ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
şimdi sabahın sekizinde kalkmam gerek dörtte yatsam diyorum hasta mıyımdır neyim hayır sanki şimdi işin var yatsana olum. neyse yatmak da istemiyorum. dörtte yatarım. hem dört saatlik uyku bana yetiyor daha önce çok denedim.

off kimi kandırıyorum ki. ne yetmesi.
hoşlandığım insanlar tarafından yedekte tutulmak gibi bir muameleye maruz kalıyorum. böyle acayip başarısız denemeler.* evet aslında var gibiler ama yok gibiler de.* hiç dönmeyecekmiş gibi gidip çat diye dönenler, tamam unuttum derken aniden belirenler ya da oldu derken tam olamamış insanlarla sınanıyorum. yegane hissi aktivitem "isteseydin yapardın ama istemedin çünkü başka insanlar önceliğindi; onlarla olup olmayacağını görmek istedin tanımların önemi yok git şimdi." cümlesini kurmaktan ibaret gibi.
yarın okula gitmeyi hiç istemiyorum.
okula gitmem, günümü iyi değerlendiririm, daha verimli de olurum hem gibi çeşitli sloganlarla kafamı sikmekle meşgulüm iki saattir.
caresiz escinsellerden sikildim valla. nereye baksam kime elimi atsam hepsi dertli, hepsi platonik, hepsinin hayati bok, kimse istedigini elde edemiyor falan filan. yok mu soyle yasadigi hayattan mutlu, zamaninin tadini cikaran, ne oldugu kim olduguna kafayi takmamis birileri. kimsenin dunyayi kurtarmasi gibi bir durum yok ama herkes ya ben kurtaracam ya da hic bir zaman kurtaramayacaz yarragi yedik kafalarinda.

okudukca uzuldum su itirafta yazanlari.

(bkz: izdirabini sikim)
hornetten tatlı mı tatlı , boyu boyuma , huyu huyuma biriyle tanıştım . biri beni durdursun canım , herkese aşık oluyorum . sanırım tek eşli değilim . heheh
az sonra dusumu alip, guzelcene giyinip is yerime istifa etmeye gidiyorum. saat 6 da da yeni calismaya baslayacagim ofisin happy hour u var. heyecanli bir gun daha beni bekler.
almanyada olup ailemle yaşamak zorunda olmamdan nefret ediyorum.
dün eski sevgilimle yemeğe çıktık. kedisine o tatildeyken ben bakmıştım, evin anahtarlarını vermem gerekiyordu. ayrılırken pek konuşmamıştık, üzerinden beş ay geçmiş. sanki herşey kesip atıldı. ikimizin de kızgın olduğu vakitler geçti. geriye birkaç güzel anı, saçma kavgalar falan kaldı. yemekten sonra arabada oturduk, biraz konuştuk. zor bir kış mevsimi geçirdiğimizden bahsettik. hoş herkes için zordu, kar bitmek bilmedi. o ağladı, sen gidince en iyi arkadaşımı da kaybettim dedi. o ağlıyor diye ben de ağladım biraz, ağlama lütfen dedim.ikimizde hayatta başka yerlerdeydik, en azından denedik. denememek daha acıklı, cesur olmak lazım. üzerinde başka bir hava vardı, ben de saçma bir şekilde seziyordum biriyle birlikte olduğunu daha buluşmadan. sordum, kızma dedi. neden kızayım ki, ikimiz de mutlu olmayı hak ediyoruz dedim. gerçekten kızmadım.

benim de biri var gibiydi dedim. seks için buluştuyduk, birkaç kez daha bir araya geldik , her defasında daha çok beraber vakit geçirmeye başladık. ben birşeyler hissetmeye başladığımda eski kız arkadaşına geri döndü. olay brokeback mountain gibi oldu dedim. güldük. gene de boğazıma birşey düğümlendi. eve geldim, yattım. bu cümleleri yazdım, adele'in someone like you şarkısını çaldım. böğüre böğüre ağladım.
aşırı mutluyum ayıcanlar, deli mutluyum, hepinizin aşırı derecede mutlu olmasını istiyorum bu gece. lütfen 3 vakte kadar aşırı iyi haberler alın, aşırı içten, aşırı yürekten diliyorum. olum çok mutluyum lan.


