akran zorbalığı

ilkokul ve ortaokulda yaşadığım durumdur. çocukluk neyse de, erken ergenlik dediğimiz dönemde hormonların da devreye girmesiyle daha da şiddetlenir ve daha derin psikolojik hasar yaratır. benim yaşadıklarım fiziksel değil sözlüydü, fakat keşke fiziksel olsaydı da fazla etkilemeseydi diyorum bazen. çünkü bir hareketi unutabilir veya çocukluk deyip geçebilirsiniz ancak sözlerin bilinçaltından çıkması malesef o kadar da kolay olmuyor. bu durum benim lisede daha içe kapanık fakat bir yandan da sosyalleşmek için çaba gösteren bir insan olmamı sağladı. şuan etkilerini atlattığımı ve genel anlamda kendimden emin ve kontrollü bir insan olduğumu söylesem de halen sosyallik ve insanlara güven anlamında zaman zaman sıkıntılar yaşıyorum.
devlet-i alimizin ve o muhterem halkımızın habersiz veya ilgisiz olduğu kritik sorunlardan biridir.
ama olsun, allah iman versin hacı, dedirtir!
kırılması zor bir döngüymüş gibi. muhtemel çocuk evde kavga, gürültü, şiddet görüyodur. ve bunu sorgulayıp kavraması ilkokul dönemlerinde biraz zor olduğundan, onlar gibi davranmaktadır. okula başlayana kadar melek gibi olup okula başladıktan sonra pisleşen bi ton çocuk var. ortaokulda tavan yapıp lisede ya düzelir ya da ciddi anlamda daha beter hale gelir. üniversitede bile halen zorbalığa devam ediyolarsa, kafaları 12 yıldır gelişmemiş demektir. bunun çözümü tek bir yerden başlamaz sanırım. aile ve okul entegre bir şekilde olmalı ve tabiki tek faktör bu değil. halen "mahalle kültürü" denen şey önemini sürdürüyor ve çocuk üstünde bazen ailesinden çok daha etkili olabiliyor.

ben zorbalık yaşamadım, ya da görmedim duymadım umursamadım, ama ilkokulda yaşayan bir arkadaşım vardı. her gün laf yerdi, "kız gibisin" "kıvırtıyosun" "nazik, yumuşaksın" "light erkeksin" * sonra bu çocuk liseye başlayınca heralde değişme gereği duyup kendini kandırmaya, kasıntılaşmaya, kendini gizlemeye başlamıştır. ve şimdi de, üniversitede, bu kapanışlığın pek sağlıklı olmayan bir patlayışı görülmektedir. az biraz sorunlu, daha kendini yeni kabullenmiş ve keşfetmiş bir insan olaraktan.

ingilizce bullying denen kavram. internet'te de, yazıktır ki, gayet yaygındır. bu yüzden intihar eden gençler olmuştur.
denizcilik lisesinde maruz kaldığım şiddet. " bu çocuk biraz tuhaf " diye başlayıp önceleri sözlü sonraları fiziksel saldırılara dönüşmüş ardından iki tanesini tekme manyağı yaptıktan sonra son bulmuş durumdur. ertesi yıl okulu bırakıp düz liseye geçtikten sonra biraz daha kolaylaşmıştır. oradaki arkadaşlar durumu ayırt edecek kadar farkında olmuyorlar.
(bkz: biz bu yola götümüzle çıktık )
çocukluğumun korkulu rüyasıydı akran zorbalığı. sürekli top, ibne nidaları arasında bir eğitim süreci geçirdim. gerek öğrenciler gerek öğretmenlerim tarafından buna defalarca maruz kaldım. insanda cidden derin izler bırakıyor, önceden sadece üzülürdüm. şuan üniversitede hala bunu yaşıyorum ama sesimi çıkartıyorum zira susarsak ölüyoruz.
buna ben de otaokul-lise yıllarımda fena halde maruz kalmış, intihar etme düşüncelerine düşmüştüm. ilkokul 5 ile beraber feminen bir taraf ortaya çıkıyor sanırım bazı eşcinsel erkeklerde, bu da kişiden önce etrafındaki bu tip zorba çocuklar tarafından farkediliyor ve hemen saldırıya geçiliyor. eğer siz de karşılık vermeyip pasif kalırsanız, bu zorbalık alıp başını gidiyor. benim durumumda böyle olmuştu. hareketlerimde aşırı derecede kontrollü olup iyice sessizleştiysem de, bu algılanan feminenlik geçmedi sanırım. biraz da suçluluk psikolojisiyle sinmiştim, sonra olay abardıkça abarmıştı. çok fena zamanlardı.

lise sona doğru bu feminen taraf geçti artık nasıl olduysa, üniversitede ve sonrasında hiç sorun olmadı. sanırım yaşın büyümesinin de zorbalığa maruz kalmakta etkisi var.

