bir heteroya aşık olmak

test edilip onaylandığı üzere ayısever 10 kişinin 9 unun ölüp biteceği biri karşınıza çıkıp , üstüne tanıdığınızda da tam hayalinizdeki gibi biri çıkınca çok ta elinizde olamayabilen durum.ayı olmak için doğmuş birinin kazara hetero olması bizim suçumuz yada sorunumuz olamaz.keşke böyle insanları kendimize aşık etmenin bir yolu olsa , belki o zaman ömrümüzün sonuna kadar uzaktan göz ucuyla bakıp bakıp umutsuzca yutkunmak zorunda kalmazdık.
iğrençtir,özellikle biseksüelseniz çünkü o da karşı vinsten hoşlanmaktadır ve hele yakın kankanızsa beraber victoria's secret izlemek acı verici bir eyleme dönüşmektedir.luckily benimki açılınca oldukça hoş karşılamış ve hetero olmasam evlenirdik belki demiştir.ama hetero,üzüyorsun beni güzellik
var mı bunun bir ilacı?
evet, yazma kararı aldığım ve okumak dışında üyelik açmama neden olan durum. 20 yaşındayım henüz. hayatıma gireli 1 yıl kadar oluyor. kendisi benim ondan hoşlandığımı bilmiyor ve hatta en yakın arkadaşlarından biriyim... ona aşık olduğumu fark bile edemeden kendimi bu cehennemin içinde buldum. bir şarkıyı dinlerken gözümün önüne imkansızlıkların geleceğini nereden bilebilirdim ki? her geç cevap verdiğinde acaba şu an kiminle konuşuyor diye kıskanacağımı, başka arkadaşlarına verdiği değeri görünce yıkılacağımı cidden nereden bilebilirdim ki? artık ne yaparsa yapsın değersiz hissediyorum kendimi ki çok şey yapıyor... kendi içinde bir insana nasıl değer veriyorsa öyle gösteriyor bana da... ama işte gelin bir de uykularımın kaçmasını sağlayan bu salak duyguyu bana sorun. bazen değersiz hissetmekten ağlayan bana bir sorun. ondan uzaklaşmak bir çözüm değil beni için, onunla yaşamak bir çözüm değil... ne yapsam ne etsem çıkamıyorum bu imkansızlığın içinden. hani diyor ya şarkıda "ben öyle biri sevdim ki, bir nevi intihardı..." öyle işte.
nasıl oldu bilmiyorum. kendimi yanında aşırı değerli ve aşırı değersiz hissediyorum. daha önceden onunla hiçbir cinsel temas düşünmezken artık nedensizce rüyalarıma ya da günün ortasında herhangi bir anda gözümün önüne geliyor. korkuyorum onu kaybetmekten. inanır mısınız bazen kendimi bile kaybediyorum ve bundan hiç korkmuyorum ama onu kaybetme düşüncesi beni mahvediyor. biri bana yardım etsin diye bağıracağım belki ama nasıl ve kim bunu bilmiyorum. hayatımda hiçbir zaman çok iyi şeyler olmamıştı belki ama bu kadar da kötüsünü hiç beklememiştim. yavaş yavaş tükeniyorum ve bunu engellemek için elimden gelen en ufak bir şey bile yok. umarım bu başlığı çok kullandığım için beni dövmezsiniz.
benim için normal durumdur. zira hetero olmasa asıl o zaman yıkım olurdu. tabi bu kadın için geçerli.

hetero erkek içinse imkansız diyebilirim. ben hetero erkeklerle pek anlaşamam zaten. arkadaşlarım da kız veya homo erkektir.
ergenlik klişesi. ha bunu diyerek o aşkı hafife aldığımı düşünmeyin. ergenlik aşkları pek bir afilidir.
