen neoliberal kapitalizmi savunmak icin bir kalkavana donusturmekten baska birsey yapmayan akp ve munevverleridir. ıslama inanmayan, musluman olmayan, musluman olmama ve islama inanmama, veya iktidarin topluma bictigi sunni, muhafazakar, turk-islami turunden bir islama mensup olmama hakki her gun daha da fazla gasp edilen, islami kendine ezik pozu veren bir zalimler surusunun imanina binlerce kez tercih ettigimi bu vesileyle belirteyim. bu arada kucuk bir etnografik not: sanildiginin aksine kapitalizm elestirisi ille de islam dusmanligi ve yerli birseylere duyulan bir hinc degildir. o karsi karsiya koyulan starbucks ve islam da pek ala bir araya gelebilmektedir. soyle ki, starbucks turkiye temsilcisi shaya int. adli dubai menseili bir firmadir. starbucks'in ceo'sunun siyonistligi ile dubai adli lunapark ustu islam soslu korfez ulkesi pek ala iste boyle bir araya gelmektedir. dubaili firma da ay bu adamlar siyonist, biz musluman olur mu be baby dememislerdir.



türkiyede gaylerin genel olarak solcu olduğunu değil, solcu görünümlü sağcı da olabildiklerini dili döndüğünce anlatmaya çalışan başlık.
ama "nereden biliyorsun, anket mi yaptın" gibi şaşkınlık ifadelerine bakılırsa, entry okunmadan, sadece başlıktan (ve muhtemelen yazarından) yola çıkılarak eleştirilmiş.
neyse, ilk defa olmuyor deyip geçelim.
solculuk, sağcılık elbetteki tartışmalı kavramlar ve ne yazik ki, çoğu zaman takım tutma derecesinde lümpen yaklaşımlarla sahipleniliyor bu ülkede.
sağın solun tanımına girmeyeceğim geyler. zaten herkesin kafasında vardır bir tanım.
olayın özü şudur;
özgürlükçü olmak ve herkes için eşitlik, herkes için demokrasi talep etmek
isçiler emekçiler için, aleviler, kürtler, ermeniler, süryaniler, ezidiler, lazlar,çerkezler, çingeneler için, inanan ve inanmayanlar için, gençler, kadınlar, çocuklar ve engelliler için, çevreciler ve hayvan hakları savunucuları için....
eğer herkes için demokrasi içermiyorsa talepleriniz, ve hala devletin yasakçı zihniyetinin kapsama alanı içindeyseniz, statükocuysaniz, salt lgbt hakları için konuşmak, malesef çokta anlamlı değildir.

insanları etiketlemeye ayılıp, bayılan ülke insanımızın ağzından çıkabilecek bir diğer genelleme bazlı cümle.
kategorize olmayı sindiremeyen ama kategorize etmeyi sevenler kadar solcudurlar bu gayler!
yoo ne mana dediğim başlık ! gayette globalciyim ! solu da sevmem sağı da sevmem hele hele turkiyede sol da aynı sag da ayni ! işçi partili nefret eder sağdan , saadet partili de nefrey eder bunlardan .. duyguları tek hepsinin nefret , ayrıştırma ve bir diğerini otekilestirme.
bence daha çok apolitik muhalifiz ama genelleme sevmediğim için kendimi böyle tanımıyorum ben, sosyalizm ve sol bizi sevmez pek. sscb de eş cinselleri sevmediklerini görmüştüm bir yerde.
gaylerin hepsine sormuşlar mı nereden biliyor ? dediğim önyargılı genelleme...
sağı solu hala yirminci yüzyıldaki gibi ayıran yazarlar olduğunu görmemize neden olmuş bu başlıkcağız.

hal bu ki yeni sol neydi? yeni sol kimlikti. samet ona baba dedi. samet babalığa onu seçti. elveda gülsarı...
doyamadınız etiketlemeye..
solcuda degilim sagcida vicdanim ne derse o