alttaki yazara soracaklarım var

bunu ben de çok düşündüm. şu sonuca vardım; insan yaptığı iş ile özel hayatını bir tutmak zorunda mıdır dedim. örneğin bir psikolog depresyona girebilir, terzi kendi söküğünü dikemeyebilir yani ne biliyim mesleğinle özel hayatın orantılı olmalı mı tartışılır.. ben olabileceğini düşünüyorum hem gay hem imam olabilir, tuhaf karşılanmamalı..

alttaki, koku olayı neden bu kadar ölümsüz? yani bir koku aldığında sana milyon tane kare hatırlatabiliyor ve hep hafızanda kalıcı kalıyor. bunun açıklamasını yapabilir misin?
benimle yürüyüşe gelirsen evet.
iyi hissediyor musun cidden?
evet. ben hep yanlış zamandayım zaten. aslında bundan 200 yıl sonra falan tuvalete bile uçarak gittiğimiz dönemde yaşıyor olmam lazımdı. ama olmayınca napcan. katlancan işte.

alttaki beybi; bir kalpte iki aşk olur mu?
yaşamak için yemek yenmez bana göre. karın doyurmanın yanında zevk almaya da bakmak gerek.
kuşbaşı kebap mı kıyma kebap mı?
benim gibi bırak iki ucu bin uçlu birisi için asla denebilir
alttaki yazar çiçekl yetiştiriyor mu
kayıp olanı kimse veremez.

ey alttaki, ne zaman üste çıkarsın?
aşk nerede diye sorduğum için kendimden tiksindim şu an. oyumu da tabii ki selahattin'e vereceğim baa sorulmadı ama yinede söyleyim dedim alttaki sen cevap ver bakalım naber?
kadir inanır.


alttaki, monopoly sever misin
acımıyor da kaşınıyor kılları kısalttığım zaman.

alttaki yazar, siyaset hakkında sürekli esip gürleyen ama oy zamanı tatile giden insanlar için ne düşünüyorsun?
o halde "bunaldım" diyenleriniz çok olsun efenim. hehe.

buna birkaç cevabım var ama en net olanı arkeolog olmak. dünyanın bir köşesinde, herkesin merakla beklediği bir kazıda aylarca vakit geçirmek, o heyecanı tatmak ve hatta biraz gizemin içinde yer almak. tabii bu son beklenti biraz kurgusal filan ama genel olarak o keşif hissi beni kesinlikle arkeolog olmaya iterdi. normal bir antik kent kazısı olsa da olur elbette ama bir yandan da dışarıdan böyle görünüyor da muhtemelen mesleği yapanlar hiç de öyle salt zevkten, keşif hissinden ibaret olmadığını söyleyecektir diye düşünüyorum. dışarıdan bakmak da yanıltabiliyor çoğu zaman. "içine" girmek lazım. bakalım, belki bu hissi tatmak için çantayı sırta atıp hem keşif hem zevk dolu bir seyahate çıkıvereyim derim, kim bilir. *
playstation 1, silent hill.

lgbt camiası için bir şeyler yapmak bazen çok gereksiz geliyor. sence nasıl?
beni güzel görenlere hitap ediyor olmam.



bu soruya profesyonel bir cevap gelirse mutlu olurum. soru cevaplansa bile soru hakkında düşüncesini özeline yazsa yine mutlu olurum. hiç beklemediği birinin kesin ve net seni kestiğini, sürekli gözlerinin seni aradığını farkındasın. garantiye almak için diyorum; ilk akla gelen ihtimali elediğinde, bu bakışma başka hangi sebepten olabilir?
antalya'ya kar yağmadığı için hayatımda hiç oynayamadım.

yılbaşında çilek aromalı şarap alıcam, iyi mi sence?

düzenleme: kartopu oynayamamam niye seni gerdi sayın eksici üye? benim suçum mu?
kahpe bizans. nedensizce çok seviyorum bu filmi boktan olmasına rağmen.

hangi ülkede yaşamak isterdin?
evet.. belki ucuzlar o zaman..

alttaki yazar sözlükte neler olmuş ya, dallama tipler çoğalmış?!?!
bu serüvende yeniyim ve sanırım alttaki yazar ben oluyorum, zılgıtın alası da bende!

sen! alttaki yazar, ay tutulmasını izledin mi?
özet: bu durumdan şu an kurtulman zor.

senin hayat akışına bağlı bir konu. hayatında her şey süper ilerliyorsa, maddi durumun iyiyse, psikolojik durumun iyiyse, güzel şeyler yaşamışsan, zamanını geçirebileceğin birçok şey var ve hepsine kafanı verebiliyorsan, birkaç ayda atlatırsın. biraz buruk bir şey olur ama sonra unutursun. ama eğer hayatın boktansa, hiçbir şey yolunda gitmiyorsa, bu adam çıkıp gelmişse karşına ve gitmişse, biraz zor düzeliyor. bayağı acıyor. diğer şeylere de odaklanamıyorsun. bir de bu olayın sürekli tekrarlanması olayı var. mesela birçok adamın sürekli hayatına girip çıkması gibi. o zaman bombok oluyor.

sonuç: böyle düşünmen kötü ama normal. eğer hayatında yerine koyabileceğin şeyler varsa düzelirsin. şöyle düşün, 100 tane iyilikten 1 tane iyiliğin gitmesi mi iyi, yoksa 2 iyilikten 1 tane iyiliğin gitmesi mi iyi? eğer hayatında 100 tane iyilik varsa 1 tanesi gitmiş, çok mu?

şu anda aynı durum bende de var bu arada. insanlardan bir şey beklemeyeyim diyorum hep ama olmuyor.

soru: asal sayıların formülünü söyler misin?
ayrılık acısı çektiğim zamanlar kırılma anlarım oluyor genelde atlattığımda ise daha önce hiç olmadığımi kadar güçlü hissediyorum.
-hayatta en çok değer verdiğin şey nedir?
tabiki de çikolata sevilmez mi yahu.
en çok bitter çikolatayı severim iyiden kötüye doğru sıralama yapacak olursam cupidonun truf çikolatası>magnumun çikolatası>godiva>karam flavva>bunları bulamazsam eti karam onuda bulamazsam buono badem onuda bulamazsam yemem protesto ederim.
beyaz çikolata hiç sevmem hele rafellodan nefret ederim.
soru:
karşında eşcinsel bir erkek var ama über vucudu iyi ve über yakışıklı 10 dakikada onu nasıl etkileyebilirsin?
  • /
  • 5