aşağı yukarı 20 kere izlememe rağmen hala sıkılmadan izleyebildiğim, romantik olmasına rağmen vıcık vıcık bir romantizm barındırmayan bir film. bazı noktalarının pek gerçekçi olmadığını düşünsem de aşkın nelere kadir olabileceğini güzelce gösteriyor.
lost & delirious filmi sonrasında piper perabo'ya aşık olmuş ve rol aldığı her şeyi izlemeye başlamıştım ve bu filmi de o şekilde keşfettim. piper iki filmde de kadınlarla beraber olan kadınları canlandırıyor, uzun bir süre içimde bir umut besledim bu yüzden. belki lezbiyendir, belki yavaş yavaş açıklayacak diye bekledim, ama kahpe kader, eşcinsel değilmiş.
başrollerinde jeanne moreau, oscar werner ve henri serre'in yer aldığı, yönetmenliğini françois truffaut'nun yaptığı, çok yakın iki arkadaşın * ve daha sonra aralarına katılan bir kadının * hikayesini uzun bir dönemi kapsayacak şekilde anlatan 1962 yapımı siyah beyaz film.
başka birini hayal ederek mastürbasyon yapmanın da aldatmak olduğunu düşünenler de var, aklından ne geçerse geçsin fiziksel bir şey yapmadığım sürece aldatmadığını düşünenler de var, biriyle sadece fiziksel bir amaçla yatmanın aldatmak olarak sayılmadığını söyleyenler de.
ben ne düşünüyorum bilmiyorum ama kıskanç biriyim. oyarım.
aslında konulu porno olarak tanımlamak bu güzelim filme hakaret sayılabilir, fakat pek çok kişinin filme böyle yaklaştığından eminim.
filmin konusu cinsellik ve ikili * ilişkiler etrafında dönüyor, filmde bolca bulunan seks sahnelerinin ise hepsi gerçek. yani oyuncular sahneleri simüle etmiyor, bildiğin sevişiyor. filmin ilk sahnesinde mutsuz bir şekilde küvette oturan bir adamın penisini görünce neredeyse izlemekten vazgeçiyordum * ama iyi ki geçmemişim, eğlenceliydi. izleyin.
6-7 yaşlarına gelene kadar babamı çok ilginç, çok başarılı, her şeyin en iyisini bilen/yapan bir adam zannediyordum. değilmiş. hayatı boyunca çok az çalışmış, 4 kez üreyerek gösterdiği evrimsel başarısı dışında pek bir şey başarmamış biri.
onun süpermen olmadığını farkettiğim dönemi çok iyi hatırlıyorum. 1. sınıfta bir form vermişlerdi, ailemizle ilgili bazı bilgileri doldurmamız gerekiyordu. annem o zamanlar bir otelde resepsiyonda çalışıyordu, iş yerini, kaçta işe gittiğini, kaçta geldiğini, görevinin neleri kapsadığını biliyordum. daha sonra babamla ilgili yerleri doldurmam gerekti, boş boş baktım sayfaya. eve gidip babama ne iş yaptığını sordum, cevabı: serbest meslek. algılayamamıştım ilk başta, sonraki bir sene içinde çözdüm her şeyi. babam eşek kadar olmasına rağmen baba parası yiyerek, onların evinde yaşamayı sürdüren biriymiş. *
geçici pek çok işi denemiş, hiçbirinde tutunamamış. çalışmamasının yanı sıra, eve giren tüm paralar * kendininmiş gibi davranıyor. şu an 52 yaşında, hala 17 yaşında biri gibi yaşıyor. 4 kardeşiz, hiçbirimizi tam olarak tanıdığı söylenemez.
seviyorum onu, babam sonuçta. iyi niyetli bir de, biliyorum. son yıllarda * benimle daha çok ilgilenmeye, tanımaya çalışmaya başladı.
ben hırslı sayılabilecek, kendine her zaman yüksek hedefler koyan biriyim, babamın hayatının böyle geçmiş olmasıyla yüzleşmek kolay olmadı.
gym class heroes grubunun sözleri romantik, klibi sevimli ötesi olan parçası. klibinde grubun solistinin sevimli bir cupid * eşliğinde aşk arayışı gösterilmektedir. şiddetle tavsiye edilir.
