aileye açılmak

  • /
  • 6
kolundan tutulup psikologları dolanma ihtimali de vardır. evden kovulma ihtimali de vardır. dayak ve sonu ölüme gitme durumları da vardır.

fakat bunlardan hariç; ailenin sana "sırf seni sen olduğun için sevmesi" gibi bir ihtimal de vardır. her şey kötü olacak diye bir şey olamaz diye umutlanıyorum bazen.
erkek kardeşim biliyor ve gayet iyi anlaşıyoruz. abi kardeş ilişkimizi seviyorum. birçok abi kardeş ikilisinden daha yakınız.
ya katastrofik ya da çok mutlu edici sonuçlar doğurur, arasının olduğunu düşünmüyorum, hayatını değiştirebilecek eylem, iyi veya kötü yönde , çok iyi düşünülmesi lazım, bu hayat sizin ,ailenizin değil, aileye söyleyerek mutlu ve rahat olacağınızı düşünseniz bile bir daha düşünün, koskoca hayatta başka türlü mutlu olmanın da yolları vardır
bilmelerini gerektirecek bir durum olana kadar açılmamayı düşünüyorum. öyle bir şey de muhtemelen olmaz. şimdi bile karşıt görüşlerle sürekli çatışırken bunu yapmak mantıksız olur. reklamlarda gördükleri aşk 101'in "ibne" osman'ı yerine beni linçlerler. *
aileye ve sevenlere üzüntü getirmek dışında bir işe yaramayacağını düşündüğüm durum.
bizim kefaretimiz bu sanırım.
babamin anneme donerek; senin sulalene benzediginin kaniti dedigi andi benim icin.
ekonomik ozguluk gerektiren davranış, şimdi bakınca iyiki yapmışım dediğim ama zaman zaman bencil olduğumu düşündüğüm bir konudur.
şuraya bırakayım.

http://gayganzemin.blogspot.com/search/...
olmazsa olmaz diye uzun bir süre oluşturulan bu algıya kapılıp açıldığım ama günün sonunda o kadar da "onur meselesi" haline getirilmemesi gerektiğini fark ettiğim eylem.

önce kişinin yaşam hakkı ve güvenliği. ne yazık ki sonra onur meselesi... konformist olmayan ama güvenli mücadele yaşatır.
iyi ki gerçekleştirmemişim dediğim olaydır yani iyi ki bir anlık galeyana gelip kendi adıma saçma bir şeye girişmemişim diyorum hep. çevremde isteyen istediğini düşünsün veya istediği beklentiye girsin bunları düşünmeden aşırı rahat devam da edebiliyorum hayatıma.
yüzde doksanı hüsranla sonuçlanıyor önermem denendi
bir drama queen eylemi. olayları dramatize etmekten hoşlanan kişiler tarafından tercih edilebilir. bir heteroseksüelin ailesine “ey ailem ben kadınlardan hoşlanıyorum bilginiz ola!” demesi kadar anlamsızdır. eşcinsel olup da heteroseksüel yaşamı dayatmalarına özenip sevgilinizi ailenizle tanıştırma,nişanlanma vb.şeyler yaşamak tatmin edecek mi sizi gerçekten bunu sorun kendinize. kimden hoşlandığınız ya da kiminle seviştiğiniz aileniz tarafından bilinmek ya da desteklenmek zorunda değil. bu tamamen sizin özel hayatınız. ek olarak her ne kadar eğitimli modern ailelere sahip olsanız da(ki bu ülke şartlarında azınlık grubu oluşturuyor) bu insanlar muhtemelen 50 yaş üstündeler. okudukları,gördükleri,izledikleri şeyler bülent ersoy, travesti dehşeti manşetli gazeteler vs. bu insanlara geri kalan kısa ömürlerinde bir şok(?) veya bambaşka bir yenilik yaşatmak yukarıda açıkladığım sebepler yüzünden değer mi tartışılır.
aileme açılalı dokuz on yıl oldu. hiçbir zaman yabancıların “pride” dediği oğlum ibne olmanla gurur duyuyorum aşamasına gelmeyecekler, ne zaman eşcinsel, gay filan desem ay sessiz ol komşular duymasın tribine giriyorlar. olsun küçük yerde yaşıyoruz onları da biraz tolere etmek lazım. fakat en azından sen ne zaman evleneceksin ne zaman bi kız bulacaksın soruları bitti, onların yanında başkası sorarsa onlar da lafı değiştirmeye çalışıyor, sırf bu yüzden açılmaya değer derim.
insanı özgürleştiren bir şey. benim ailem eski sevgilimin ondan başka kimsem kalmasın diye beni ifşalaması sonucu öğrenmişlerdi. küçük yer tabii herkese yayıldı. şu an koca ailemden sadece annemle, iki open minded kuzenimle ve bir teyzemle bağımız kaldı. onlarla da eskisi gibi değil tabii. hepimiz yeni yeni öğreniyoruz benim kimliğimle barışmayı, yaşamayı.
artık kimse ne zaman evleneceksin baskısı yapmıyor, gariban kızlara umut verip benimle tanıştırmaya çalışmıyor. ben ailemin hastalıklı genetiği bozuk bir bireyiyim. nasıl ki sendromlu bir çocuğu kimse yadırgamazsa, beni de böyle kabul ettiler anlaşılan. düzeltmeye uğraşmıyorum, açıkçası hastalıklı sanılmanın özgürleştirici bir yanı da var, tıpkı deli olmanın olduğu gibi.
sadece anneme fazla yükleniyorlar biliyorum. özellikle baba tarafı onu suçluyordur, en çok buna üzülüyorum. ben babamı değil annemi rol model aldığım için, annemin çocuğu olmayı seçtiğim için... annemin suçlarından biriyim.
bir gün beni doğururken bir suç yumağı doğurmadığını, kendi kanıyla beslediği çocuğunun bir canavar olmadığını anlayacak. sadece zamana ihtiyaç var biliyorum, biraz daha zaman.
geçen yaz, yeğenime söyledim. aa şimdi anladım dedi :)
  • /
  • 6