aileye açılmak
manasız bir sıkıntıya sokmaktan başka birşey değildir. biz ailemizin sex hayatını bilmiyorsak onlarda bizim sex hayatını bilmeye hakkı yoktur gerek te yoktur. sonuçları tahmin edilemez sıkıntılara kapı açar. bu ülkede yaşayan ailelerin belkide %1 i anlayışla karşılayacaktır. onur meselesi yapmak ta saçmalıktır. yapmayın. etmeyin.
çoğu zaman gereksizdir. ve düzelteyim: eğer toplumun her kesiminden insana karşı cinsel yöneliminizi açıkça söyleyebiliyor ve hak ihlalinizi önleyebiliyorsanız, o zaman bu açılmaktır. ama yok, aileye, eşe dosta durumu açıklayıp dışarıda heteroseksüel görünmek zorundaysanız bunun adı "itiraf"tır.
eğer ailenize yöneliminizi itiraf ettiğinizde yaşam standartlarınız düşecekse ve ailenizin de ruh sağlığına zarar verecekseniz yapmayın. ille de herkes bilmeli mi?
ekonomik bağımsızlığınız varsa söyleyin. ekonomik bağımsızlık da ucu ucuna geçinmek değildir; coğrafya, zaman, muhit vb. gibi önemli etkenler değişse bile belli bir yaşam standardını garantilemektir.
acıdır ki bizim oralarda eşcinsellik yok. ibnelik var. nonoşluk var. bu yüzden açıklamak zor hatta imkansız.
evdeki sakin hayattan bıkıp; macera,kavga, gürüntü istiyorsanız eğer açılabilirsiniz.
(bkz:
rahatlığın batması)
benim için ilginç olan bir eylemdi, benim babam ben on yaşındayken vefa etti, açıkçası babama açıklamayı da pek düşünmezdim lise ikiye geldiğimde artık o kadar farkındaydım ki herşeyin, anneme anlatmaya karar verdim, o kadar hazırlandım, şöyle olacak, böyle olacak diye, aldım annemi karşıma işte nasıl anlatsam bilemiyorum, ama çok üzülmek yok vs. diye telkin etmeye çalışıyorum. annem biraz korkmuş şekilde ne oldu söyler misin dedi? anne ben eşcinselim dediğimde, ilk tepkisi ben de hastasın, kötü birşey falan sandım olmuştu. devamında onun için de çok kolay olmayan şeyler elbette ki yaşadık, herşey sürekli güllük, gülistanlıktı dersem çok ayıp etmiş olurum. hatta psikiyatriste bile gittik, çünkü benim de annemin de bu durumu kabul etmekle ilgili yaşadıkları problemler vardı.
sonrasında üniversitedeyken ben ilk evden ayrılmamla annemin konuyla ilgili endişeleri işime yaramadı diyemem, sırf endişeleri yüzünden ayrı tek başıma evde kaldım üniversite boyunca, çünkü annem yurtta kalınca herkesin bana cinsel tacizde bulunacağını, onların yanında rahat giyinip soyunamayacağımı, yıkanırken vs. zorlanacağımı düşünüyordu. bu arada bir sevgilim oldu, hemen değil ama bir süre sonra annem tanımak istedi garip bir şekilde, sonradan anladım ki sadece adamın sağlam pabuç olup olmadığını anlamakmış amacı, 2.5 sene önce oluyor bu olay, gayet gergin, sorgu havasında geçen bir yemek oldu. sonrasında herşey normale döndü tekrar, hatta öyle ki biz orda kalırken annem ikimize yatak bile hazırladı. şu anda da benim yanıma gelirken sevgilim olduğunu bilerek geliyor, gündüzleri sevgilim daha erken çıkıyor bazen onları kahve içmeye gitmiş buluyorum evde kimse yok falan. benden daha çok görüşüyor anlayacağınız annemle.
her zaman böyle kolay olur demiyorum, benim de birtek kardeşim ve annemle aram bu şekilde, diğer akrabalarımla çok zor zamanlar geçirdim, geçiriyorum, muhtemelen daha da geçireceğim.
