those basters

Durum: 197 - 0 - 0 - 0 - 14.05.2016 19:56

Puan: 3306 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

i wish i didn't have to wish.
  • /
  • 10

introsu manyak olan şarkılar

marilyn manson

zamanında evan rachel wood gibi güzel bir ablamızla beraber olmuştur kendisi.

69

şu ana kadar hoş alan entrylerimin sayısıdır. **

david boreanaz

bones izleme sebebim, görünüşü, duruşu ve sesi muhteşem olan aktör. *

kendisi heteroseksüel olup eski bir playboy kızıyla evli ve 2 çocuk babasıdır.

akademi türkiye

türk televizyon tarihindeki birçok yarışma programı ve reality show gibi bu programın da sunucusu öykü serter'dir.

macaristan'da eşcinsellikle ilgili yaptırım

nasıl dengesiz, boktan bir dünyada yaşadığımızın kanıtıdır. okyanusun bir ucunda eşcinseller evlenip, çocuk evlat edinebilirken diğer yakasında değil evlenmek, eşcinsel olduğunu dile getirmek suç sayılabiliyor. hırsızlık yapmak, adam öldürmek de suç , bu da... bir insan bunları nasıl aynı kefeye koyabilir, akılalmaz gerçekten.

bir insanı sevmek nasıl bir suç olabilir diye de düşünmeden alamıyor insan kendini.

paşam

gay jargonunda yaygın olduğunu bilmeden bütün sevdiğim/yakın straight arkadaşlarıma hitap ederken kullandığım sevdiğim kelime. şimdi daha severek kullanıcam sanırım. *

should have known better

beatles versiyonu, büyük ihtimalle aynı adı taşıyan muadillerinden fazlasıyla iyidir. (bkz: i should have known better)

franz ferdinand

take me out, matinee, jacqueline gibi muhteşem şarkılara imza atmış iskoçya orijinli indie grubu. seviyoruz efenim.

gnctrkcll

şu sıralar televizyonda dönen "uykusuz her gece" temalı reklamlarında aşırı sevimli bir çocuğun oynadığı operatör servisi.

ridiculously photogenic guy

twitter hesabından açıkladığı üzere 4 yıllık bir ilişkisi vardır. *

ayı radyo

şu an ilk defa dinlediğim, keşke küçük bir chatbox'ı da olsaydı da diğer dinleyenlerle ve dj'le sohbet edebilseydik dediğim oluşum.


edit: oha englishman in new york çalıyor lan, süper.

sauna

eşdeğer seviyede başka bir erotik mekan için (bkz: buhar odası)

en beğenilen film replikleri

life's hard. it's supposed to be. if we didn't suffer, we'd never learn anything. / hayat zor. öyle olmalı. acı çekmeseydik, hiçbir şey öğrenemezdik.

(bkz: before sunset)

sohbet edecek kimsenin olmaması

böyle hava kapalıdır, yapacak işin yoktur o an "napıyosun" diye mesaj atarsın hani durduk yere ya da ilginç bir şey görürsün veya duyarsın paylaşmak istersin anında, özel biri olsun istersin senin için. her şeyini paylaşabileceğin. hah işte anlatabildim mi, herkesin kafasında öyle biri canlandı mı? işte onun olmamasından bahsediyorum. çok boktandır.

pisuvardaki siyah kil 2

sözlükte bulunamadığım zaman zarfı içinde sanırım istenmeyen durumlardan dolayı sözlüğü terk etmiş yazardır. entry'lerini okumayı çok özleyeceğimdir, bu kadar çok seveni varken geri dönsündür.

sözlüğü sevmek için nedenler

şu örneklerle çoğaltılabilecek liste:
muhteşem bir müzik zevkine sahip yazarlar.
sevimli bir özel mesaj...

the cure

boys don't cry ile gönüllere taht kurmuş harika bir gruptur.

running up that hill

bir kate bush şarkısı olmakla beraber, placebo tarafından muhteşem bir şekilde coverlanmıştır. zamanında the oc'nin 4.sezonunun bir bölümünde de kullanılmıştı. sözleri ise şöyle,


it doesn't hurt me.
do you want to feel how it feels?
do you want to know that it doesn't hurt me?
do you want to hear about the deal that i'm making?
you, it's you and me.
and if i only could,
i'd make a deal with god,
and i'd get him to swap our places,
be running up that road,
be running up that hill,
be running up that building.
if i only could, oh...
you don't want to hurt me,
but see how deep the bullet lies.
unaware i'm tearing you asunder.
ooh, there is thunder in our hearts.
is there so much hate for the ones we love?
tell me, we both matter, don't we?
you, it's you and me.
it's you and me won't be unhappy.
and if i only could,
i'd make a deal with god,
and i'd get him to swap our places,
be running up that road,
be running up that hill,
be running up that building,
say, if i only could, oh...
you,
it's you and me,
it's you and me won't be unhappy.
"c'mon, baby, c'mon darling,
let me steal this moment from you now.
c'mon, angel, c'mon, c'mon, darling,
let's exchange the experience, oh..."
and if i only could,
i'd make a deal with god,
and i'd get him to swap our places,
be running up that road,
be running up that hill,
with no problems.
and if i only could,
i'd make a deal with god,
and i'd get him to swap our places,
be running up that road,
be running up that hill,
with no problems.
and if i only could,
i'd make a deal with god,
and i'd get him to swap our places,
be running up that road,
be running up that hill,
with no problems.
if i only could
be running up that hill
with no problems...
"if i only could, i'd be running up that hill.
if i only could, i'd be running up that hill."

