pisuvardaki siyah kil 2

Durum: 1351 - 0 - 0 - 0 - 28.03.2012 00:45

Puan: 13970 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 68

ayıyı hakaret olarak kabul ediyorum

ayı olmadığı halde,ayı sözlükte yazan ama diğer yandan "ay yazıyorum,şimdi beni de ayı sanacaklar,ama ben çüklü kadınım" diye tedirginliklerle yazarken akıldan geçen kendini ifade etme amaçlı cümle.

bir ortamdan:

yakışıklı bi ap gay:ya ayı sözlük diye bir şey var,tüm ayılar toplanmış yazıyor.ıyykkk hiç sevmem göbekli,şişko,kaba erkek.o yüzden yazar olmadım orda.
psk2:ayıyı hakaret olarak kabul ediyorum.
ybapg:hööö!
psk2:ay pardon ya,çok izlemişim yıldız tilbenin seyhanla kavgasını.yok canım orası güzel.görsen taş gibi tipler var.
ybapg:anladım.neyse ya boşver..ayrıca sen ayı sevmezdin ki, hem nerden biliyorsun ki ordakilerin tiplerini.
psk2:neyse boşver hadi gidek..
ybapg:tamam?!?

matthew bellamy

gökkuşağı şarkısı

bir lgbttq şarkısı.çıktığı zaman birkaç yıl öncesine dayanır.

anam nedendir bilinmez,şarkı ilk çıktığında -bende dahil- tüm lgbttq ekibi gaza gelip,bu şarkıyı evde,okulda,sokakta yükses sesle dinleyip,bir havalara girdiler.eski popülerliği kalmadı ama güzel şarkıdır,en azından bizleri anlattığı için.

ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları

ankara ayazı

"başkent -15 dereceyi görecek perşembe günü" deyince muhabir karı deliye döndüm.
allahım bize biraz acısan...

ayı sözlük şeffaf oda

içinde o haftanın konuğu olan sözkonusu yazarın entrylerinden oluşturularak röportaj şeklinde hazırlanacak olan başlıktır..

bu hafta ki ilk konumuğuz yazdığı entrylerle,insanı kendisine aşık edebilen,zekasına hayran bıraktıran,kimini kıskandıran *,entellektüellik,birikim,görgü açısından sözlüğün en önemli yazarlarından biri marti...

psk2: ilköncelikle hoşgeldin marti,seni okumaktan öyle keyif alıyorum ki ve soracağım çok soru var..fakat ilk merak ettiğim nickinin nerden geldiği?
marti: hoşbulduk.marti richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı. hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.
psk2:çok keyifli bir kitaptı gerçekten,ben hatırlıyorum ama fazla özgür ve cesaretli gelmişti o bana,o yüzden pek hayatıma uyarlayamadım sanırım.her ne kadar dürüstçe ve özgürce yaşamaya çalışsamda,bir yerlerde tökezledim.bir daha dünyaya gelsem eşcinsel olmak istemezdim sanırım.seninde var mıdır böyle düşüncelerin?
marti:bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
psk2:(iç ses: allahım ben neden böyle güzel ve net cümleler kuramadım hayatım boyunca,ay ne soracaktım ben ya,tamam hatırladım)yaşadığın çok güzel ilişkiler olmuş ki,bu kadar güzel ve umut verici konuşuyorsun?yani çok özel olmazsa,biraz bahsedebilir misin seni bu düşüncelere iten yaşamını?
marti:elbette.üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.
psk2:vuuu,çok havalı inzivaya çekilmen.zaten entrylerin okunduğunda epey renkli,dolu ve ilginç bir hayatın olduğu ortada,belçika,tayland gibi ülkelerde yaşamışsın.tayland güzel olmalı..nebileyim ben seninkisi gibi güzel bir hayat yaşamadığımdan,hep imrenirim öyle insanlara bayır gülü misali..dinler dinler dururum hayatlarını...taylanddan da bahsedecek misin?noluur bahset ya,erkekleri çirkin oluyor gerçi memleket güzele benziyor!!!

(gülüşmeler)

marti:elbette bahsedeceğim,ayrı hikaye o...

psk2: bu arada aynı okuldan mezunmuşuz,hacettepe üniversitesi.eskiden kızardım, benim neslimden 15-20 yıl önce mezun olup,sonradan "ne yazık ki hacettepe,eski hacettepe değil,öğrencileri bile bomboş,düşünmekten uzak yığınlar olmuş çoğunluğu" diyenlere,ama şöyle bir okudum da hem senin yazdıklarını,hem de kendi yazdıklarımı,ne kadar haklı olduklarını gördüm.ne düşünüyorsun hacettepe hakkında?
marti:daha ilk günümüzde rektör aynen şöyle demişti :"hacettepeye girmek zordur ve siz hepiniz bunu başardınız. ama buradan mezun olmak çok daha zordur. ne yazık ki bazılarınız bunu başaramayacak" oha. bir rektör yeni öğrencileri böyle mi motive eder.

