sinan

Durum: 2325 - 0 - 0 - 0 - 21.03.2016 03:52

Puan: 34482 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Türkiye'yi ailemle birlikte temelli terk ediyorum. - Düzenimi kurunca yurtdışında, uğramaya çalışacağım buraya. - Yıkık fildişi kulemin enkazında 22.yy.´ı arıyorum.
  • /
  • 117

kalamış

bir zamanlar "bir tatlı huzur almaya" gidilen yer, semt.

münir nurettin selçuk'un kendisi kadar ünlü şarkısı.

sözleri:

yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamış'tan, ah kalamış'tan
yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamış'tan, ah kalamış'tan

istanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar
düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar
sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar
bir tatlı huzur almaya geldik kalamış'tan, ah kalamış'tan.

of of fethettiniz ay parlayarak şen gülerekten
gündüz koya sen gel gece kalsın aya nöbet of
ses çıkmıyor artık ne kürekten ne yürekten
emret güzelim istediğin şarkıyı emret of of
bir tatlı huzur almaya geldik kalamış'tan ah kalamış'tan.

youtube plak kaydı:

schnitzel

düzgün kızartıldığında kızılımsı altın rengi olmalı. henüz sıcakken üzerine konacak küçük bir tereyağı topağı ve incecik kesilmiş bir limon dilimi "şinitzel" görsel sunumunu tamamlar ve lezzet katar. germanik sunum isteyenler için yanında patates püresi, haşlanmış lahana, turşu gibi katkılar olabilir. en iyisi viyana'da yenilebilir.

absinthe

günümüzde kullanılan "absent" oldukça seyreltilmiştir. eski ve orijinal absentlerde alkol içerisinde eritilmiş afyon bulunuyordu. bu da ölçüyü kaçıranlarda halüsinasyon görmeye hatta deliliğe kadar giden sonuçlara neden olabiliyordu. bu yüzden yasaklanmıştır. ünlü ressam vincent van gogh'un fazlaca kullandığı sarı renkteki boyanın içindeki zehirli kimyasallar kadar, sıkça içtiği absent'in de deliliğinin nedenleri arasında olabileceği düşünülmektedir.

yavuk

çağatay türkçesi'nde nişan, bir işe aday olan, namzet olan, namzetlik.

(bkz: yavuklu)

yavuklu

daniel defoe

1659 veya 1660 yılında doğmuş (kesin belli değil), 1731'de ölmüş ingiliz yazar. hayatının bir döneminde ticaret ile de ilgilenen bu yazarın osmanlı için casusluk yaptığı iddiaları da vardır. aile kökleri romanya'ya dayanmaktadır. günümüzde robinson crusoe romanıyla hatırlanmaktadır.

brunei

küçük ama petrol zengini bir ülke, sultanlık. sultanı dünya çapında en zengin kişilerdendir.

etek tıraşı

zorlama bir anlam katmak gerekirse, yünlü kumaştan yapılmış eteklerin havlanması, tüylenmesi sonucu bu iş için özel yapılmış bir alet ile veya bildiğiniz tıraş bıçağı ile havlarının alınması işlemine de denebilir!*

alamet-i farika

bir şirketin, kuruluşun tescillenmiş markası ve bu markaya ait logosu, işareti. tdk sayesinde sanki tek bir sözcükmüş gibi "alametifarika" şeklinde bitişik de yazılmaya başlanmıştır!

(bkz: alamet)

alamet

" belirti", işaret anlamına da gelir. burada kastedilen, kıyamet belirtisi, kıyametin bir işareti anlamıdır.

" bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete" sözünde, tam yerini bulmuştur alamet.

(bkz: alamet-i farika)

lokum

"rahat-ul hulküm" yani "boğaz rahatlatan" anlamındaki arapça sözün halk arasında bozulmuş, galat-ı meşhur olmuş halidir lokum.

ayı sözlük yazarlarının giderleri

normal şartlarda en fazla gelirim kadardır giderim; hatta çoğu zaman gelirimden az giderim olur, gelirimden az harcarım! ya ne olacaktı?*

bergama

antik çağ'daki, helenistik dönem'deki adı pergamon'dur.
buradan götürülen çoğu eser almanya berlin'deki pergamon museum'dadır.

pergamon museum

raga

ayı sözlük yazarlarının yaşamak istediği ülkeler

çağdaş ve refah seviyesi yükselmiş, çevreye saygılı, ayrımcılıkların ortadan kalktığı, eğitimli insanların yaşadığı, laik ve komşularıyla sorunu olmayan; düzgün yönetilen ve vatandaşın devlet için değil, devletin vatandaş için olduğunu bilen insanların yönetimde olduğu; bilim ve teknolojide öncülük yapabilen, dünyaya örnek olabilecek bir türkiye.

