ağlamak isteyip de ağlayamamak

boğazda yolaçtığı düğümlenme, yüreğe oturan yumruğa dönüşür.
gözyaşlarının dışarıya değil de içeriye akma eylemidir. genizde toplanıp keder boğulması yaşatabilir. *
siker atar.

boğazına binlerce gözyaşı düğümü bağlanır, nefes alamazsın. gözlerinin önüne gözyaşlarından perdeler iner, göremezsin.
ağlamak istersin. deliler gibi bağırmak ve ağlamak ve çığlıklar atmak ve ağlamak...
ama yapamazsın.
öylece durursun.

ağlamak güzeldir de
ağlayamamak siker atar.


yıllaaar sonra gelen edit:
eskiden çok emoydum ben :'(
hemen güzel bir bahane bulup gözyaşlarını salıvererek kurtulunması gereken durumdur.

tra jedi: uuff yaaa zaten hava çok soğuk.
xyz: aaaa ağlıyor musun sen?
tra jedi: evet. napıym hava soğuk.
xyz: hava soğuk diye ağlanır mı bitanem.
tra jedi: naapiym. entryi yazarken aklıma güzel bir bahane gelmedi. demek ki güzel bir bahane uyduramıyorum ben.
xyz: anlamadım valla.
tra jedi: güzel bahane uyduramıyorum işte bunun için ağlıyorum. heehh öğrendin mutlu oldun mu.
çaresizliğin dibine vurmak olarak da yorumlanabilir kanımca. ağlayınca da rahatlayacağını bilememe ile de karışırsa o zaman işte o an dünyan gerçekten sikilebiliyor. neye, kime sardıracağını şaşırabiliyorsun, zibilyon tane düşünce bir yandan da beynini sikmekle meşgul elbette. evrenin düzenini sorgulamaya kadar giden bir döngü oluşturuyor; sonrasında bir şekilde hayatına kaldığın yerden devam edince de ne kadar garip yaratıklar olduğumuzu bir kez daha anlıyoruz sanki.