(gülüşmeler gene,bu arada psk2,su içme bahanesiyle müsade alır halbuki amaç çiş yapmaktır ama bunu söyleyemez,utanır,tuvalette de allaha sitem eder,"ay aynı okuldan mezun olduğumuz halde,neden benim böyle güzel bir hayatım olmadı allahım,muhtemelen marti benim yaşımdayken kariyer açısından süper yerlerdeydi,bense memurum,adam taylandda belçikada yaşadım falan diyor,ay bi de fransızca da biliyor,ben ingilizceyi öğrenene kadar canım çıktı,yurtdışında bırak yaşamı,en fazla 7 gün kalabilen bir insanım ben.off allahım" diye diye ayrılmıştır tuvaletten,tekrar koltuğuna geçer haftanın yazarıyla röportajını devam ettirmek için,tabi ki marti naifliğiyle,enerjisiyle pırıl pırıl oturuyordur.psk2 kıskançlığını belli etmemeye çalışarak güneri civaoğlu gibi gülümsemeye çalışır,elinide çenesinin altına koyup,hazırladığı diğer soruya geçer)


psk2: fransa kültürüne de çok hakimsin marti,ne düşünüyorsun fransa için?
marti:fransa avrupa ın önemli bir ülkesi olmakla birlikte aslında fransızların sandığı kadar da önemli değildir.
fransızların kibar ve naif insanlar olduğu şeklinde ülkemizde yanlış bir kanı vardır. avrupada en fazla sigara içen, alkol tüketen, kötü araba kullanan toplumsal kuralları iplemeyen insanlar topluluğuna kısaca "fransız ulusu" denir.
psk:rtein açıklaması için ne diyorsun peki," bir daha fransaya gitmem."
marti: fransızları mutlu eden açıklamadır bence.aynı şeyi türkiye için de demesini temenni ediyoruz.

(kahkahalar havada uçuşur,psk2 yukarıya bakarak atar kahkahasını, neden kendisinin böyle güzel espiriler yapamadığı için tanrıya sitemdir aslında biraz da o abartılı kahkahası.tanrı konuyu anlamıştır,psk2nin kafasında da bir düşünce belirmiştir"seni zeka konusunda biraz eksik yarattım kulum,herkesi aynı yaratamazdım",psk2 bozulsa da belli etmeden, ciddiyetini bozmadan tekrar dönmüştür güzel sohbetine)

psk2: bu arada henüz 41 yaşındaymışsın,bu kadar dolu bir hayat için,çok gençsin,o kadar şanslısın ki.belki yaşlılığa daha çok uzaksın ama ne düşünüyorsun yaşlanmak hakkında?
marti:otuzbeş olduğunda bunu telaffuz etmekte zorlanırsın. bir de otuzbeş yaş şiirinin etkisiyle insan bunalıma girer. artık ikinci yarıya başlıyorum, bundan sonra herşey yokuş aşağı gidicek dersin. sonra 39 olana kadar yaşını sorduklarında otuz küsür der geçersin. ama kırk olduğunda artık bu ifadeyi kullanamazsın. 41 olunca ise sen artık 40+ sındır. her gün saçında, sakalında, göğsünde yeni beyaz kıllar peydah olur. kıçının kılları kadayıf olmuş lafını duyduğunda üzerine alınırsın. sokakta ortaokullu çocuklar sana amca der, etrafına bakınırsın kime sesleniyorlar diye. öyle hissettiğim yaştayım falan da yalandır. bal gibi yaşlanıyorsundur.

(psk2in bu güzel cümleler karşısında,kıskançlıktan kasım kasım kasıldığından ağladığını farkeden programın muhabiri,koordinatörü aynı zamanda da yapımcısı,yakışıklılar yakışıklısı,akıllılar akıllısı those basters çaktırmadan kağıt mendil fırlatır gözyaşlarını silmesi için psk2ye)