(bkz: rüya)

yukarıdaki tanım gerçekleşemiyorsa, kanada olur, isviçre olur, ingiltere olur; pek de önemli değil!

who wants to live forever

bir queen şarkısı. söz ve müzik brian may'e ait.
ne zaman ölümsüzlük lafı geçse aklıma gelen şarkı.

kim sonsuza dek yaşamak ister ki?

sözleri:

there's no time for us
there's no place for us
what is this thing that builds our dreams yet slips away
from us

who wants to live forever
who wants to live forever....?

there's no chance for us
it's all decided for us
this world has only one sweet moment set aside for us

who wants to live forever
who wants to live forever?

who dares to love forever?
when love must die

but touch my tears with your lips
touch my world with your fingertips
and we can have forever
and we can love forever
forever is our today
who wants to live forever
who wants to live forever?
forever is our today

who waits forever anyway?

queen - who wants to live forever (official video):

queen - who wants to live forever (lyrics)*:


(bkz: freddie mercury)

brian may

1947 doğumlu astrofizikçi ve queen grubunun solo gitaristi olan, şarkı ve söz yazarlığı da yapan kabarık saçlı kişi.

(bkz: who wants to live forever)

ölümsüzlük

ne zaman "ölümsüzlük" lafı geçse aklıma " who wants to live forever" şarkısı gelir.
ölümsüzlük olabilseydi sahiden, bir noktadan sonra çok sıkıcı olurdu ölümsüz olanın yaşamı ve belki ölmek isterdi artık.

gülü seven dikenine katlanır

  • /
  • 117
  • /
  • 39

amfi


ada


atina


whoami


bağlanmamayı marifet sanan hastalıklı kişi


çingenelerin sitesi


şoför


baby jane


love


nori


justin trudeau


browsec


diyojen


megafon


mezi


müfteri


singapur


brexit


dert


bozacının şahidi şıracı


  • /
  • 39
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 2325

benlik uyuşmazlığı kuramı

carl gustav jung'un " gölge benlik" kavramı ile harmanlanırsa tadından yenmeyecek olan* kuramdır benlik uyuşmazlığı kuramı. kuramın adı, kendini açıklar niteliktedir.
edward tory higgins tarafından geliştirilen sosyal psikoloji kuramıdır*.
kurama göre üç farklı benlik bulunuyormuş:
- gerçek benlik
- ideal benlik
-(bkz:#zorunlu benlik)
bana biraz sigmund freud'un id, ego, süperego'sunu çağrıştırmadı* değil.

pluviophile

nasıl ki bibliophile / bibliyofil'i "kitapsever" diye türkçeleştirebiliyorsak, "yağmursever" diye türkçeleştirilebilecek bir kavram.
aşırı ve zarar verici yağmurlar, abartılı sağanaklar hariç, sanırım ben de yağmurseverim.

crash

1996 yapımı kült* bir david cronenberg filmi.

imdb : http://www.imdb.com/title/tt0115964/

--- spoiler ---alıntıdır---
bir trafik kazasıyla yaşamlarında başka bir boyut açılan evli bir çift, tanıştıkları yeni insanlarla değişik ilişkilere giriyor, bu arada değişik bir tutkuya kaptırıyorlar kendilerini. kahramanlarımız, araba kazalarıyla varoluşlarını yeniden sorgulayan, metal ile ölümcül tehlike arasındaki bağlantıyla cinsel tatmine ulaşmaya çabalayan bu yeni insanlarla ölümcül bir tutkunun peşine düşüyor
--- spoiler ---alıntıdır---

cd

change directory'nin kısaltılmışı olan chdir'in kısaltılmışı bilgisayar komutudur cd. örneğin dos'ta chdir veya cd komutu aynı işlevi görür. içinde bulunulan klasörü değiştirir cd komutu.

uno

italyanca'da, latin kökenli çoğu dilde bir (1).

sinan

bu kadar hızlı yazar yapılmasını hazmetmeye* çalışan dünkü çömez.

kırım'dan gelirim, adım da sinan'dır.*
sinan, bazen sinan cemgil'dir; mimar sinan'dır kimi zaman.
sin'dir**. an'dır*. nan'dır**. inan'dır*; sina'dır**... si'dir*.
velhasıl-ı kelam, mızrağın ucundaki lüledir. sivridir.*

teşekkür ederim " sözlük".

seri eksi oy veren ezik

eksilenen bazı girilerime, hatta hepsine baktığımda, aslında eksilenecek bir şey olmadığını, eksileyen tarafın farklı düşünmekten değil de sırf eksilemek için eylemde bulunduğunu ve bana takmış bir psikopatın varlığını duyumsadığımı, dolayısıyla "seri eksi oy veren ibne" gibi seksist bir tanımlama yerine, "seri eksi oy veren psikopat" tanımlamasını yeğlediğim "sözde" yazardır.

edit: bunu da eksileyeceğini düşünüyordum. haklı çıktım. meraklısı profilimden eksilenen girilerimi görebilir ve yazdıklarımın haklılığını da teyid eder.

edit-2: umursamadığım ama ne olduğunun bilinmesini istediğim kişi ve durumdur.

bi

hem latince, hem arapça, hem farsça kökenli* bir önektir ama her dilde ayrı anlamlar yükler başına geldiği sözcüğe. her üç dilden de türkçe'ye girişi olmuştur bu ekin.

