ilk eşcinsel deneyim

18 yaşımda üniversite için aile yanından ayrılıp yurda yerleştiğim ilk ay, vapur sırası beklerken kestiğim adamın beni farkedip ertesi hafta yatağa atmasıyla başladığım serüven. sonrasında çalışma mekanlarım olan toplu taşımadan adam kaldırma serüvenleri geliyor.
yaş:17
yer:bristol-ingiltere
sonuç:fiyasko

lise 2'yi bitirdiğim yaz, karne hediyesi olarak ailemin beni ingiltere'ye göndermesi neticesinde gerçekleşen olay. dil eğitimini yanlış anlayan bendeniz, oral sex'e balıklama atladığım için dilimi bir hayli geliştirmiştim.. içkiyle ilk tanışmam da ispanyol öğrencilerin bana litrelerce sangria içirmesiyle yine bristol'da gerçekleşmişti. ilk deneyimlerin hepsinde olduğu gibi yoğun bir suçluluk duygusu ve bu muydu hissiyle eve dönmüş, uzun süre gay olmamam gerek diye cinnet geçirmiştim...

(bkz: sangria)
sıcak bir yaz günüydü. mahalleden arkadaşlar apartmanın garaj girişini kullanarak kale yapmıştık. ben de oranın geçilmez bekçisiydim. bazıları bana kaleci diyordu. isimlere pek takılmam ama gardiyan falan dense daha hoşuma giderdi. bana doğru gelen her topu büyük şevkle karşılıyor hepsini tutmaya çalışıyordum. hele ikili mücadelelerdeki o azim beni benden alıyordu. herşey iyi güzel giderken birden kavga çıktı. anlam veremediğim bir nedenden ötürü en yakışıklı çocukla baş başa kalmıştım. aramızda sadece yuvarlak meşin vardı. hep bir ağızdan topu tut lan topu tut kaleci diye bana avazları çıktığı kadar bağırıyorlardı. ben daha hazır değilken çocuk topa vurdu. hayvan öyle bir sert vurdu ki toptan kaçmak zorunda kaldım. daha sonra arkadaşlarımın büyük tepkilerine maruz kalsam da ölmek için daha çok gençtim. top uzağa gidince onu alma görevi bana layık görüldü. apartmanın karşısına yeni yapılan sitenin içine kaçmıştı. korkusuzca içeri daldım. biliyorum ki topsuz dönsem beni top yerine koyup maç yaparlardı. (aslında fena fikir değil) ortalık sessizdi. topu aradım taradım bulamadım. tam ümitlerimi kesmişken sevgili bir amca topumla çıkageldi. yüzündeki o sevecen, içten gülümsemeyi asla unutamıyorum. beni yanına çağırdı. başımı okşamaya başladı. sevinç dolmuştu içim. beni limonata içmeye davet etti. şaşırmıştım aslında inşaat alanında limonata içmenin ne denli doğru olduğuna. bir kafeye falan götürseydi ya. arka tarafa geçtik. yerde kartonlar serilmişti. beni oraya oturttu yanıma sokuldu hemen. sıkıca sarıldı bana. bütün bu olaylara anlam veremiyordum neden bu adam beni görür görmez bu kadar samimi davranmaya başlamıştı? herhalde memleketinden uzak olduğu için beni evladı yerine koydu diye düşündüm. hava sıcak diye gömleğini çıkardı. hayatımda gördüğüm en kıllı insandı. benim de üstümü çıkarmamı istedi. ben de terli terli soyunmak istemedim. sonra üşütüp hasta olsaydım annem gebertirdi. yorulduğumu anlamış olacak ki uzanmamı istedi ve masaj yapmaya başladı. her tarafımı ovmaya başladı. öyle bir iyi gelmişti ki anlatamam. birden öpmeye de başladı. sevgiyle dolmuştu her yerim. ama bu öpüşler ve ovmalar canımı yakmaya başladı. gitmek istedim 'duurr, ahhhh, biraz daha' gibi anlamsız iniltiler çıkardı. ittirip kalkmaya yeltendim (ki