bearistik

sırf transatlancism ve six feet under sevmesinden dolayı iyi anlaşacağımı düşündüğüm tanımadığım yazar.
  • /
  • 10
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 197

erkek erkeğe yapılacak en güzel şeyler

aşık olunan erkekse zira bu, oturup konuşmak. konu önemsiz.

heteroseksüel bir erkekten hoşlanmak

gay bir erkeğin hayatında en az bir kere olsa da düştüğü hatadır.

inanılmaz zor durumlara sokar, imkansızın ne olduğunu öğretir insana. her şeyi içinde yaşamayı öğretir. en ufak şeyden umutlanmayı da; rastgele gelen bir "naber:)" mesajından veya omuza atılan koldan...
zordur, çünkü akıntıya doğru yüzmeye benzer. ne kadar yaklaştığını düşünsen de aradaki yol yüzyıl kürek çeksen de bitmez...
sevdiği kız hakkındaki uzun uzun konuşmalarını dinlersin, yüzün gülse de içindeki her bir hücre onun o an susmasını istemektedir.
aklın başına gelir, uzak duracağım dersin. sonra ertesi gün bir bakarsın seni arıyor, "ne o küs müyüz" diye.
yanındayken bile özlemektir. o sigara içerken onu izlediğinde bunu fark edip gülerek "ne oldu?" diye sorduğunda "yok bişey ya gözüm dalmış" yalanını söylemektir, içinde katrina kasırgası kopsa bile.

bombok bir durumdur kısaca, insanın canını acıtmaktan başka bir sike yaramaz.

ben bilmem beyim bilir

eğer ilerde bir bilim adamı sevgilim olursa durmadan kullanacağım repliktir.

macaristan'da eşcinsellikle ilgili yaptırım

nasıl dengesiz, boktan bir dünyada yaşadığımızın kanıtıdır. okyanusun bir ucunda eşcinseller evlenip, çocuk evlat edinebilirken diğer yakasında değil evlenmek, eşcinsel olduğunu dile getirmek suç sayılabiliyor. hırsızlık yapmak, adam öldürmek de suç , bu da... bir insan bunları nasıl aynı kefeye koyabilir, akılalmaz gerçekten.

bir insanı sevmek nasıl bir suç olabilir diye de düşünmeden alamıyor insan kendini.

kalıplaşmış yalanlar

"hayır merak ettiğimden değil de..."

heteroseksüel bir erkekten hoşlanmak

gay bir erkeğin hayatında en az bir kere olsa da düştüğü hatadır.

inanılmaz zor durumlara sokar, imkansızın ne olduğunu öğretir insana. her şeyi içinde yaşamayı öğretir. en ufak şeyden umutlanmayı da; rastgele gelen bir "naber:)" mesajından veya omuza atılan koldan...
zordur, çünkü akıntıya doğru yüzmeye benzer. ne kadar yaklaştığını düşünsen de aradaki yol yüzyıl kürek çeksen de bitmez...
sevdiği kız hakkındaki uzun uzun konuşmalarını dinlersin, yüzün gülse de içindeki her bir hücre onun o an susmasını istemektedir.
aklın başına gelir, uzak duracağım dersin. sonra ertesi gün bir bakarsın seni arıyor, "ne o küs müyüz" diye.
yanındayken bile özlemektir. o sigara içerken onu izlediğinde bunu fark edip gülerek "ne oldu?" diye sorduğunda "yok bişey ya gözüm dalmış" yalanını söylemektir, içinde katrina kasırgası kopsa bile.

bombok bir durumdur kısaca, insanın canını acıtmaktan başka bir sike yaramaz.

karısının lezbiyen olduğunu öğrenen erkek

ayı sözlük'teki tekler

radiohead

bir gün istanbula gelicekler ve çok geç olacak diye korktuğum grup.

gelicekler bi 10 sene sonra belki, ben yaşlanmış olucam. konserde başım ağrıdı dicem falan. düşüncesi bile korkunç. bi de şey (bkz: bütün dünya duysun ay lav yu thom yorke)

melancholia

kirsten dunst bu filmle geçen yıl cannes'da en iyi kadın oyuncu ödülünü almıştır. hatta "ben de aday oldum da vermediler pek önemli bi ödül değil canım ya:)" diyen nurgül yeşilçay'a da bu ödülüyle "veriyim istersen fotoğraf çektir ahaha" deyip hava atmışlığı da vardır kendisinin. *

beyaz gömleğin içine atlet giyen erkek

sadece "neden bunu bize yapıyosun?" demek istediğim erkektir.

neden abi ya? o cüsseyle aman üşürüm ya, hasta olmayayım mı diyosun nedir?

björk

unravel gibi muhteşem bir şarkıya imza atmış izlandalı şarkıcıdır, marjinal insandır. çok severiz.

ayrıca (bkz: earth intruders)

karşı konulmayacak ünlüler

sözlüğün bir çok yerinde söylediğim gibi (bkz: dermot mulroney)
(bkz: christian bale)
(bkz: matt bomer)

daha soyadını bilmediğin birine aşık olmak

stalklama sanatından bihaber kişilerin düştüğü durum olabilir pekala.
Henüz takip eden biri yok.