evet yine ben, hasta olduğumu fark ettim. ben baya bile bile kendimi hasta etmişim arkadaşlar. az bile olsa ilgisini göremediğim günlerde mide bulantısından ve baş ağrısından kendime gelemiyordum. bu şaka gibi ama gerçek. üç gün boyunca neredeyse kusmamak için sürekli ilaçla ayakta durdum ta ki konuşmaya başlayana kadar. benim olsun istiyorum, onun olmak istiyorum. bu cümleyi kurmak benim için ne kadar zor bir bilseniz... hiçbir zaman beni, benim onu sevdiğim gibi sevemeyecek biliyorum ama bu isteğimi bastıramıyorum. bana söylediği güzel sözlere bakıp ağlıyorum ara sıra. hani aşk dokunmadan da sevmektir diyorlar ya, o aşk insanı öldürüyor arkadaşlar. tek bir farkı var yaşamaya devam ediyorsunuz. şimdi bunları buraya neden yazıyorum bilmiyorum ama bir sabah onun yanında uyanmayı dileyerek uyuyacağımı da bilmiyordum ben. elimden gelse ilk fark ettiğim an çeker giderdim ama şimdi gidemiyorum da kalamıyorum da, ölüyorum ama fiziksel değil. bir gece de olsa benim olsun istiyorum arkadaşlar, en azından bir gece...
bu başlıktan muzdarip arkadaşları firdevs yöreoğlu'nun bihter'e yaptığı şekilde aynanın karşısında azarlamak istiyorum. ben firdevs olucam.
hiç başıma gelmedi. kendimi şartlamadım sanırım. ilgi göremeyeceğim ya da platonik yaşamayı sevmediğim içinde bundan sonrada pek olacağın sanmadığım olay
buraya yine düştüm. umarın başlığı takip eden arkadaşlar küfür etmiyordur bana. nasıl atlatacağımı cidden bilmiyorum. azıcık yakın olsa her şey günlük güneşlik, biraz uzak olsa mide bulantıları, kramplar. bu nasıl ölümdür cidden hiç bitmiyor...
yazdıklarımı okuyan var mı bilmiyorum ama yazmaya devam ediyorum. belki bir kişi sesimi duyar ve bana yardım eder diye bir umudum var galiba. unutacağımı ve külleneceğini düşünmüştüm ama yanılmışım galiba. sürekli benimle olsun istiyorum. saat kaçta uyandığını merak ediyorum, wpde açık olduğunda kime yazdığını ya da ben dışında kime o komik postları yolladığını. azıcık bana ilgi gösterse o günümde güneş açıyor güller beliriyor ama aksi bir durumda dünyam başıma yıkılıyor, uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum ve yalandan bile olsa gülümseyemiyorum. nasıl bir cezanın içindeyim diye düşünüyorum. kendime olan inancımı kaybettim galiba. umarım içimden söküp atmanın bir yolunu bulurum...
inanır mısınız? bazen geçti diyorum, her şey normal seyrinde. sonra bana acının ne kadar da süregelen bir şey olduğunu hatırlatıyor. olsun diyorum bazen sevmek de acı çekmekmiş galiba. hem biriyle konuşuyor yakında onu görmeye gidecek. sesindeki mutluluğu size anlatamam
büyük konuşmayayım ama heteroya aşık ollmak bile bile acıya koşmaktır. yani bunu yapan insan öbür türlü hayatını sürdüremez. bundan zevk alıyordur. şimdi şöyle; ben olmadım mı? defalarca oldum ama bende durum farklıydı. aşık olduğum insana hiçbir zaman hetero gözüyle bakmadım. başka sebepten de olabilir, bana karşı tavırları diğerlerine sergilediği tavırdan farklıydı. her zaman beni başka yerde tutardı aşık olduğum bütün insanlar. misal okul müdürüm vardı bş tane aşık olduğum, 6 kişi disipline giderdik. çok da sert biriydi. normalde disipline gidene tekme tokat dalarken, beni diğer 5 kişiden ayırıp sadece benle muhabbet kurardı. havadan sudan konuşur, günlük hayattan sorular sorardı. en sonunda hadi çıkın gidin derdi. aynı şekilde aşık olduğum dershane hocam 2-3 kişi derse geç kalınca önden giren ilk başkası olduğu için beni görmeyene kadar giremezsin deyip gördükten sonra hadi bu seferlik onun hatrına alayım demişti. ilgi duyduğun kişinin bunu yapması sana nasıl umut vermesin.

