ermeni soykırımının 98. yıldönümü

burada katliamdan ve tehcirden canı yanmamış insanlar olarak acısını yüreğimizde pek duyamayacağımız yıldönümüdür. siz şimdi gidin doğu ve güneydoğu'da asimile edilen, kürt ve türk ailelerce evlat edinilmiş, müslüman gibi yetiştirilmiş, ama asıl kimliğini 30'undan sonra öğrenmiş arada derede kalan insanlara sorun. ermeni olduğu için müslümanlarca dışlanan, asimile edildiği için kendi halkı tarafından sevilmeyen insanlara sorun. eğer yalnız 98 yıl önce insanların hayatları ellerinden alındı sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. sadece diyarbakır'da hayatı elinden alınan onlarca insan var. o insanlar bilir soykırımın acısını. bizimki hariçten gazel okumak!
akademik eğitimi akademi üyesi yeitiştirilme ciddiyetiyle alan bünyede verdiğiniz linklerin kaynakçasız çöp niteliği değeri taşıdığını belirtme ihtiyacı duyduğum başlıktır. ülkede her türlü baş ağrısını devlet ve onun politikaları yüzünden çeken bir azınlığı temel alarak açılmış bir sözlüğün devletçi yazarları sadece burada değil bünyeyi her yerde şaşırtmaktadır. resmi tarihe güvenmek ile lise tarih ders kitabını akademik bir kaynak olarak almak arasındaki anolojiden bahsederek sarkastik görünmekten çekindiğim başlık olarak da adlandırılabilinir. ben, şahsım, vicdanen rahat olmayanlardan olduğu gibi herhangi bir şekilde vicdanı sızlaması gereken bir ermeninin * vicdanı sızlamıyor diye insanlığımı alıp bir kenara koymayı kendime yediremeyeceğim için, neler olduğunu tam olarak anlayamadığım bir başlık olduğu da kesindir.

(bkz: özür dilerim)
(bkz: bazı yaralar zamanla kapanmaz)
“…çöllerde ot yiyerek karınları şiştikten sonra kimi anasını, kimi babasını, birçokları da çocuklarını kaybettikten sonra buraya düşmüşler. daha doğrusu, cemal paşa getirtmiş… dışarıda anası açlıktan ölen, babası yanında öldürülen, on iki yaşında bir ermeni kızı geldi, iltica etti. mahzun, büyük gözleriyle etrafımda dolaşıyor, lüzumlu lüzumsuz elimi öpüp ağlıyor. bahçede bir facia daha var. oğlunu yanında öldürürlerken birdenbire dilini kaybeden bir bedbaht, öteki oğlunu ve ailesini nereye attıklarını bilmiyor. ayakları çıplak, gözleri elem içinde, mütemadiyen işaretle felaketini haykırıyor. bazen geceleri çocuğu ölen bir kadın gibi, başı elleri içinde döğünüyor, döğünüyor... gündüzleri yazımı yazarken bazen hıçkırdığını işitiyorum. pencereye koşuyorum, aşağıda bahçede ellerini sallıyor, oğlunun kalbinden kurşun geçerken çıkan sesi göklere uluyor, söylüyor. bunlardan binlerce, yüzlerce var. yetimhaneler hayatta bir şeyin telafi edemeyeceği şeyi kaybetmiş yarı aç bedbaht çocuklarla dolu…”

halide edip adıvar hanım, bin kadar ermeni yetiminin kaldığı ayn tura yetimhanesi’nde gördüklerini, istanbul’da kurulan yeni kabinede maliye nazırı olan dostu cavid bey’e mektupla böyle anlatıyordu.
"tarihi tarihçilere bırakalım" uyanıklığına inat dile getirilmesi vicdani olan yıldönümü.binlerce yıldır bu topraklarda varolan bir halkın biranda yokolduğunu görmek için binlerce boş ve harabe haline gelmiş kiliselere,hristiyan yetimhanelerine bakmak yeterli.bunun için tarihçi olmaya gerek yok.var ise şahsen birkaç sene sonra kazanacağım tarihçi sıfatı ile bunları yine dile getirebilirim.bu zihniyet eminim ki 6-7 eylülüde sonuna kadar inkar edecekti ama teknoloji sağolsun.
"ermenilerde kendi tarihiyle yüzleşsin" buna itirazı yok ama burada iç tairihle hesaplaşan mağrurlar ve mirasçıları yani bizler (türkler,kürtler) sözlükte ermeni üye var ise bunu kendilerine söyleyebilirsiniz