psk2:ayy duygulandım biraz kusura bakmayın,bende niyeyse 27 yaş sendromu diye bir şey varsa şayet ona girdim de,kendimi ölecekmiş gibi hissediyorum ünlü olmadığım halde.neyse röportajıma döneyim,ilk eşcinsel olduğunu kime söyledin peki ve tepkisi ne olmuştu söylediğin kişinin?
marti: ablama..ona açıldığımda "sen benim kardeşimsin ve seni çok seviyorum. hiçbir şey bu gerçeği değiştirmeyecek. tek istediğim seni mutlu görmek" diyerek bana destek olmuştu. "bunca yıldır neden bu yükü tek başına taşımaya çalıştın" diye de kızmıştı.
psk2:sanırım farklılığın ailenden geliyor.zaten aile o kadar çok önemli bir şey ki...sevgi sanırım sadece bizim ruhumuzu iyileştiren şey..son olarak hayvanlarla aranı sormak istiyorum..
marti:tabi ki..pet shopdan alınmadığı sürece bir hayvana evini açmak dünyanın en güzel tecrübesidir. her boku bildiğini zanneden ve evrenin en zeki canlısı olduğuyla övünen insanoğluna sevgi, sadakat ve vefa konusunda öyle bir ders verirler ki, bunu size ne okulda öğretirler, ne de etrafınızda örnek alabileceğiniz biri vardır. onlar bize değil, biz onlara muhtacız..


psk2:bu röportajı kabul ettiğin ve içten bir şekilde eşlik ettiğin için çok çok teşekkür ederiz marti,nebilim sanırım ben senin yerinde olsam burnumdan bile kıl aldırmazdım bu birikimle."ahahahayt kıçımı yesin benden röportaj isteyenler"derdim.allah işte sanırım o yüzden sen martisin,bense kısa siyah bir kıl,allah biliyor kime ne vereceğini..neyse hayranların olarak daha da bekliyoruz sözlükte yazacaklarını...

marti naif ve kibar gülümsemesini takıp,ayrılmıştır bize de daha da yazacaklarını sabırsızlıkla beklemek kalmıştır...

o gittikten sonra, those bastersı psk2 öğütlemiştir: bak bebeğim her şey okumakla olmuyor,aha bende sözde üniversite mezunuyum,marti da. ama gördüğün gibi,entelektüellik bambaşka bir şey.ay şu an sinirimden ve kıskançlığımdan çatlıcam,önümüzdeki 10 yıl ben okusam,etsem,gezsem gene yetişemem bu birikime.bebeğim sen benim gibi olma,geliştir kendini,sende bu ışık var.

those basters,"kuzum tamam,hadi benim programı yetiştirmem lazım,muck" şeklinde ayrılmıştır psk2nin yanından.


bu entryde gerçek olan marti nickli yazarın,yazdığı entrylerden alıntılardır bunun dışında ortam falan hepsi hayal ürünüdür.kötü bir amaç yoktur,amaç sadece eğlenmek ve bilgilenmektir.

eski sevgilinin aldığı hediye

hayatıma bir dönem eşlik ettiği için alan kişi,her ne şekilde ayrılmış olursak olalım,atmaya kıyamayacağım hediyedir..

serkan

"yabba dabba duuu" diye karşıladığım yazar...
*

hoşgelmiş...

aldatan sevgilisine bir daha vermeyen kişi

hayatın hep aldatmacalar üzerine kurulu olduğunu düşündüğümüzde,bir daha verip vermeyeceğini arada yaşanılan paylaşımları baz alacak kişidir.

yani tutupta çok sevdiğim ve çok sevildiğim bir sevgili sözkonusu olsa ve beni başka biriyle bir gece aldatsa çokta siklemem,küçük bir kaçamak olarak düşünürdüm şahsen..gene verirdim..

hem erkek adam arada sırada aldatır bee.renk gelsin biraz ilişkiye...ne o öyle,mıy mıy,sürekli çevremde sünepe gibi..kavga gürültü olsun biraz...daha zevkli olur hem...

ayı sözlük itiraf

dün eski yeni barda,altkatta ben dans ederken,bir yandan da beni arkamdan fortlayan genç,sana o an tepki göstersemde,sonradan aslında ne kadar hoşuma gittiğini anladım.o kadar yakışıklı olduğunu ben çok sonradan anladım...

keşke sana o an bağırmasaydım...

counter strike

okul zamanları,ben küçücükken,sınıftaki oğlanlarla okuldan kaçıp kaçıp internet cafelerde bağıra çağıra oynadığımız bilgisayar oyunu...
ayol bende ki de iş,senin lakabın nonoş,okulda ki kız çevren belli daha ne diye okuldan kaçıp,derslerini ihmal edip,oğlanlarla oyunlara gidersin ki...

tabi gençtik,gözümüz karaydı anacım o zamanlar...

ayı sözlük'ün ilk düğünü

çağatay ile evlenmemi çekemeyenlerin bedduası mı ne tuttu,adamla evlenmeden adama karşı soğumaya başladım.
hem ben biscolata carlosa aşığım artık...

hey gidi hey

cumartesi yoklaması

dün gece de sürttüğümden katılamadığım yoklamadır..

ama gelecek hafta kaçırmıcam anam...

ayı sözlük yazarlarının seviştikleri en ilginç mekanlar

cafe tuvaletinde... -gay cafe de değildi üstelik-

hafta sonunun esrarengiz şekilde çabucak bitmesi

okul zamanımdan beri anlayamadığım durum..

abi haftaiçi bırak günler,saniyeler bile geçmezken,haftasonu yahu bu, koskoca 48 saat,göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor...bir de pazartesi sendromu.