konuya farklı açıdan bakacak olursak geçen tip ve fizik olarak eriyip bittiğim biri ile iş icabı muhabbetimiz oldu. hani böyle biriyle sevişmeden ölmeyeyim diyorum içimden ama bir yandan da adamın bana karşı hiç ilgisi olmadığını görüyorum. normal konuşuyor sadece, ne bir mimik ne bir göz teması. bunu farkettikten sonra tamamen ona karşı beklentim bitiyor , ilgim azalıyor. halbuki iki defa yanlışlıkla gözü gözüme kaysa gece gündüz onu düşünerek yaşarım. yani karşıdan ilgi görmediniz mi bu işlere girişmemeyi öğrenin. en azından sonuçsuz kalacağını, git gide durumun daha da acıya gideceğini bilincinde olun. bu tür olaylar mutlu sonla bitmiyor emin olun. imkansız gibi bir şey. bunu da şöyle anladım: tesadüfen internetten tanışıp buluşup sex düşüncesi olmayan biriyle görüşmüştüm. normalde amaç çay muhabbetti sadece. işte o geçmişinden sevgilisinden bahsediyor, ben aynı şekilde ortam içindeki deneyimlerimden bahsediyorum. muhabbet sarıyor tekrar tekrar görüşüyoruz, evime kadar geliyor çayımızı sigaramızı içiyoruz saat geç oluyor geri gidiyor. ikimiz de muhabbetten, hoşlandığımız tiplerden falan anlıyoruz ki bir birimizi beğeniyoruz. ama bir türlü konuya giriş yapmaya cesaret edemiyoruz. bir iki haftanın sonunda yan yana oturmalar, tensel temastan aldığı cesaretle en son seni biraz sevebilir miyim dedikten sonra rahatça sevişebildik. derecelendirme yapacak olursak; adam eşcinsel, ben aynı şekilde. o genç seviyor, ben olgun. hoşlandığımız tipler tutuyor ama icraat iki hafta sonra. bu en kolayıydı. bunun biraz daha zor kısmı ve şu an yaşadığım. sen adamı kesiyorsun, adam beni kesiyor çok bariz. artık bana karşı ilgisi olduğundan eminim diyecek kadarım, onun da aynı düşüncede olduğunu biliyorum. 6 ay oldu henüz ilk merhabayı vermeye cesaret eden olmadı. tanışma evresi henüz 6 ay sürdü. bunun muhabbet kurup bir de konuya giriş evresi var ne kadar zaman tutar düşünemiyorum. bir de imkansız olan kısım var, hetero olana aşık oluyorsun. bu durumu yaşamadığım için pek bilgim yok. ama sanırım adam seni görmüyor ve sen, seni görmesi için uğraşıyorsun. bunun sonu hep hayal kırıklılığı olur. bu gün bir konuda ilgisini üzerine çekersin, tamam dersin o da seviyor dersin yarın olur katıldığın partiye gelmez, ee seven insan böyle bir fırsatı kaçırır mı dersin. kafanın içi allak bullak olur. tabii yazdığım bütün her şeye rağmen anında gidip karşısına dikilecek rahatlıktaysan zaten acı çekmeyecek potansiyelde olursun. içine kapanık çekingen kişiler için geçerli bunlar.
genellikle genç ve gizli escinsellerin başına gelen durum.
kendimden biliyorum. kimseye acilmadigim, kendimi kabul etme süreci içerisindeyken iki defa başıma geldi.
biri ilk aşkım olarak kaldı sadece dokunup, öpebildim; arkadaşça.
diğeri; daha olgun dönemime denk geldi , beni arkadaşı olarak görmesini istemedigim için açılmaya karar verdim. sonucuna katlanarak. çünkü içimde tutup beni kemirmesini istemedim. geçtim karşısına söyledim. üzüldüğünü, beni çok sevdiğini, kaybetmek istemediğini vb şeyler söyledi. duyacaklarimi bildiğim halde yine de sonuna kadar dinledim. "tamam bu kadar, artık ikimiz de biliyoruz ve bundan sonra ona göre hareket edeceğiz" dedim.
kisa bi sürecin ardından daha da yakın arkadaş olduk, bu konuşmanın üzerinden 8 yıl geçti. şu an kolilerim ve sevgililerimle tanışıyor, yeri geliyor ona açıldığım günlerin goy goygoyunu yapıyoruz.
"bir bakıyorsun 'hayatta yapmam' dediğin şeylerin başrolündesin."
uçabilirim gibi gelmişti....
escinselligini yeni yeni kesfeden her gayin basina gelmistir bu korkmayin oldurmuyor
  • /
  • 3