eşcinselliğin yalnızca cinsellikten ibaret olduğunu düşünenler için hiç gereği olmayan bir eylemdir. oysa eşcinsellik cinsellikten ibaret değildir, bizi biz yapan şeylerden biridir, özümüzdür. kim olarak yaşamak istediğimize verdiğimiz kararın bir sonucudur: kendimiz olarak mı yoksa ailenin ve toplumun olmamızı istediği kişi olarak mı? bu önemli bir ayrımdır, zira kişinin sahip olduğu öz saygıyı da gösterir. aileye açılma ise açılmaların en zoru olsa da en anlamlısıdır çünkü herkesten önce anne ve babanın çocuğunun gerçekte kim olduğunu bilme hakkı vardır. ancak elbette ki herkesin koşulları birbirinden çok farklıdır. o yüzden herkes açılsın demek ne kadar yanlışsa sakın açılmayın demek de o kadar yanlıştır. korkular ve koşullar özneldir, bu korku ve koşulları herkesin korkusu ve koşulu sayıp açılmama çağrısı yapmak da kendine yandaş bulmaya çalışmaktan başka bir şey değil. herkesin aile yapısı, kültürü, değerleri açılmaya el vermeyebilir ya da aile fertlerinden birinin sağlığını olumsuz etkileyecek bir durum varsa açılmama kararı alınabilir. dediğim gibi bu karar öznel koşullar göz önünde bulundurularak verilebilecek bir karardır. herkese tavsiyem de durumlarını kendi bağlamlarında değerlendirmeleri, başkalarının deneyimleri ile yola çıkmamalarıdır. benim aileme açılmadaki en büyük gerekçem onlara yalan söylüyor olmam ve olmadığım biri gibi davranarak gerçek beni saklıyor oluşumdan duyduğum rahatsızlıktı. kimi insanlar bundan rahatsızlık duyar, kimileri duymaz ayrıca kimisinin koşulları uygundur, kimisinin değil. ailesinin düşünce yapısı bunu kaldırabilecek olsa da açılmaya karar vermek ve onu uygulamak da kolay değildir, biliyorum. ancak, "bizim toplumumuzda asla kabul edilmez" gibi büyük cümleler kurmamak gerekir. her açılma süreci pürüzsüz olacak diye bir koşul da yoktur ama anne ve babalar dönüşebilirler, biz onlara bu şansı verirsek. o yüzden ölçün, biçin, tartın, ailenizin kaldırabileceğini düşünüyorsanız açılın, düşünmüyorsanız böyle devam edin ama başkalarının açılma süreçlerini de etkilemeyin lütfen.
ne zaman evleneceksin sorularına kesin çözüm
her ailenin dinamikleri farklı. söylenmeli veya söylenmemeli diyebilmek için o dinamikleri bilmek gerekiyor. bu durumu en iyi bilecek kişide aslında kendimiz.
nacizane tavsiyem aileniz çok açık görüşlü dahi olsa ekonomik özgürlüğünüzü kazanmadan açılmayın. duyacağınız şeyler sizi üzebilir, terkedip gitmek isteyebilirsiniz. ama ekonomik özgürlüğünüz yoksa aynı evde yaşamak eziyete dönüşebilir.
iyi ruh halli eşcinselliğin ikinci şartı, bu şartlar toplam beş tane olup ilki eşcinselliğini kendine açıklamaktır.
hiç gerek görmediğim ve görmeyeceğim eylem. desteğe, korumaya falan hiç ihtiyacım yok, olmadı.
sanki açılınca o anne baba üzülmeyecek. sanki açılınca mahalle gay köyüne dönecek, insanlar bollywood filmlerindeki gibi dans edecekler, herkes ağzından gökkuşakları kusacak.
anne babadaki ''hastalık'' bakış açısı değiştirilemiyor bazen, sadece ''normal biri'' olamadığından ''anlayışlı'' oluyorlar ki bence bu çok daha kötü.
farkındalığı yüksek olan aile durumu hemen çakar zaten, açılmaya da gerek kalmaz. tabii o derece açık fikirli bir aile olması için aile içerisinde kabul edilmiş eşcinsel bireyler bulunması ya da eşcinsel bir çevrenin var olması (yani fikrin aile algısında normalleşmesi) gerekir diye düşünüyorum. zor bu işler zor.. toplumdaki eşcinsel oranına baktığımda bu durumun neredeyse imkansız olduğunu görebiliyorum. ayrıca o kadar bağlı olmayın aileye, hayat sizin hayatınız. ekonomik özgürlüğe kavuştuktan sonra uçun yuvadan gidin, daha fazla yük olmayın onlar aksini deseler de. diğer yandan da unutmayın ki sizi anne baba kadar ölene kadar sevecek bir başka biri eğer şanslıysanız tüm hayatınız boyunca belki bir kere denk gelir. o yüzden onları da kendinizi de üzmeyin.