şöyle ki:

latince olarak, çift - iki anlamı taşır. biseksüel'deki, bipolar'daki "bi", budur.

farsça olarak, bitaraf örneğindeki gibi , tarafsızlık, taraf olmama, tarafsız yani "sız" eki üzerinden, yoksunluk, olmama durumu (susuz, kayıtsız gibi) belirtir. bihaber* - habersiz vb. ...

arapça üzerinden bir kullanım örneği verecek olursam, ki arapça'da " ile" karşılığı kullanılmaktadır "bi", bi'l - umum yani bilumum, genel ile, hepsi, tümü, "tüm çeşitleri ile" anlamında.

tüm anlamlarıyla bir tümce*de kullanırsam şöyle bir şey olur*: bilumum ayı sözlük yazarları, biseksüelliğe karşı aynı bakış açısının sergilenmesine karşı bitaraf olmalılar mı?*

pasif olurken tanrı'nın imzasını unutmanıza hayranız

her yerde yobaz var. her yerin yobazı, ayrı bir yobaz ama yobazlıkta eşitler sonuçta.

düşün ki o bunu okuyor

ölmedik biz. ayrı ayrı uyuyoruz. belki derin komadayız ama ölmedik biz. sen de, ben de hala hayattayız. öküz ölünce ortağını satanlardan değil, yeni bir öküz alanlardan olmak gerek. bu devirde düzgün ortak bulmak çok güç.

hayatlarımız birbirine örüldü bir kez ve bu rastlantıdan fazla bir şeydi. ölmedik biz, hala varız. sen ve ben, ayrı ayrı varız. birlikte fenafillah olmak varken, bunun deneyimlerini yaşamışken ve ötesini de tahayyül edebilirken ve nasılsa günün birinde zaten ölecekken, yaşarken biz'in ölmesi ne kadar da gereksiz ve boşuna.

içinde yaşıyorum; içimde yaşıyorsun. yeniden biz olmak zor değil. anlayış ve kabulleniş, özgürlükten taviz vermek değildir. kavuşmak mümkün. istemek yeter. seni yıkıp geçen hatalarım, beni böyle kabul ettiğinde, yıkıcı değil yapıcı olacaktır. ben seni, her şekilde kabul edebilmişken hele. kalp kırıklıkları, yüce bir sevgiyi kaybetmeyi istemek için yetersiz. ölümcül sanılan hatalar, kahredici, üzücüydü ama ölümcül değildi.

bak, yaşıyorsun. yaşıyorum. yazıyorum. okuyorsun. gel. canım cananım, gel. bir ders alınması gerekiyorsa, ikimiz de aldık aynı dersi. gel. hep gel. gitme daha fazla. gel biriciğim, gel...*

how i met your mother'ın tek cümlelik özeti

dizi izlemeye yönlendirilerek uyuşturulmuş kitlelerin izledikleri amerikan dizilerinden biri.*

mustafa kemal atatürk

varlıklarını kendisine borçlu olduklarını algılayamayacak derecede olup, ötekileştirildiği halde ötekileştirme yapabilen zevatın dahi çamur atmaya yeltendiği fakat altının çamura düşmesiyle altın olma niteliğini kaybetmeyeceği misali, hala ışıldayan, ebediyen de ışıldayacak insan.

pkk sizi tükürüğüyle boğar

insan

arapça'dan...

ins = insan, genel anlamda erkek
nisa = kadın

ins + nisa = insan

----------
bu basit etimolojik eşitlikte görüldüğü gibi, insan, kadın ve erkekten oluşmaktadır.

lanetlenmiş hurufi gözlerle, arap değil, latin harfleri üzerinden bile baksak, ins'de nisa'nın 3 harfi, nisa'da ise, ins'in tüm harfleri bulunur ve fazladan bir de "a" vardır.

her erkekte bir kadın, her kadında da bir erkek gizlidir. böyle değerlendirdiğimizde, çeşitli cinsel yönelimlerin, kişinin içinde gizli olan eğilimlerin oranında gizli olduğu görülebilir veya görülmeyebilir.

bedri baykam

sanatçı ve aydın bir kişilik. yazarlığı da vardır. "kemik" adlı romanını önerebilirim.
yıllar önce sanırım ist./ortaköy'de işlettiği bir parda yarı çıplak hatunlara çamur güreşi yaptırmaktan, ergenlikte yaptığı bir masturbasyonun kalıntısı olan sperm lekeli peçeteyi saklayıp, yıllar sonra bu kurumuş sperm lekeli peçeteyi sergilemeye ve daha neler neler... inanmayana google bir tık kadar yakın! velhasıl-ı kelam, ilginç bir kişiliktir.