elele yürüyen iki erkek

kadıköy'de gördüm ama çift oldukları belliydi. uzun uzun arkalarından baktım imrenmeyle birlikte, ne güzel dedim özgürce yaşayabiliyorlar, dediğim durum!
bu özgürlüğü istanbul'da, istiklal caddesi'nde yaşamak ve tatmak ayrı bir güzel. sevgilinle el ele yürüken kimsenin sana birşey dememesi seni daha da cesaretli ve türkiye'nin gidişatında daha umutlu kılıyor.
görmüş geçirmiş, benden deneyimli ve olgun bir büyüğümle sohbetten öğrendiğim kadarıyla; eskiden doğuda * birbirleri ile çocukluktan arkadaş ya da yediği içtiği ayrı gitmeyen genç veya yetişkin insanların yaptığı bir hareketmiş. eskiden elele dolaşan iki kadın veya erkeği gören insanlar, bunun hakiki dostluktan ve yoldaşlıktan ileri geldiğini anlarlarmış.
kadıköy, bostancı, maltepe, kartal farketmeden her yerde çok rahat gerçekleştirdiğim/gerçekletirilebilinen* eylemdir. insanlar üstünüze atlamıyor ya da cık cık cık yapmıyor neticede.*
hayatıma bir defa başıma gelen bir zamanlar hayatımdaki en tatlı adamın yaptığı olay, şimdi onu gülümsemeyle anıyorum o anıd minnettarlıkla...seni sevip sevmediğimi unuttum ama sen çok güzeldin be adam..
el ele? türkiye'de? ağlayazam şimdi.
cihangir'de kimi şaşkın bakışlar dışında kimsenin sallamadığı durumdur. *
eşcinsel oldukları yönünde söylentiler dolaşabilecek erkekler. allah muhafaza!
eve varınca sevişecek olan erkeklerdir. hayat onlara güzeldir.
tüm türkiye'de yürüsünlerdir. çohoş tur.
elele yürüyen bir kadın ve bir erkekten bir pipi farkıyla öndedirler.
insanlar el ele tutuşsa uzasa sonsuzaaa
kafi derecede yapılabildiğini daha önce yaşayarak deneyimledim. belli bir yaştan sonra çok da iştah duymuyor insan. ama herkesin hayatta en az bir kere bu anı yaşaması güzel olur. tavsiye edilir efendim.
aile yapımdan, örf adetime ; arkadaş çevremden, ilgilerime nerden tutarsanız tutun tutarsız olan tek şeyin eşcincelliğim olacağı bir zamandan bahsedeceğim. evet evet üniversite yıllarıma döneceğiz, solcu dönemlerim skks. siz hiç ilk görüşte aşık oldunuz mu? çok ilginç ben oldum henüz adını bilmediğim o esmer haki parkalı çocuğa aşık oldum. sonra bir şekilde kader bizi biraraya getirdi o kısımlara değinmek ve uzun tutmamak adına geçiyorum bu kısımları. gel zaman git zaman biz çok iyi bir ikili olduk. gaz yediğimiz eylemler dahi zevk verir olmuştu. tabi o bana dost gözüyle bakarken ben içten içe aşık olmuştum. belki etik değildi ama aşk bu ferman dinlemiyor malumunuz. günün birinde merkezden uzakta bir işi vardı bu esmer haki renk parkalının. bir mesaj atması yeterliydi bilirdi xalosu koşardı. nitekim beraber gittik sjsjjs aşk denen şey kısmi beyin felcidir biliyorsunuz dimi? ben tüm olgunluğumla yaşayarak öğrenmiştim. bak yine konu dağıldı devam ediyorum. sonra biz bu yere gittik birkaç vesait değiştirip. haftasonu olduğu için tüm mekanlar kapalıydı savaş sonrası sessizliği gibi bir sokak. tüm gri kepenkler inmiş, tedavülden kalkan araç dışında kimsecikler yok sokakta. çok ilginç bir şey oldu benimde inanamadığım. esmer haki parkalı; benim elimi tuttu..ben ilk defa bir erkeğin elini tutmanın heyecanını yaşamakla biri görürse ne olur'un zıtlığında ter dökmeye, fırlayacakmış gibi atan kalbimin ritmiyle adımlarıma yön vermeye çalışıyorum. tıpkı yeni yürümeye başlayan çocuk gibi. yürüdükçe adım attıkça içimin yeşili biranda orman oluvermişti. bence dünyanın en güzel şeyi sevdiğinin elini tutmaktır. sevdiğiniz varsa elini tutun bırakmayın canımlar.. xalo karantinadan bildirdi.