"beğenmeyen ermenistana gitsin" bu sözü lgbt çevresinden birisinin söylemesi güldürdü.hala şaka mı gerçek mi kestiremiyorum.neyse cevab olarak mantıklı birşey yazmaya gerek yok. gitmiyorum ! * )
bu konu sayesinde potansiyel ülkücü bıyıklı * eşcinsel olabileceğinide öğrenmiş oldum.bu bile yeter.
militarist ve milliyetçi biri olmama rağmen ben de soykırım olduğunu düşünmüyorum. zira iki taraf da bu yolda büyük kayıplar vermiştir. türkler almanların veya hutuların yaptığı gibi ava çıkmamışlardır. ancak yukarıda bir entryde okuduğum "yaptıysak yaptık hesap vermek zorunda değiliz" neyin kafası anlayabilmiş değilim. 10 yıl sonra eşcinselleri sıra sıra kurşuna dizmeye kalkarlarsa ülkede "yapıyorlarsa yapıyorlar hesap vermek zorunda değiller" mi denilecek ? iyi amk her devlet azınlıklarını bir bir silsin süpürsün ülkesinden.
aynı komunitiden olmanız fark etmiyor ırk işin içine girdiğimi götünüze çomak sokulmuş gibi tepiniyorsunuz.o yüzden değil mi diskriminasyona uğramanız, ibne diye hakarete uğrayıp toplum içinde kabul edilmeyişimiz.önce insan olun sonra kimliğinizi kabul ettirin, milliyetçilikte size kaldı götü torbalar sizi.
çeşitli bakanlıklar ve başbakanlığın kendisi tarafından finanse edilen* konudur. kıyıda köşede konuya dair türkiye tezini güçlendirecek bikaç satır bişiyiniz varsa hiç ayı sözlük köşelerinde hacı etmeyin derim. doğruca gidin türk tarih kurumu'na; ahanda ben bunları yazdım diyin. anında başına sonuna elli tane devlet adamının sunuşunu kopyalayıp yapıştırıp aralara da 10-15 tane de fotoğraf serpiştiriip pek seçkin olmayan kitapçılara ve ülkenin bütün kütüphanelerine dağıtılacak kitabınız hazırlarlar. size de dünyanın parası verilir.* ha, böyle rant tabi ki başı boş değil. evvela ülkü ocaklarından bi izin alıp bu rantı elinde tutanların ellerinden öpmenizde yarar var.

(bkz: konuyu tarihçilere bırakmak)*
ermeni milliyetçiliğinin sorun olmaya başlamasıyla bu soruna karşı çözüm olarak görülen şeyin (tehcir,kırım) yıldönümü.sorun "kökten" çözülmüş gibi görünsede görüldüğü gibi çözümün kendisi hala büyük bir sorun olarak duruyor.hem vicdanlarda hemde dünya siyasetinde.2 yıl sonra yani 100.yılında ermenilerin etkili çalışmalar yapıldığı söylenmekte.hollywood la çalışacakları,obamaya istedikleri o kelimeyi söyletecekleri ve dünyada daha çok ülkede meclis kararları çıkartacakları konuşuluyor.
son yıllarda önemli şeylerde yapılıyor.ermeni vakıf malları iade ediliyor.kiliseler restore ediliyor ve toplumsal algı ve vicdan temizleniyor.
aynı zamanda dünya tarihindeki kara bir lekenin 98. yıldönümüdür.
mütemadiyen saçmalayan bazı yazarların her zaman yaptığı gibi sözlükteki diğer yazarları gaza getirip gerginlik yaratma amacıyla açtığı bininci başlıktır. sakin olunuz, gaza gelmeyiniz.
bunun adına ister soykırım, ister zulüm diyin, isterseniz de sözde diyin ama yaşanmış bir badere olduğu kesindir. ama bunun bir diğer adı da toplum cinnetidir herhalde. bunun ve benzeri olayların vebali kimin boynunadır tartışılabilir ama sürü psikolojisinin ve birilerinin bizi güdülmesi gereken koyunlar olarak gördüğü, yönlendirdiği fikri gerçekten feci. böyle mübadelelerde halklarımızın fevri ve ölümcül sonuçlarla karşılaşmasından ders çıkartmak yerine, yine birilerinin yaftalarına kanıp silah kuşananmakta yazıktır. kimin ne olduğu değilde dikte edilmiş, içi boşaltılmış kavramlar asıl bizi kopartacak olan sanırım. aptal tarih kurmacalarına tamah edeceğimize bu ülkenin kuruluş felsefesini yalan yanlış oyuncak etmeden gerçek anlamda kavranması acil ihtiyacımız olarak gözükmektedir.

(bkz: asıl tehlikenin farkında mısın)
tarihte her ırkın, cinsin ya da devletin uyguladığı ya da yaptığı soykırımlar olmuş ne yazık ki. kaç tanesi bunları kabul edip özür dilemiş? şüphesiz ki borusunu hali hazırda öttüren çoğu devlet özrü bırak tam tersi etkisiz eleman adı altındaki devletlere yaptığı veya yapmadığı soykırımları tanıyıp özür dilemeye zorlamıştır zorlamaktadır. bu da başka bir açı.
şu kağıt parçasıyla başlayan olayların yıldönümü
karşılıklı soykırımlaşma olmuştur. bu nedenle ermeni soykırımı demek doğu anadoluda soyu kırılan türk, kürt ve kafkas vatandaşlara haksızlık olur.