yaşlanmak

buzdan heykellerin güneşe karşı nafile direnişinin sonunda ortaya çıkan su birikintisidir. kimi saftır ve toprağa can verir, kimi bulanıktır çamur olur kalır.
yaşlanmak;
normalinde de zor bir durum. gözlemliyor ve düşüncelere dalıyorum...
etrafımda gördüğüm tanıdık/tanımadık yaşlılar. kimi hastanede kimisi ise huzur evinde terk edilmiş gözleri yaşlı.

ya biz eşcinseller yaşlanınca ne yapıcaz..?

acı ama gerçektirki bazılarımız evlenip bir yuva kuramayacak, istesebile.
hastanede yada huzur evinde olsak "oğlum/kızım" yada "torunlarım" gelirlermi diye bir düşüncemiz olamayacak.
yada hastalandığımızda 1 bardak suyu isteyebileceğimiz kimsemiz.
an gelicek elimiz, an gelicek ayağımız tutmayacak. kimden destek görücez ?
kimseden...

biz eşcinsellerin acı ama gerçeği bu.

yaşlanıp, birilerine muhtaç kalmaktansa. bu bedenden allah ruhumu tez alsın derim hep...
her boku bilmek,gülüp geçmektir..*
yaşımdan çok memmunum, herkes daha olgun gösterdiğimi söylüyor ama iyi böyle... yaşlanmaya gelince, evet hepimiz bir gün yaşlanıcaz ama anı yaşa diyenlerdenim. her yaşın ayrı bir güzelliği var en güzel çağımdayım la la la...
otuzbeş olduğunda bunu telaffuz etmekte zorlanırsın. bir de otuzbeş yaş şiirinin etkisiyle insan bunalıma girer. artık ikinci yarıya başlıyorum, bundan sonra herşey yokuş aşağı gidicek dersin. sonra 39 olana kadar yaşını sorduklarında otuz küsür der geçersin. ama kırk olduğunda artık bu ifadeyi kullanamazsın.
41 olunca ise sen artık 40+ sındır. her gün saçında, sakalında, göğsünde yeni beyaz kıllar peydah olur. kıçının kılları kadayıf olmuş lafını duyduğunda üzerine alınırsın.
sokakta ortaokullu çocuklar sana amca der, etrafına bakınırsın kime sesleniyorlar diye.
öyle hissettiğim yaştayım falan da yalandır. bal gibi yaşlanıyorsundur.
zamanında yaşanan ve kalp ağrısı diye nitelenen şeylerin, asıl kalp ağrılarını yaşayınca onların sadece kalp sızısı olduğunu anlamaktır.*
ani bir geçiş formu olarak o lanet paralel evrenlerin birinde söylenim bulmuştur, ben mesela bir bakmışım dedemden yaşlı ertesi gün kardeşimden çocuk...
saçta 3 5 beyaz telle, sakaldaki sararmalarla, her gülüşünüzde dere yatağı gibi yarılan nasolabial çukurlarınızla ya da bazen yorgun gözlerinizle size zamanın göreliligini tekrar tekrar hatırlatabilir. geride bırakılanlar yaşlılığın da kalitesini, çekilebilirligini belirleyecektir. kısa ömürde insan biriktirmeye bakmalı sanki beh.

evrene mesaj : en az 2 çocuk istiyorum,lütfen.. yaslaninca bana bakmasalar da sıkıntı değil, çocuğum olmadan ölmeyim pls.. ( evren bir insan ismi olarak kullanılmamistir)