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
it's been some time since we last spoke
this is gonna sound like a bad joke
but momma i fell in love again
it's safe to say i have a new girlfriend
and i know it sounds so old
but cupid got me in a chokehold
and i'm afraid i might give in
towel's on the mat, my white flag is wavin'
i mean she even cooks me pancakes
and alka seltzer when my tummy aches
if that ain't love then i don't know what love is
we even got a secret handshake
and she loves the music that my band makes
i know i'm young but if i had to choose her or the sun
i'd be one nocturnal son of a gun
(ba ba da da, ba ba da da)
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
it's been a while since we talked last
and i'm tryin' hard not to talk fast
but dad i'm finally thinkin' i may have found the one
type of girl that'll make you way proud of your son
and i know you heard the last song
about the girls that didn't last long
but i promise this is on a whole new plane
i can tell by the way she says my name
(ba ba da da)
i love it when she calls my phone
she even got her very own ringtone
if that ain't love then i don't know what love is
(ba ba da da)
it's gonna be a long drive home
but i know as soon as i arrive home
and i open the door, take off my coat
and throw my bag on the floor
she'll be back into my arms once more for sure, like
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
she's got a smile that? ll make the most senile
annoying old man bite his tongue, i'm not done
she's got eyes comparable to sunrise
and it doesn't stop there, man i swear
she's got porcelain skin, of course she's a ten
and now she's even got her own song but movin' on
she's got the cutest laugh i ever heard
and we can be on the phone for three hours, not sayin' one word
and i would still cherish every moment
and when i start to build my future she's the main component
call it dumb, call it luck, call it love or whatever you call it
but everywhere i go i keep her picture in my wallet like
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
take a look at my girlfriend
she's the only one i got
(ba ba da da)
not much of a girlfriend
i never seem to get a lot
(ba ba da da, ba ba da da)
burada kastedilen lezbiyen pornosu sanırım, o ise apayrı bir olay. dial-up modem kullandığımız günlerden beri sürekli olarak porno izleyen bir lezbiyen olarak, lezbiyenler için çekilmiş olan lezbiyen pornosuyla neredeyse hiç karşılaşmadım. aralarına bir erkek almak için yanıp tutuşan, sahte göğüslü ve uzun tırnaklı *** kadınların, aklı başında lezbiyenlerin denemeyi hayal bile etmeyeceği pozisyonlarda bağıra çağıra birbirine 25cm uzunluğunda dildolar sokan görüntüleri bize pek çekici gelmiyor.
"lezbiyen filmi izleyen homofobik insan" aslında lezbiyen filmi değil, heteroseksüel erkeğin lezbiyen zannettiği kişinin filmini izleyen homofobik insan aslında.
erkek kılığına girerek performans sergileyen * kadın sanatçılar. transseksüellikle aynı şey kesinlikle değildir, bu sadece bir sahne performansıdır.
sahne gösterileri şarkı söyleme, dans etme, lip synch/ playback yapma gibi aktivitelerden oluşur.
genelde cinsiyet stereotiplerine uygun olarak inşaat işçileri gibi maskülen karakterler portre edilir veya elvis presley gibi ünlü kişilerin taklidi yapılır. kendilerine esprili veya bir yere gönderme yapan isimler seçerler.
görünürlükleri ve popülariteleri, karşı cinsleri olan drag queenlere göre çok daha azdır. bilinen her 50 queen'e 1 king düşüyor desem, bu bile iyimser bir oran olur sanırım.
ülkemizde, bildiğim kadarıyla, henüz bir drag king yok. zaten tek bir tane meşhur drag queen var (bkz: huysuz virjin). drag kültürünün gelişeceği günleri de görürüz umarım.
sevgilisi olan birine aşığım. ne onunla olabiliyorum, ne başkalarıyla. böyle sik gibi ortada kaldım. **
ondan ayrılacağını düşünmüştüm ilk başta, ama öyle bir niyeti yok, benimle görüşmeyi kesmek gibi bir niyeti de yok. ben de malın önde gideni olduğum için bu durumu kabul edip kendimi süründürüyorum. bok var çünkü.
