bolu belediye başkanının suriyelilere yapılan yardımı kesmesi

bolu belediye başkanı tanju özcan ilk icraat olarak misafirliğin kısası makbuldür diyerek suriyelilere yapılan ayni ve maddi yardımların kesilmesi ile ilgili genelde yayımladı. ayrıca iş yeri açmak isteyen türk vatandaşlara uygulanan sıkı denetim ve prosedürün suriyelilere uygulanmamasının adil olmadığını söyleyerek işyeri açma ruhsatı da vermeyeceklerini açıkladı.
haklı söylemlerinizi öfkenizi anlıyorum. devletimiz kendi halkına yetemezken entegre problemi yaşayan büyük bir göç dalgasıyla ülkeye gelip kabul görmeyi bekleyen; kira oranlarından, ucuz işçiliğe kadar ekonomiyi etkilemiş enflasyon oranını değiştirmiş bu göçte bir kitleyi suçlu görmeniz çok normal. fakat belirtmek isterim ki burada mazlum suriye halkının bir suçu yok. inanın hiçbiri sıla hasreti çekip vatan özlemiyle ölmek istemiyor. kirli siyasetin, kirli politikacıların getirileri bunlar. ben naçizane biraz anlayış bekliyorum teşekkürler.
avrupa'daki türkler ile suriyelilerin durumu farklı. avrupa'daki türkler avrupa ülkeleri tarafından bizzat çalıştırılmak üzere istenmiş, onların vatandaşı olmuş ve sosyal güvence sisteminde ülkelerine vergi ödüyorlar. suriyeliler ise savaştan kaçarak geçici süreliğine "misafir" olarak yerleşmiş. vergi sistemine dahil olmadıkları gibi işyeri açarken de ülkenin kendi vatandaşlarına uyguladığı prosedürlerin bir kısmına dahil olmuyorlar. hal böyle olunca da toplumsal huzursuzluk artıyor. belki de onların durumu yasalarla yeniden düzenlenmeli.

belediye başkanı bu söylemlerini seçilirsem diye seçim öncesinden de dillendirmiş. olayın doğru yada yanlış olduğunu savunmuyorum ama örnekler verirken de sepetteki portakal ile elmayı da karıştırmamak gerektiğini düşünüyorum.
doğru olan icraattır. suriyeliler sosyal medyada köpürüyor, başkanı ırkçı olmakla suçluyorlar. ne yani ulan vatan hainleri, 8 yıldır bu memlekette yiyip içip çocuk yapıyorsunuz. darısı tayyip'in çöküşüyle bütün suriyelilerin başına olsun.
temeli zaten baştan yanlış olan politikanın yanlış getirisidir.
mültecilerin eksilerini herkes gibi biliyor ve kabul ediyorum. fakat empati yapılmasi gerektiğini düşünüyorum. yapılan yardımları kesmek yerine "gerçekten yardıma muhtaç insanlardan" bu eli çekmek doğru değil. o zaman gurbet ellerde çalışan türk işçilerine yapılan muammeleyede en milliyetçi duygularımızla hak verelim.
bunlar dışında özellikle arsa, ev alımı ve iş yeri açma ile ilgili biraz daha kısıtlayıcı uygulamalara gidilmeli.
adı üstünde mülteci.
uygulamanın türkiye'de değil de almanya'da ya da belçika'da yapıldığını düşünelim, avrupanın en çok "sosyal yardım" alan milleti olan türkler'in orada o yardımları analarının sütü kadar hakkı olduğu ve kesilmesinin avrupanın ırkçı tutumu olduğunu dillendirir..

gel gör ki burada uygulama karşıtlığı boy vermiş..

hep derim anadolunun hoşgörüsü kendinden olmayanı görene kadardır!!!
çok haklısın "çalışmak" ve emeklerinin karşılığını almak için çağırılan ama çalışmaktan başka her türlü yardımla "sömüren" bir grup ile savaştan kaçıp sığınmaya çalışan grubu karşılaştırmak pek hoş olmadı..
pek çok akrabam avrupanın farklı noktalarında benzer durumları gözlemledi..
sağolsun almanya en son farkına verdı ve türkiye'den sigortalı, emekli ve yardım alanların bu yardımlarını kesiyor, kessin desteklerim daha başka yardıma ihtiyacı olan insanlara aktarılsın bütçe..
kendisine tepki gelmiş. ıyi de gelmiş.
“suriyeli ve diğer mültecilere devlet tarafından bağlanan herhangi bir maaş söz konusu değildir. çok sözü edilen kızılay kart desteği, avrupa birliği’nin vaat ettiği 3 milyar avro kapsamında sosyal uyum yardımı adı ile tüm suriyelilere değil, sadece belirli koşulları taşıyan mültecilere verilmektedir. tutarı da ayda 120 tl’dir. ayrıca bu yardım, yabancı kaynaklardan fonlanmış dahi olsa, ihtiyaç sahibi türkiyeli ailelere verilen destek ile uyumlu olarak ve bu desteği aşmayacak şekilde hazırlanmıştır”.
https://www.evrensel.net/haber/377588/ta...
bu vesileyle okumak isteyene https://multeciler.org.tr/suriyeli-multe...