*
başlık açılmış entry yok, ben doldurayım bari.
denizde açılmaya benzemez ''baba'' ya açılmak.
babanızı tanımadan denemeyin sakın.
açıldığınızda, ya elinin tersi yüzünüzde patlar yada evlatlıktan direk rededilirsiniz.
ha bazı babalar vardır ki, sizin bu durumunuza anlayış gösterir.
babasının yanına tatile gitmiş, bulunduğu şehirden sabahın 7 sinde izmire sevgilisi ile buluşmak için giden ben.
baba sorar ve dialog başlar;
+oğlum bu saat te nereye canta elinde ?
-arkadaşımla izmire gidip arkadaşı alıp gelicem baba, buralara gelmemişte.
+kimmiş bu arkadaş, kendisi gelemiyormu buraya ?
-hem askerden arkadaşlarıda ziyaret edicem 1 gün kalıp gelicem arkadaşımı alarak.
bahsi geçen arkadaş = sevgilim, ve ailem bir bayan olarak biliyorlar sanarken ben !!!
+şu arkadaşı çok merak ettim ! senin bir erkek sevgilin varmış a.......a da yaşıyormuş.
-..........................!!! yok baba ne erkeği saçmalama nereden üretiyorsunuz bunları anlamadım.
+bilemiycem ben öyle duydum.
-neyse baba otobüsü kaçırıcam.
yani babalarda size açılabilir...
33 yaşına geldikten sonra ulan yapsam mı yapmasam mı diye düşündürmeye başlayan eylem. 3 sene öncesine kadar bir erkekle sevişmeyi aklına bile getiremeyen, 1 sene öncesine kadar herhangi bir tanıdığımın benim cinsel kimliğimi öğrenmesini dünyanın en korkunç şeyi olarak düşünen ben bugün aileye açılma fikrini bile ciddi ciddi düşünmeye başlamış bulunmaktayım. babam yaşıyor olsaydı bunu yapmam imkansızdı ama annemin ve abimin bilmesi bana ne getirir, benden ne götürür düşüncesini sorgulama aşamasındayım. çekip vuracak değiller ama uzun bir münakaşa evresi geçeceği malum. eşçinselliğin ne demek olduğunu uzun uzun anlatacak enerjim var mı, onu bilmiyorum. zira 1 hafta arayla 2 çok yakın arkadaşıma bunu açıkladım ve aldığım tepkilerden şunu farkettim ki, hetero dünya bu eşçinsellik meselesine gerçekten çok uzak ve çok az şey biliyorlar. yani genç, üniversite mezunu, ortalamanın çok üstünde bir kültür birikimi olan bir hetero birey, eşçinselliği sadece göt vermek olarak düşünüp, bir de aktif olanlar var dediğimde ben onları oğlancı zannediyordum, hani osmanlıda falan oğlancılar vardı ya diye cevap verip kahkahayı bastığımda hiç düşünmedim ki lan, niye eşçinsellik hakkında kafa yorayım karşılığını verdi. bir diğeri direkt hastalıktan olaya girdi. genci bu kadar az kafa yorup bilgi sahibi değilse 65 yaşındaki anneme bunu nasıl anlatabileceğim konusunda ciddi endişelerim var. diğer taraftan da artık insanların evlilik, çoluk çocuk muhabbeti yapmasından fena halde bunalmış durumdayım ve kafamın biraz rahatlamasını istiyorum. kafa karışık biraz dostlar. tecrübesi olanlar fikir belirtirse sevinirim.
"dürüstlük bazen öldürür" film sloganını aklıma getiren başlıktır (bkz:
zenne)
futboldan anlamayan bir kadına ofsaytı açıklamaktan, küçük bir çocuğa neden sürekli şeker yiyemeyeceğini açıklamaktan yada ergen bir erkek çocuğuna kadınların nasıl regli olduğunu açıklamaktan çok daha zordur.
gereksiz bir hareket. yakın arkadaşa söylenir, yakın hissedilen kuzene söylenir ama anneye babaya söylemeye hiç gerek yoktur.