"bana kız mı yok?" demek isterdim kendime, ki biliyorum var, çok şükür gideri olan bir hatunum, ama istemiyorum da başkalarını, yapamıyorum. birkaç kez başkalarıyla sevişebilme durumum oldu ve ortamı terk ettim.
erkek kılığına girerek performans sergileyen * kadın sanatçılar. transseksüellikle aynı şey kesinlikle değildir, bu sadece bir sahne performansıdır.
sahne gösterileri şarkı söyleme, dans etme, lip synch/ playback yapma gibi aktivitelerden oluşur.
genelde cinsiyet stereotiplerine uygun olarak inşaat işçileri gibi maskülen karakterler portre edilir veya elvis presley gibi ünlü kişilerin taklidi yapılır. kendilerine esprili veya bir yere gönderme yapan isimler seçerler.
görünürlükleri ve popülariteleri, karşı cinsleri olan drag queenlere göre çok daha azdır. bilinen her 50 queen'e 1 king düşüyor desem, bu bile iyimser bir oran olur sanırım.
ülkemizde, bildiğim kadarıyla, henüz bir drag king yok. zaten tek bir tane meşhur drag queen var (bkz: huysuz virjin). drag kültürünün gelişeceği günleri de görürüz umarım.
genel olarak çok yanlış yansıtılan; gerek filmlerde, gerek kitaplarda, gerek dizilerde olduğundan çok farklı gösterilen ve önyargılarla yaklaşılan bir yaşam biçimidir.
açılımı bondage discipline sadism masochism şeklindedir. pek çok farklı şekilde yaşanabilse de, temel olarak güç dengeleri üzerine kurulan ilişkilerdir.
bu yaşam tarzındaki en önemli * nokta karşılıklı rıza üzerine kurulmuş olmasıdır. iki taraf da rıza vermediği sürece hiçbir şekilde böyle bir ilişki kurulamaz. ilişkide olan kişilerin birbirine tamamen güvenmeleri gerekir. pek çok kişi burada dominant olan tarafın submissive olan tarafa üstünlük kurduğunu, onun haklarını ihlal ettiğini ve onu kullandığını düşünmektedir, fakat bu gerçekten daha uzak olamaz. kontrol ve sorumluluk dominant tarafta olsa da, en önemli şeyi submissive veriyor... rıza.
bir domme olarak, sub'ıma ceza vermem, ona acı çektirmem, onu yaralamam, kanatmam vb. şekillerde davranmam ona değer vermediğim anlamına gelmiyor. tam tersi, ona inanılmaz değer verdiğim ve davranışlarını düzeltmesini istediğim için cezalandırıyorum. o da bunun farkında olduğu için, cezayı hakettiğini biliyor ve bu sebeple katlanıyor.
bir d/s ilişkide sadece fiziksel cezalandırma ve acı çektirme yok. çok daha farklı bir güç dengesi var. ben sadist değilim, sevgilim de mazoşist değil zaten, bizim için olay otorite. yataktan kalkarken bile benden izin alması gerektiğini bilmesi ve ona göre davranması. filmlerde ve pornolarda görülen tamamen deri kıyafetler içinde birbirini süründüren insanlar bdsm kültürünün büyük bir kısmını yansıtmıyor, öncesi ve sonrası görülmediği için insanlarda yanlış izlenimler oluşuyor.
ben saatlerce domine ederek seviştikten sonra, sevgilimi kucağıma alıp, öperek ve saçlarını okşayarak uyutmak istiyorum mesela. ona duyduğum şefkati kelimelerle ifade etmem mümkün değil. onun kılına zarar gelebileceği herhangi bir durumda adam öldürecek seviyeye gelebiliyorum, birinin ona ters bakması veya tek bir laf etmesi bile kemiklerini kırmam için yeterli bir sebep.
mine adındaki bu video dinamiği güzelce gösteriyor, tavsiye ederim.