yalnızlığın getirileri

pek bi getirisi yoktur aslında. bu lakırdı kendini teselliden ibarettir.
kendini dinlersin,dinlersin.ama kendi sessizliğin bile rahatsız eder bir süre sonra.
şahane bir porno arşivi
çinden sipariş verilmiş hard disk
kol kasıdır şüphesiz. hehe
en önemli getiri: evinin imparatoru olmak!

ev içinde düzenli sayılabilecek bir erkek olarak 13 yıl bir hanıma (eski eşimle) yaşadıktan sonra -hep derlerdi de inanmazdım- diş macunu tüpünün ortadan ya da sondan sıkılmasının boşanma nedeni olması hakkında kesin görüş sahibi oldum. aşk denen büyü bitince herşey batıyor.

aşıksan yalnızlık çekilmez... özgürsen ise, ohhhooo, sayılmaz getirirler. iş ki içinde kendine yönelik bir denge, bir sevgi olsun, bir "tamlık" olsun. birşeylerin eksik olmasın. o eksikler sadece evde gezinen birileri ile giderilecekmiş gibi geliyor. oysa eksikler sadece içinde. dışarıdan hiçbir katılımla doldurulamıyor.
bir bakıma tercihtir yalnızlık. dönem dönem bunu çok içten isteriz. kafa dinlemek, özlemek-özlenmek, farkındalık, kendine zaman ayırmak, yeni sanatçı-gruplar, geri kaldığın filmler-kitaplar, yenilenmek gibi getirileri vardır.
"yalnızlığın götürüleri"nden daha az olduğunu düşünüyorum...
getiri: tansiyonunu ölçerken konuşmamak gerekir, konuşturacak kimse yoktur.
götürü: yalnızlık, her şey ile tek mücadele etmekten tansiyon hastası olmaktır.
sanırım, en özet biçimde şöyle ifade edilebilir: zamana ve mekana göre değişir.
havuçlu tarçınlı keke bel bağlamak.