en büyük hata bu diyebilirim) ben tutup kendine çekti. rahat değildim. sırtıma bir şey batıyordu. beni duvara yapıştırdı. iyice canımı yakmaya başlamıştı. amca bırak beni yaa demeye kalmadan bir acı hissettim arkamda. gözyaşlarım sel olmuş makus kaderime ağlyordum. iyi kalpli amca beni duvarla birleştirmiş sanki oraya yapıştırmak ister gibi gidip gelip duruyordu. acı birden anlatılmaz bir zevke dönüştü. ağlayışlarım zevk çığlıklarına karıştı. her şey bittiğinde bana ne olduğunu anlayamamıştım ama özümü bulmuş gibiydim. topumu almış çıkarken bir grup insan geldi. sanırım yardıma ihtiyacım olduğunu zannettiler. içlerinden birisi koşup sarıldı. diğeri de hemen arkasından geldi.ve diğeri ve diğeri ve diğeri de... son hatırladığım eve el arabasında götürdükleri.
temmuzun ortalarıdır, aile memlekete gitmiş bilinmez ne sebepten o sene evde kalmayı tercih etmiştir genç. o sene lise birinci sınıfı yeni bitirmiş basından geçen iki başarısız kız arkadaş tecrübesi içindeki bastırmaya çalıştığı eşcinselligi iyice gün yüzüne çıkarmıştır. evde tek olduğu için rahat rahat sigarasını içecekken paketin boş olduğunu gorup markete öner şort atletle. dönerken karşıdaki inşaata kayar gözü yapılı birini görmek umuduyla. sonra tüm cesaretini toplayıp inşaata girer, niye bunu yaptığını kendi de bilmez. bir sigara yakıp ust kata doğru çıkar birden neye uğradığını şaşırır iri yarı kıllı bir adam yarı çıplak elinde bir şişe birayla ona bakar çocuk sendeler yutkunur konuşmaya çalışır sesi çıkmaz adam gülümser gel bakalım yakışıklı bana eşlik et der, şişenin dibini bulurlar adam yeni bir şişe getirmek için kalkar döndüğünde çamaşırından fırlamıştır alet. çocuk urker çok büyük değildir ama ilk olacaktır sonuçta. adam yaklaşır ve korkma der göz kırpar, elini yavaşça sortun içine sokar çamaşırını çıkarır bir yandan da. olan olur ve çocuk bitap şekilde eve döner. gece boyu kusar ve kanar, bir yandan da ağlar...
ilkokul 1. sınıftaydım. en ön sırada bir erkek arkadaşımla otururduk. derste birbirimize pipimizi gösterip dokunurduk. çok heyecanlıydı. ama cinsellikten ziyade eğlencesine yapılan bi aktiviteydi diye düşünüyorum. öğretmenin olaydan haberi olmamasına ihtimal bile vermiyorum. kendisine olay yaratmadığı için burdan teşekkür ediyorum.
* *
yaş olmuş 9-10. her yaz olduğu gibi 2 haftalığına, kastamonudaki dayımların köydeki evine gidiyoruz. 4 tane kuzenim var orada, ben de tek çocuğum, ve çok zayıfım o aralar. aşırı zayıf ama, kaburgalarım falan gözüküyor, düşünün artık. bi tane erkek kuzenim, benden 3-4 yaş büyük. yani ergenlik dönemleri oluyor onun için. libido tavanlarda sanırım. olaylar nasıl ve hangi ara gelişti ama o zamandan beri suçluyu hep o sandım. ama düşündükçe aslında ben onu zorlamıştım. evin altındaki ahıra sürükleyip, duvara yapıştırıp, dudaklarımızın bütünleşmesini ben sağladım. karşı koymadı, o da ayrı konu. soğuk eller vücutlarda dolaşmaya başlar, kalpler yerinden fırlar. ta ki abisi onu çağırana kadar. ama bu küçük kaçamak böyle son bulmaz. o günün akşamı da bu yiyişme devam eder. ertesi gün de devam eder. sonra tatil biter ve ben istanbula geri dönerim.

