gelen misafirlerin önce gözünün icine sonra ayaklarının dibine bakiyorum hadi bi an önce gidin de rutin işlerime geri döneyim diye. fakat yatılı kalan misafirlere de alışıyorum gittiklerinde özlüyorum. birkac güne o da geçip gidiyor. böyle bi kısır döngü.
tarikatlerin kendi aralarında gizli bir anlaşma var ve bu anlaşmaya göre; 'her tarikat kadrosunda en az bir pedofil bulundurmak zorunda, kadroda yoksa şıhları bu boşluğu doldurmak zorundadır' gibi. ebeveynler şıhlara ve türevlerine çocuklarını emanet ederek bazı şeyleri göze aldıklarının hala farkında değiller mi? malumun ilamı...
(bkz: tarikatlere emanet edilen çocuklar)
(bkz:kim taciz edilmek ister)
hocam ben hepsini yapıyorum da bi şu tükürük işini halledemiyorum. sanki en ağır hakareti ediyormuşum da bi daha yüz yüze bakamayacakmışız gibi geliyor.
birkac sene önce dört beş farklı sahnede izledigim, seyhan arman'ın yazıp oynadığı oyun. özellikle hetero arkadaşlarımı davet edip, onlara da izletmeyi misyon edinmiştim kendime.
sırf seyhan arman için izlenir, izlettirilir. sözlük olarakta iştirak edilebilir.
fikstürde derbiler üst üste gelmiştir, elinden geleni yapmış bi sonraki maça daha hazır çıkmak istemiştir. soyunma odasında takım arkadaşlarının gönlünü hoş eylemesi gerekir.
genellikle genç ve gizli escinsellerin başına gelen durum.
kendimden biliyorum. kimseye acilmadigim, kendimi kabul etme süreci içerisindeyken iki defa başıma geldi.
biri ilk aşkım olarak kaldı sadece dokunup, öpebildim; arkadaşça.
diğeri; daha olgun dönemime denk geldi , beni arkadaşı olarak görmesini istemedigim için açılmaya karar verdim. sonucuna katlanarak. çünkü içimde tutup beni kemirmesini istemedim. geçtim karşısına söyledim. üzüldüğünü, beni çok sevdiğini, kaybetmek istemediğini vb şeyler söyledi. duyacaklarimi bildiğim halde yine de sonuna kadar dinledim. "tamam bu kadar, artık ikimiz de biliyoruz ve bundan sonra ona göre hareket edeceğiz" dedim.
kisa bi sürecin ardından daha da yakın arkadaş olduk, bu konuşmanın üzerinden 8 yıl geçti. şu an kolilerim ve sevgililerimle tanışıyor, yeri geliyor ona açıldığım günlerin goy goygoyunu yapıyoruz.
"bir bakıyorsun 'hayatta yapmam' dediğin şeylerin başrolündesin."
şu pandemi sürecinde en güvenilir partner ile yapılanı makbuldür. ter ve tükürük karışımı ile zevkin doruklarına çıktığım, günde en az 3 postası olan eylem. (bkz:31 çekmek)
üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli kaldığı dönemlerde geçen ve benim için türkiye'de çekilmiş en güzel komedi dizisidir. çocuk yaşlarda maaile izleyip, üniversite okuma istememin başlıca nedenlerindendir kendileri.
tüm sezonlarını izlediğim reality şov. drag kültürüne çok yabancı olsam da drag race kültürüne hakimim diyebilirim. başta (bkz:bianca del rio) ve (bkz:sasha veleour) olmak üzere çok iyi yarışmacıları tanıdım ve zaman zaman özlediğim yarışmacılar için eski bölümleri tekrar tekrar izlediğim oluyor. shantay u stay...
ben bayılmıştım konusuna oyuncularına oluşturduğu kaosun gerçekliğine de inanmıştım. inanmak istemeyenler sevmemişti diziyi. üzüldüm ama belli olmaz seneye başka ortamda devam eder belki.
hatta şöyle bir benzetme yaparım. geçenlerde çıkan on yaşında beş ayda ikiyüzelli kitap okuyan çocuğa yaptıkları muameleyi ve dizideki mesih sahnelerini düşünün çok benzemiyor mu?
üniversite öğrencilerinin kızlı erkekli kaldığı dönemlerde geçen ve benim için türkiye'de çekilmiş en güzel komedi dizisidir. çocuk yaşlarda maaile izleyip, üniversite okuma istememin başlıca nedenlerindendir kendileri.
gelen misafirlerin önce gözünün icine sonra ayaklarının dibine bakiyorum hadi bi an önce gidin de rutin işlerime geri döneyim diye. fakat yatılı kalan misafirlere de alışıyorum gittiklerinde özlüyorum. birkac güne o da geçip gidiyor. böyle bi kısır döngü.
genellikle genç ve gizli escinsellerin başına gelen durum.
kendimden biliyorum. kimseye acilmadigim, kendimi kabul etme süreci içerisindeyken iki defa başıma geldi.
biri ilk aşkım olarak kaldı sadece dokunup, öpebildim; arkadaşça.
diğeri; daha olgun dönemime denk geldi , beni arkadaşı olarak görmesini istemedigim için açılmaya karar verdim. sonucuna katlanarak. çünkü içimde tutup beni kemirmesini istemedim. geçtim karşısına söyledim. üzüldüğünü, beni çok sevdiğini, kaybetmek istemediğini vb şeyler söyledi. duyacaklarimi bildiğim halde yine de sonuna kadar dinledim. "tamam bu kadar, artık ikimiz de biliyoruz ve bundan sonra ona göre hareket edeceğiz" dedim.
kisa bi sürecin ardından daha da yakın arkadaş olduk, bu konuşmanın üzerinden 8 yıl geçti. şu an kolilerim ve sevgililerimle tanışıyor, yeri geliyor ona açıldığım günlerin goy goygoyunu yapıyoruz.
"bir bakıyorsun 'hayatta yapmam' dediğin şeylerin başrolündesin."
tüm sezonlarını izlediğim reality şov. drag kültürüne çok yabancı olsam da drag race kültürüne hakimim diyebilirim. başta (bkz:bianca del rio) ve (bkz:sasha veleour) olmak üzere çok iyi yarışmacıları tanıdım ve zaman zaman özlediğim yarışmacılar için eski bölümleri tekrar tekrar izlediğim oluyor. shantay u stay...