üniversiteye gireceklere tavsiyeler

efendim meslek edinmek için okumayın, üniversiteden mezun olan kimseye iş yok, ama üniversiteden mezun olan herkese de iş var.

yani ne okuduğun nerede okuduğundan bağımsız olarak iş bulabilirsin de bulamayabilirsin de.

bu nedenle iş bulmak, meslek edinmek için üniversite okuma. kendin için oku. ilgilendiğin şeyleri oku, sana ilginç gelen şeyleri oku, seni geliştirecek şeyleri oku.

bence bölümden ziyde okul seç. git ortamına mortamına bak. 4-5 sene ordasın. her okulun her bölümünde sike sike çalışacaksın, mezun olunca da iş bulacam diye götünden ter akacak. bari ortamın olsun.
olur da yolu buraya düşmüş ama henüz bölüm tercih etmemiş birisi çıkabilir diyerekten vereceğimiz nacizane tavsiyelerdir.

felsefe ya da edebiyat bölümlerini kazanır da okursanız yazarlık, filozofluk falan değil felsefe öğretmeni, lise edebiyat öğretmenliği gibi meslekleri yapacaksınız. zaten bir şeyler yazıp çizmiyorsanız kimse size o gücü aşılayamaz, kendi kendinize hayat, amaç, ben kimim falan düşünmüyorsanız kimse sizin kafanızda bir ışık yakamaz, kendinizi yakmadan önce o formu yırtın ve yenisini alın lütfen. tabi, efenim kant ne demiş, blablabla, nietzsche ne demiş, blabla diye hava atarım diyorsanız, allah akıl fikir versin.

mimarlık bölümünü yazarken asla ben şöyle tasarımlar yapacağım, süper binalar dikeceğim falan diye kendinizi gaza getirmeyin, yapacağınız işin endüstriyel bir iş olduğunu bilerek yazın. bu çarkları esnetmek ya da yok saymak gücü bende var arkadaş, ben yaparım diyorsanız da karşılaşabileceğiniz zorlukları öğrenmek için bu konuda dili yanmış insanlara mesaj atın. bilin ki çok küçük bir kısmı hariç, mimarlık fakültesi öğrencileri ya dokuz altı yollarında parçalanan ofis insanlarına evriliyor ya da alaylı bir şekilde sanata yöneliyor. yurt dışında büyük bir ofiste de olsa, ofiste sabahlamak ve autocad görmekten kusmak her yerde aynı derecede sıkıcıdır.

yurt dışına kapak atmak istiyorsanız, çalışma türünüze uygun bir fakülte seçin, örneğin inekleyen lys sınavı öğrencisiyseniz tasarım, dizayn vb doğrusu çok göreceli olan ve bir kitaptan öğrenilemeyen beceriler gerektiren alanlar yerine matematiksel doğruların olduğu mühendislik dallarına yönelin, en azından kitabını açar sınavına çalışırsınız ve notlarınız daha rahat yükselir, erasmus, yurt dışı staj derken oralarda bağlantılar kurup kapak falan atabilirsiniz.

abi ben eğleneceğim, içkiler nerde, karı-koli nerde diyorsanız işletme falan yazın, kolay okunur.
ilk bir kaç hafta boyunca kendi cinsiyetinizden en az yedi kişilik bir grupla dolaşmayın. hemen birinci sınıf olduğunuz anlaşılıyor. hayatın cilvesi işte zamanında kendi yaptığı şeylere gülüyor bir de bizim gibi vicdansızlar. yeniçeri gibi on erkek, güne gidiyor gibi sekiz kız dolaşmanın popüleritenize hiçbir getirisi olmayacak üstelik anında çömez damgası yemenize sebep olacaktır.
abi, üniversiteye gireceklere tavsiye diye düşününce, bu insan daha girmemiştir diye bir çıkarım yapsak doğru değil mi?
o halde benim en büyük tavsiyem şu olacak
girme la girme üniversiteye!
evet tercihlerinizi yaparken kendiniz yaptığınıza emin olun. ananız babanız okumayacak. birde para varmış iş alanı çokmuş diye bölüm mü seçilir. karpuz değil ki bu.
devam zorunluluğu olmayan derslere girmeyin onun yerine gidin gezin, takılın arkadaşlarınızla. ortalama denen şeyi akademik kariyer yapma gibi bir düşünceniz yoksa hiç kafanıza takmayın, işe alırken kimse size ''makro ekonomiden kaçla geçtin'' diye sormuyor. derslerden çok sosyal çevrenize önem verin, kendinizi geliştirin ne biliyim mal gibi gidip batak oynayacağınıza gidin dil öğrenin. zaten süper bir okulun en bomba bölümüne girmiyoranız okuldan sonra bir süre işssiz kalacağınız için batak oynamaya bolca vaktiniz olacak. yurt dışına çıkın, öğrenciyken vize almak kolay, gezin görün ufkunuz açılsın. bolca sevgili yapın, tek bir kişiye bağlanmayın. özetle keyfinize bakın çünkü üniversite yılları en çok özlenen ve boşa harcandığına en çok pişmanlık duyulan yıllar.
buzlu badem ile karşılanmayı beklemeyin ne ilksiniz ne de son olacaksınız üniversiteyi gözünüzde büyütmeyin