(bkz: hayattan soğutan şeyler)

lo lo lo

bir tuğba özerk şarkısı. tabi çıktığı zamanlar epey abazan erkeklerimiz lo lo lo kısmında takılı kalmış,sapık sapık şeyler düşünmüşlerdi..

ama ayıptır,şarkının sözleri o kadar güzel ki halbuki,o kadar fazla mesaj,gönderme vardı ki kimse anlamadı,ziyan oldu canım şarkı...

(bkz: ağlayarak boşaldım)

soner sarıkabadayı

buz şarkısını ilk çıktığı zaman hiç dinlemezdim,nefret ederdim ama artık nedense sevmeye başladım bu şarkıyı.. bayağı bayağı dinliyor,duş falan alırken söylüyorum..

(bkz: ayı sözlük itiraf)

arto

sahnesi güzel olmasa da,csohbeti güzel ve eğlenceli olan şarkıcı.

ayı sözlükte düşman eklemek

"aaaa ne güzel bir özellik!keşke düşmanlarım olsaydı da ekleseydim hemencecik" diye iç geçirdiğim başlık...ama yok anam,nerdeeee!!!

düşman diye bellediklerimde,sonradan salağın teki çıkıyorlar,ay o daha çok koyuyor...düşmanım olabilecek bir zekaya sahip olamadıkları gibi,sümüğümü bile sürmeyeceğim insanlar oluyor çoğu zaman...

neyse yapanın ellerine,emeğine sağlık...çok güzel düşünmüşler...
  • /
  • 68
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1351

namaz kılmak

müslümanların ibadetlerinden birisi.inançlar konusunda epey sallantıda olan beni bile ilk alnımın,vuslatla olan buluşmasında ağlatabilmiştir ilk sabah namazımda."doğru yol dindir,herkes dine dönsün" gibi bir genelleme yapamam lakin şahsım adına derim ki inançlı biriyseniz din gerçekten başlı başına hayatınızı büyük ölçüde iyi anlamda değiştirebiliyor.

aman alkol almayım,aman küfür etmeyim abdestim bozulmasın,aman allaha dua edeyim,aman arapça öğreneyim,aman namaz kılıp sonra spora gideyim,aman yarın oruç tutayım.

garip bir şey,gerçekten...

ben eskiden dinlere inanmazdım ama garip bir şekilde islamiyete anlamaya çalıştığım günden beri,hayatım,ruhum,aklım olumlu anlamda bir ivme kazanmaya başladı.

bana öyle bakma

pasif yönelimli olmayı hakaret olarak gören sözlük yazarları

anam bir kaç gün önce bir başlık olayı olmuş,ben açmışım o başlığıda:

uzun boyluların ekseriyetle kadın olması diye, anladığım kadarıyla uzun boylu sözlük yazarlarımızda hemencecik el atmış,gudubetçe tanımlarını girmişler...

kısa boyluların kompleksinden falan girmişler lakin benim boyum 179 anacım,uzun diye düşünüyorum ortalamaya göre ve pasifim-madem bu kadar özel hayatı dökmeye meraklıyız-...

o değil de,niye böyle bir hırçınlaştınız siz, yarası olan gocunur dicem ama pasif yönelimli olmanın neresi yara,orasını anlamadım...

bu ülkenin eşcinsellik konusunda kafası çok karışık anacım ama ülkede yaşayan eşcinsellerin kafası daha da karışık...

haydi gerçeklerinizle barışın,sonra yorum yapın derim...çok öptüm...

yine mi bamya

bamya sahibi aktif: aşkım acıdığında haber verde,fazla ileri gitmeyim.
arsız pasif:ahaha,asıl sen girdiğinde haber verde acı çekiyor gibi yapayım..

hayaterkegi

gay ikonu

allah rahmet elesin, aysel gürel ülkemizdeki tek ikondu benim için.

karşı cinsten teklif almak

insana evlat acısı gibi gelebilen durum. hele ki ortalamanın üstünde bir yakışıklılığa ve cazibeye sahipseniz,ömrünüzü bile çürütebiliyor.ilk başlarda egonuzu tatmin etse de,sonraları "ee yeter artık amk" dedirtebiliyor.