(bkz: asdfg)
bu ayın kendi istatistiklerime baktığımda 3 değil 4 değil 5 hiç değil tam 8 kişiye baya baya ilgi duymuşum. ama işte benim de bir huyum var pek böyle iplenmediğimi* görünce direkt şartsız koşulsuz vazgeçiyorum ve anında engelliyorum. asla tahammülüm yoktur böyle şeylere. belki aramızdaki mesafeden dolayıdır onlardaki bu soğuma ama zaten en başından beri bildikleri bir şeydi bu . belki de güzel oldu çünkü bana ders verdiler ; uzaklarda aramamak gerek bazı şeyleri . hemen yanı başınıza bir bakın orda size değer veren biri mutlaka bulacaksınız . ben onu gördüm , üzüldüm üzdüğümü düşündüğüm için ve özür diledim . az önce telefonda konuşurken çok rahattım utangaç olmama rağmen ona karşı . o dediğim kişi tam 5 ay önce tanıştığım biri .
grindr,growlr,hornet,scruff,bear4me,romeo,gabile deki tüm hesaplarımı kapatmış bulunmaktayım.
zamanlar geliyor zamanlar geçiyor ve senden başka ne varsa bende iyi ya da kötü, çekip gidiyor.
twitter foursquare instagram gibi bir çok sosyal ağlarımı son bir haftada kapattım sözlük.hiç bir nedeni yoktu sadece içimden geldi ve yaptım çok da mutluyum.kendimi bildiğin daha özgür hissediyorum bir facebook kaldı onu da iptal olan dersler ya da ders notları paylaşıldığı için kapatamıyorum
bir sporcuyla sex yapmadan ölmek istemiyorum
dün gece out in the dark filmini izlerken acı bir sahne sonrasında evin içinde ard arda sigara içtim. ardından filmi bir süreliğine durdurup, çereyan yapsın ve sigara dumanı çıksın diye solondaki iki pencereyi açtım. pencerlerden biri caddeye bakıyor. diğeri de aramızda 3 metre kadar mesafe olan karşı apartmanın balkonuna. neyse camlar açıkken filmi izlemeye devam ettim. bir süre sonra filmde aşk dolu o havuz sahnesi geldi. malum havuzda romantik dakikalar ardından öpüşme gerçekleşti. tam bu sırada naaptın gız tonlamasında, sessiz ama içten bir abouuuv sesi duydum ve filmi durdurdum. ilk olarak cadde tarafına baktım. bir şey yoktu. hemen ardından diğer pencereye gittim ve telaşla balkon kapısını kapayan domestic teyzeyi gördüm. sonra bir ya sabır çekerekten söylene söylene oturdum koltuğa ve o da ne! film tam bizim aşıkların öpüştüğü sahnede duruyor. ardınan sağlam bir hassiktir hönkürmesi ile iki pencereyi de kapattım, perdeleri çektim ve bastım kahkahayı.* ama işin garip tarafı şunu düşündüm. artık bu tarz bir durumdan çekinecek ve kendimi tuhaf hissecek birisi değildim.

neyse vel hasıl kelam bundan sonra domestic teyze ile balkonlar arası gelsin kek, börek ve zeytinyağlı tarifleri.
bazen öyle psikozlu durumlara sokuyorum ki kendimi.durduk yerde yüzde oranıyla nefes alma kalitemin düştüğünü hayal ediyorum bi süre sonra gerçekten nefes alamamaya başlıyorum ya da bana öyle geliyor.tahminen en son %5e kadar cancekistikten sonra bi panikatak bi ölüyomuyum noluyo lan tripleri , sonra bakıyorum tamam sorun yokmuş diyip yatıyorum.
35 yaşında evli bir adamla sevgili olma geçmişi
yarına proje finali ön teslimim var, ben tanım giriyorum. 28 saattir whatsappa girmeden yaşamaya çalışıyorum, sigarayı bırakmak daha kolaydı. yazın kendime avrupada efsane bir rota çizdim ama o zamana kadar delirmeden yaşar mıyım emin değilim. gerizekalı adam beni sevmesine rağmen, bana engel olduğunu düşünüp beni kendinden itmeye çalışıyor, aynı beyaz diş romanındaki gibi. aylardır kafayı bana takmış, pek çok yönden de benzediğim ve "ben seni mutlu ederim" gibi iddiaları olan biri var. kozmik ve ukala ıssız adam triplerine prim vermektense bu arkadaşa bir şans vereceğim sanırım.
eskiden yazmak benim için rahatlama metoduydu. ne hissetsem, düşünsem yazar, rahata erer, kıçıma kınar yakardım. artık bir halta yaramıyor. yazmaya başlamak istemiyorum.
keşke kızıl olsaydım.
  • /
  • 181