kayahan 'a yıllar yılı vokalistlik yapmış, peşinde eurovisionlara bile katılmıştır.
sezen aksu'nun vokalistlerine destek vererek birbiri ardına albümlerini çıkarttıkları dönemlerde; kayahan'a da hep, demet'e ne zaman albüm yapacağı sorulur, o da "daha erken,daha erken " diyerek geçiştirirdi bu soruları...ve ben de üzülürdüm demet için...
günün ilk ışıkları ankara'ya yaklaşan otobüsümüzün camlarına vururken uyanmıştım...yanımda nerdeyse tüm gece telefonla konuşan ve konuşmalarından doktor olduğunu tahmın ettiğim koltuk arkadaşım başının hafifce omzuma koymuş ve sızıp kalmıştı...onu uyandırmadan kendime bi çeki düzen vereyım toparlanayım derken...doktorcuğumun eşofmanını zorlayan o devasa kabarıklığı görünce nutkum tutulmuştu resmen...toparlanmayı filan bırakıp seyretmeye başlamıştım.onu oracıkta avuçlayabilmek icin şeytan sürekli dürtüyor ve fakat ben oylece duruyordum...uyandım da toparlanıyorum kisvesine büründürüp tam dokunmaya yelteniyodum ki ; koridorun başında kahvaltı servisi için muavin belirdi...zaten bi süre sonra da uyandı yol arkadaşım..otobüs ereksiyonunun en unutamadığım versıyonu budur...burdan doktora sesleniyorum..buralardaysan bir mesaj uzaklığındayım panpa. *
yeni alınan herhangi bir cihaz daha gençliğinin baharındayken aniden bozulup kullanılamaz hale geldiğinde istemsizce dudaklardan dökülüverir.
ben de aniden bozuluveren insani ilişkiler için kullanmayı seviyorum bunu..
mazisinde, tarihin en kısa süren açlık grevi eylemcisi ünvanını da barındırdığından cok da dikkate alınası biri değildir nazarımda.
son günlerde kopardığı patırtılar hakkında söylenebilecek tek cümle ; "ne koydun la kafana?" olur sanırım.hem de deli makbule tonlamasıyla..
mazisinde, tarihin en kısa süren açlık grevi eylemcisi ünvanını da barındırdığından cok da dikkate alınası biri değildir nazarımda.
son günlerde kopardığı patırtılar hakkında söylenebilecek tek cümle ; "ne koydun la kafana?" olur sanırım.hem de deli makbule tonlamasıyla..