abd okullarındaki bu şiddete maruz kalıp intihar edenlerin fazlalaşması ve gündeme gelmesi nedeniyle ortaya çıkmış, hayli ilginç ve hayranlık verici bir proje var, ilgileniyorsanız bakın (bkz: it gets better)
kinci bi insan olmamda etkili olandır. özellikle çocukluk ve ergenlik yıllarında bana zorbalık edenleri asla unutmadım ve zaman geçtikçe nefretimi daha da besliyormuşum. geçen bir tanesinin hapse girdiğini öğrendim ve sevindim. bunu hissetmem iyi mi kötü mü bilmiyorum.
zorbalık yapan kişi birini ezdiğinde kendini güçlü sanar. karşınızdaki kim olursa olsun boyun eğmemek gerek. kimsenin size kişiliğinize fiziksel özelliğinize cinsel eğiliminize yahut düşüncelerine laf etme hakkı yoktur.
zordur.ruhunuza derin yaralar açar .
ilkokul 3 ten itibaren top damgası ile 8. sınıfa kadar gelmiş ergenlik ve diğerlerinin de (aşağılayıcı tavır içindeki insanların) büyümesiyle işin boyutu şiddete okul tuvaletlerinde taciz boyutlarına ulaşmış okul yönetiminin de homofobisini zirvelerde yaşayan bir insan olduğunu göz önünde bulundurursak psikolojik olarak rezil çirkin ama diğer sosyal her alanda başarılara ismimi yazmış birisiyim buna rağmen unutamadığım ve hala bedenimde hissettiğim onlarca yumruk tekme darbesi beni her ne kadar mutlu gibi görünsem de gece yarısından sonra gözlerimi kapattığım an neden???? diye sabahlara kadar uyuyamama sebep olmuştur bu zorbalık,halbuki feminenliği zirvede yaşayan birisi olmadığımı düşünüyorum sadece lise okuduğum şehir(ler) çok büyük olmadığı için bitik bir okul hayatı yaşamama ve derslerde odaklanma zorlukları yaşayıp başarısız olmama hatta bir dönem herkes bana mı bakıyor dalga mı geçiyorlar yine aynı şeyleri mi yaşayacağım diye dersler teneffüsler dahil kafamı sıraya gömüp okul çıkışına kadar kafamı kaldırmadığm iğrenç bir dönemdi .
benim de ilk okul ve özellikle yatılı okuduğum lise döneminde maruz kaldığım durum. hiç mi hiç hoş değil, derin yaralar bırakabiliyor. bahsi geçen kişilere zamanla sizi de bir o kadar yaralayan nefret besliyorsunuz. liseden mezun olalı 10 yıl oldu ama ben hala yaşadıklarımı unutamıyorum.
akran zorbalığının fiziksel ve sözlü olarak iki türünüde ortaokulda yaşadım, hatta bir arkadaş vardı sapıktı ve herkese tacizci hareketler yapıyordu(genelde yakın olduğu kişilere). 6.sınıfta psikolojimi bozmuştu bu durum daha sonra sınıflarımız ayrıldı, ortaokul sonda biz çok yakın arkadaş olduk, ne ilginç ki . lisede hiç yaşamadım aksine lisenin popüler çocuğuydum, adımı bilmeyen yoktu ne ilginç ki :d öyle bir şey işte. kimsenin yaşamasını istemem gerçekten çok zor zamanlar yaşamışlığım var.
zorbalığa (bkz:bullying) maruz kalmamış bir lgbti bireyi düşünmek zordur. bizim camiada zorbalık, tahakkümcü zihniyetin cinsel yönelimleri hedef alması nedeniyle yaşanmaktadır diyebiliriz. zorbalık denince hep erkekler akla gelir. çoğunlukla öyle olmakla birlikte kadınların, hele otorite elindeyse, neler yaptığının uzun listesi de verilebilir.

lgbtilere yönelik siyasi, toplumsal, ailevi, dini, kurumsal, eğitimsel vs. zorbalığın son derece normal ve yaygın olduğu türkiye'de bu başlığın altında onlarca entry bekler miydim? hayır. çünkü tam da yaşatılmış zorbalıkların yarattığı psikolojik yük nedeniyle insanlar o günleri, yaşadıklarını hatırlamak istemezler. zayıflık olarak suratlarına çarpılan farklılıklarını bilerek veya bilmeyerek inkar etmeye devam ederler. çünkü sistem sadece güçlü olursan ayaktasın der ve gücün tanımı az çok ortadadır. türkiye’de zorbalık konusunda önlem alınamadığı için burada da entry yağmuru olmaması bana çok normal geliyor.

zorbalar için ise en büyük kabus bir gün gelip o yaptıklarının hesabının sorulmasıdır. kötülüğün sıradanlığı * kitabındaki gibi gündelik hale gelmiş, kendi işini yürütmek için olması gereken şeyleri yaptığını sanan insanlar vardır. hatta hepimiz biliyoruz ki bu insanlar arasında çocuklar da doludur. çocukların, kadınların masum olduğu şeklindeki yaklaşımlar söz konusu zorbalıksa yerle bir olabilmektedir. toplumda kendisini çoğunlukla birlikte göstermeye özen gösteren kişilere dikkatli bakın; "istenmeyen" konular gündeme gelince onlardan aynı ifadeleri duyar, aynı pis kokuyu alırsınız. o nedenle olur ya zamanında size zorbalık yapmış birisi ile karşılaştınız. onlara yardım ederek, onlarla iletişim kurmaya çalışarak hayatta nice zorbalığa maruz kalmış onca insana haksızlık yapmayın. zaman değiştikçe ve bazı konular kabul gördükçe zamanında bu tip pislikleri yapmış kişiler ortalığa "sevgi pıtırcığı" olarak da çıkabilmektedir. çoğunlukla özür de dilemezler. iyice çirkefleşebilirler. gerçi özürle de geçiştirilebilecek bir durum değildir bu. öncelikle "unutmadığınızı" onlara hatırlatmanız önemli olabilir. mümkünse onları olabildiğince afişe edip, onları olabildiğince zor durumda bırakmanız ise oldukça etkili olmaktadır. böyle durumlarda, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz ve iyi hissetmek sizlerin de hakkı bunu unutmayın.
okulda müsamaha gösteremeyeceğim tek husustur. karşılığı disiplin kuruluna sevktir. gerçi disiplin kurulunun başkanı da benim ya her neyse. çocuklar farkında bile olmuyor genelde yaptığı zorbalığın, fiziksel yada psikolojik şiddetin. ağaç yaşken eğilir efenim. itinayla gösterilir.
mahalle çocukları bende çok çektiler. çat çat girişirdim