(bkz: sen git abin gelsin bacım)

madi sözlük

şu sözlükler arası atışmalar gerçekten itici geliyor bana.hem oranın burası için kötü lafları,hem de buranın orası için kötü lafları.isteyen istediği yerde yazar,gerek yok bu tarz atışmalara.

formatlarına hayranım açıkcası,dışardan ara ara takip eden birisi olarak fakat bir yazar sıkıntıları var sanırım.keşke uzlaşılıp daha güzel şeyler yapabilseydik hep beraber.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

profiline cep telefonunla çektiğin kafanı sağa eğip,masum olmaya çalışırken oldukça salak göründüğün fotoğraflarından koyma sakın annem.

kürt erkekleri

ne deyim bilemedim.ama havasından mı,suyundan mı,yedikleri etlerden,baklavalardan mı bilmiyorum ama bu adamların çoğunluğu yatakta enfes bana göre. bir de iriyarı oluyorlar,bir de orantılı biçimde kıllı oluyollar.

ay iyi ki aynı memlekette yaşıyoruz.

surata boşalmak

bir fantazi-imiş-.

az önce karmakarışık kafamı biraz dağıtayım,biraz da pornocuların vücuduna bakıp "hmm fizik iyi ama yüzü bir boka benzemiyor","anam bu da yemiş yemiş sıçmamış","bunun da her şeyi çok güzel pipisi küçük"diye kendi kendime eleştiriler yapıp,tatmin olayım diye pornolarda gezerken,rastladım buna.

ya porno denilen şey ne kadar iğrenç!

direkt rastgele açtım bir video,gayet güzel,taş 2 adam.neyse sonlara doğru,adam bir çıkartıp penisini karşıdakinin yüzünü hedef alıp bir boşaldı,mübarek sanarsın hortumla su tutuyor karşıdakinin o bebek gibi yüzüne..hadi boşalan adam anırıyor falan da,yüzüne boşlttıran kişi de böyle yüzüne sperm geldikçe,bir kendinden geçiyor,böyle bir yalamaya çalışıyor,garip garip sesler çıkarıyor,"hmmhh,ouhhhh" şeklinde...sanarsınız hayati sıvı ile yüzü buluştu,tadarakta içini de temizleyecek...

tek kelimeyle iğrenç...

sevgiliye sözler

uzun boyluların ekseriyetle kadın olması

tecrübe mi dersiniz, önyargı mı bilmem ama kaynak kesinlikle götüm değil...

yazık be adam o boyuna,o posuna...yakışır mı o selvi boyla sana pasif olmak,kadın olmak...

üzücü,çok hem de...

meni yutmak

"yuh artık" dediğim başka bir olay..

kimsenin içtiğinde,yuttuğunda falan değilim ama hakikaten böyle şeyler duydukça,gördükçe şoke oluyorum...

eskiden benim bir arkadaşım vardı,lakabı ise "cum eater orhan" dı.biraz çirkinceydi; ama haftanın 4-5 günü birilerini düşürürdü. bense anlamazdım onun bu denli talep edilmesini.temiz biri diye bilirdim orhan'ı, elma yanaklıydı,18imizde olmamıza rağmen yüzünde hiç sakal yoktu.aslında özünde iyi birisiydi ama gözü hep yükseklerdeydi orhan'ın. ben ona bu lakabın tamamıyla arkadaşları arasında,taşak konusu olduğundan verildiğini sanardım hep*.ortada orhan'ın sürekli oral konusundaki hüneri hakkında dedikodular dönerdi,bense saf gibi bu ayıp dedikoduları orhan'ı çekemeyenlerin çıkarttığını düşünürdüm. ama sonra sağlam birkaç kaynaktan öğrendikten sonra dumur olmuştum:oysa ki gerçekten lakabındaki gibi meni yiyenmiş orhan.hep aynı taktiği yaparmış orhan, orala başladığı anda karşıdakinin menisini yutana kadar somururmuş partnerinin penisini.oralın ancak böyle hakkını verdiğini düşünürmüş.

ben tabi bunları duyduktan sonra,orhanla tüm ilgiyi alakayı kestim...

sonuçta annemle babam beni,cum eaterlarla arkadaş olmam için yetiştirmedi...

31 çekmekten çıldırdım

katıla katıla güldüğüm, eski türk filmlerinde çekilmiş harika bir sahne. bu kadar doğallık, bu kadar gerçeklik. helal olsun yahu bülent başgana:

Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.