onların cinsel ve duygusal ilişkileri beni ilgilendirmiyorsa benimkiler de onları ilgilendirmemelidir. ben, onlar beni yaparken acaba babam yoruldu mu annem acı çekti mi diye düşünmüyorsam,o anı gözümün önüne getirmiyorsam (geldi lan çok iğrenç) yada babamın-annemin başka bir kadın-adamdan hoşlanabileceğini düşünmüyorsam onların da benim kimi sevip kimle seviştiğimi bilmelerine gerek yok.ayrıca bunun çok bencilce bir davranış olduğunu düşünüyorum.sırf biz rahat rahat duygularımızı yaşayacağız diye ailemizi üzmenin bir anlamı yok. zaten hiç kız arkadaşım olmadığı için belkide anlamışlardır da kendilerine itiraf edecek cesaretleri yoktur.
sene 2016, ergenlik gümbür gümbür. yine sinir krizi geçirip farkında olmadan kız kardeşin ödünü bokuna karıştırdığım bir günün sonunda anne beni çekti, anlattım böyle böyle, "çok normal" karşıladı, ya da ben öyle sandım, o ara odamda canan tan'ın eşcinsellik üzerine bir romanı vardı adını hatırlamıyorum, iki gün sonra o roman artık yoktu, baya gestapo gibi yırta yırta imha etmişler, işte efendim ben etkileniyor muşum falan, üstelemedim yemedi. aradan iki sene geçti, ergenlik yine tavan, kafa da güzel çıktım karşılarına "ben topum ulannn, aha buyum" diye sayko gibi konuştum, o ara baba ağlıyordu. ertesi gün baktım ortam çok gergin, "içkiliydim vs" ayağıyla geçiştirdim onların da işine geldi tabi. şimdi yaş oldu 22, iki gün önce kafa güzel yine çıktım babanın karşısına "lan oğlun bu yaşına kadar koluna iki kız takmadı hiç mi şüphelenmedin" diye başladım, adam kalktı "etken misin edilgen misin?" diye sordu amk ona göre oğluna cinsiyet atayacak. şimdi o enteresan diyalog hiç yaşanmamış gibi rol kesiyoruz, her neyse, böyle döngü gibi gidiyor işte. ne ben tam cesaret ediyorum ne onlar tam kabullenebiliyor, ara ara patlamalı, ortaya saykodeli manzaralar çıkartmalı bir ilişki.
anneme söylememin nedenlerini çok da idrak edebilmiş değilim ama bir nedeni de şu olabilir, ileride bir gün, allah gecinden versin ama, ölüm döşeklerinde falan bu sırrım zaten açığa çıkarsa "oğlum keşke söylemiş olsaydın, niye içinde tuttun bu kadar, sana yardım edebilridik, biz senin anne babanız" falan gibi bir sahneyi yaşamamak için olabilir. zira mesela artık anlamak isteyene ayan beyan belli olan bir yaşantım olsa da, babam çok güzel bir şekilde anlamamazlıktan geliyor, konu hakkında da hiçbirşey sormuyor, hasbelkader bişi olsa, çok rahat bir şekilde "iyi de hiç bilmiyordum ki, bana hiç açmadı ki" der, işin içinden çıkar. bunu yapmadılar ama, o da onların tercihi oldu ve benim içimde de kalmamış oldu. annem dedi zaten babana söyleme diye, babama niye söylemediğim konusundaki sorumluluk da kendisi.
bunun dışında, ileride bir gün bu dünyadan ayrıldıklarında, ben "acaba söylemiş olsaydım, daha farklı, daha anlayış dolu bir ilişkimiz olur muydu" diye hayıflanmayacağım. söyledim ve bi bok olmadı, ben üstüme düşeni yaptım, onların tercihi kendi oğullarıyla ilgilenip ilgilenmemek, sorunlarını paylaşıp paylaşmamak.
üstüne üstlük annem kendi oğlunun eşcinsel olduğunu bildiği halde, benim yanımda televizyonda rüzgar erkoçlar veya benzeri bir haber çıktığında, "memleket pislik doldu" falan gibi çok fantastik laflar edebiliyor, hayret ediyorum. bunu diyen de eğitimsiz cahil birisi falan olsa hadi anlayış göster ama kendisi bir de doktor. zaten en homofobik ailelerin akademisyenler arasından çıktığını yazıyordu listagın kitabında.
öte yandan beni ahmet yıldız gibi öldürmek peşinde olmayan bir ailem olduğu için, yine de şükretmeliyim sanırım. ne zor işler bunlar ya, sorun öyle dallı budaklı ki, adam akıllı kimseye kızamıyorsun.
gereksiz bir soylem daha fazla uzmeye hakkimiz yok diye düsünüyorum biz onlarin cinsel hayatini bilmiyorsak onlarinda bizimkinin bilmesine hic gerek yok