almanya

bünyesindeki kürtler kürtçe konuşunca piskopat kelleci kesilen, oraya buraya tehdit mesajları yazan ülkem insanının gidip 'ayrımcılık yapiyorlaaar' diye zırladığı ülke. bunca ülke gezdim, hiçbir yer, almanya ve avusturyada türklerin yaşadığı bölgeler kadar pis ve tehditkar bir ortama sahip değil. türkiyede türkler alışmış kara kuru tek kaşlı adam görünce kürt damgası arap damgası vurup ezmeye ve kendi açık teni ile üstün görünmeye, almanyada da ayrımcılığın sebebinin sırf görünümleri olduğunu düşünüyorlar şimdi kendilerinden daha beyaz bir millet yargılayınca.

almanya kural bazlı bir ülke, bir kural koyulursa o uygulanmalı. türkiye gibi kural ve yasadan çok lagaluga ve tanıdık etkisinin olduğu saçma sapan bir işleyişe sahip değil. bunca yıllık istikrar ve disiplinin getirdiği bu çalışma/hayat kültürüne adapte olmayı geç, jenerasyonlardır (aralarında bizzat tanıdığım akrabalarım da olan) orada bulunup hala iki kelime almancayı konuşamayan ve üstüne bir başarıymış gibi almancaya, almanlarla iletişim ve kaynaşmaya karşı çıkanlar var. bulunduğu ülkenin kültürünü tanımayı ve bir üst kimlik olarak görmeyi öyle bir reddediyorlar ki, şu an 20'li yaşlardaki çoğu türk asıllı genç hayatında türkiyeye adımını atmamış bir alman'ken cennet vatanım toprağım türkiyem diye ağıt yakıyor berlin, köln ve daha nice şehirlerin arka sokaklarında.
başbakanına, yardımcısının eşcinsel olduğu sorulduğunda "işini götü ile değil kafası ile yapıyor, beni ilgilendirmez" cevabını vermiştir
hem dünyanın geri kalanında hem de almanya’da muhafazakarlaşma ve sağ popülist politikaların yükselmesinin ilk sonuçlarından biri, her zamanki gibi toplumun en kırılgan gruplarından olan transların haklarının gasp edilmesi. eğer abd, rusya ve türkiye gibi giderek birbirine benzeyen ülkeleri göz önünde bulundurursak, trans haklarından sonra sıranın almanya’da da kadın ve göçmen haklarına geleceğini öngörmek hiç de zor değil. zira halihazırda muhafazakar ve sağ popülist partiler, göçmenlerin vatandaşlığa geçişini kolaylaştıran yeni yasaların geri çekilmesini, var olan kürtaj yasağının devam etmesini hatta sıkılaştırılmasını açıkça savunuyorlar. bu durumun, zaten bir yılı aşkın süredir zorba bir polis devletine dönüşmüş olan bir ülkeye “çok yakışacağı” ise kesin.


hak ihlallerini hobiye dönüştüren almanya’da yeni hedef translar
https://velvele.net/2024/12/10/haklari-i...
tarihi seven/okuyan bir insanın almanya hayranı(alman değil) olmayacağını sanmıyorum. felsefe, müzik, mimari, ekonomi, sanayi, devlet mekanizması, çıkardığı bilimadamları, kazandığı nobel ödüllü vatandaşları, kalitenin zirvesi diplomat ve asker kadrosu ile insanlık tarihinde iyisiyle kötüsüyle en büyüklerdendir. tabi birde milli marşları
almancasını söylemekten zevk aldığım ülkedir. *
şöyle bir eşitlikle ifade edilebilesi ülke:
prusya disiplini+prusya ahlakı+dünyanın en yüksek felsefi düşünce geleneği+germen çalışkanlığı+protestanlık+bireycilik = almanya.
lgbti konusunda devlet kanadı oldukça iyimserleştiler, en son araştırmalarda da halkın %80'i eşcinsel haklarını ve evliliklerini destekler durumdaymış. artık eşcinsel evliliklerin yolu açılmalı.

http://asdilgbti.ayisozluk.com/2017/01/1...
2 hafta önce berlin’e gittim yıllar sonra. rave gece hayatı bende artık merak uyandırmadığı için mi bilmiyorum çok farklı geldi bu sefer. hiç bilmediğim taraflarını keşfettim şehrin. işgal evlerine aşık oldum mesela. birileri almanya’nın işgal evlerinde tahayyül edemediğimiz hayatlar yaşıyor ve biz de burada 9-6 yollarında ruhumuzu satıyoruz. çok defa gittim çok şehrini gördüm ama berlin sadece almanya değil tüm kıtada çok özel bir şehir.