o günden beri yaz tatillerini iple çekmeye başlarım. ama, o olaydan sonraki ilk yaz tatilinde, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi, olaylar kapanıverdi. o, şehre inip bir cafede çalışmaya başladı falan. ama yine de ümidimi kaybettim ve ortalama 3 yıl boyunca sancılı dönemler geçirdim. onun bana yaşattığı o heyecan, o ateş, beni kavuruyordu. ama gel görki diğer yandan okulda kızlardan hoşlanıyordum. ya da öyle sanıyordum çünkü, en ufak bir duygu patlaması yoktu. hiçbiri o yaz olanların yerini tutamazdı. annem sorardı, ilk defa bir kız için ağladığımda, "elini tutunca bir şey hissediyor musun?" "yoo." derdim, hissetmeli miydim gibisinden. bunların hepsi tabiki de sürüye ayak uydurup "ben de kızlardan hoşlanıyorum" dememi sağlıyordu. ama yüreğim başka dil konuşuyordu. kuzenimle yaşadığım şey yanlış da gelmiyordu. yine olsa yine yapardım.

ama, o zamandan sonra birkaç şey olmadı değil. sınıftaki bir çocukla tuhaf şeyler yapıyorduk. nedendir bilinmez, o gün okul bitince, gelsene tuvalete demiştim. orda da devam ederdik yiyişmeye. gitmiştim salak gibi beklemiştim tuvalette. her neyse, sonuç olarak, kuzenimle bunu hiç konuşmadım. gey mi yoksa hetero mu bilemeyeceğim. ama, gelmişim 20 yaşıma, halen o tür bir heyecan yaşayamadım. o sebepten, kendisine bir teşekkür borçluyum. ne kadar, o olaydan sonra yaşadığım sancılı dönemleri saymazsak, öpüşmek için çıldıran bir tipe büründüm. yine de sağol.
17 yaşındaydım hatunla bir arkadaşımın lezbiyen ama cok iyi biri demesi ile tanıştım. dört beş ay kadar konuştuk sonra beklenen buluşma gerçekleşti. görür görmez acayip bi elektrik oldu aramızda ikinci buluşmamız da beraber olduk. dört saat felan sürdü gercekten inanılmazdi. beraber olduğum en güzel ve en özel kadın olarak tarihe geçmiştir kendileri hâlâ arada bir görüşürüz tabii arkadaş olarak..
(...) <br>topum inşaata kaçmıştı. sessiz sakin bir inşaattı. belli ki çalışanların izin günüydü. ama biri bütün çamaşırları yıkayıp asmış kendisi peşmurde beyaz bir donla dolanıyordu. "şey... topum kaçtı da" dedim. beyaz donun üzerinden hafif erekte olmuş bir penis dikkat çekiyordu. "şu çarşafı sıkalım geçsene karşıma" dedi. olur der gibi kafamla onayladım. kaslı kolları çarşafı sıktıkça daha belirgin oluyor, kollarındaki damarlar şişiyordu. ben ise var gücümle sabit durmaya çalışıyordum. iyice burduğumuz çarşafdan sonra "ellerin mi acıdı, bakayım bi" dedi. heyecandan tir tir titriyordum. elleri elimdeyken gözlerime bakıyordu. içimden aslında sadece sarılmak geçiyordu. sarıldım. o da sarıldı. dudaklarıma yapıştı. tuhaf bir duyguydu. neyi nasıl yapacağını çok iyi biliyordu, kendimi onun tecrübeli kollarına bıraktım. <br>(...)
sonrasında kaç gün ağladım bilmiyorum. en dipteydim, en yakın dostuma söylemeye çalıştım, ben eşcinselim kardeş diyemedim. kelimeler bir türlü çıkamadı ağzımdan, iyi ki çıkmamış.
ilk deneyimim sanırım çocukken oldu. ilkokula giderken apartmanda bir çocuk vardı. sürekli penisime ve kalçalarıma dokunmaya çalışırdı. hayat bilgisi'ndeki kopil gibi sürekli öpiyim mi diye sorardı. ben de git lan falan derdim. bir kere dövmüştüm. artık demiyordu. sonra bir gün annemle pembe dizi izliyorduk. brezilya dizisi, ne beklersin. öpüşüp duruyorlar. canım çekti. bizim mahallede kızlar erkek gibiydi ve 8 yaşındaydık. bu ibneye gittim bir gün, yağmur yağıyor, öpüşmek ister misin dedim. öpüştük. öpüşmeyle kalmadık apartman boşluğunda seviştik. bazen asansöre binip stop tuşuna basıp sevişirdik. 8 yaşındayım.

keşke biraz daha çocuk kalabilseydim.
bir başka başlık kusma çabasıdır.

bir heteroseksüel veya biseksüel için geçerli zincirleme isim tamlamasıdır ,
gay arkadaşlarımız eğer ki gaylerin üzerinden düşünmektelerse umarım okuduktan sonra farkına varırlar hatalarının ,
bir gayin '' ilk eşcinsel deneyimi '' olmaz . bir gayin '' ilk cinsel deneyimi '' olur arkadaşlar ,
kimse sizi bir kadınla yatmaya zorlamıyor dedirten başlıktır ayrıca.
unutulmaz dense de yalan; unutulup hatırlanmaz hatta

benimkisi orgy idi gerçi; valla unutmamışım görüldüğü gibi.
yaş : 9
mekan : samanlık
olay yeri : duvar
süre : 9-10 dakika
mevsim : yaz
koku : bok
mevcut : 2
yazarların ilk deneyimleriyle ilgili başlık.

kendim başlayayım. buluştuğum ilk erkek oldukça erkeksi görünen ancak konuşunca oldukça kadınsı olan biriydi. kendisiyle kahve içip vedalaştım. yanlış anlaşılmasın yalnızca kadınsı erkekler ilgimi çekmiyor. böyle bir durum yaşayınca bir iki sene yalnızca growlr gibi sitelerde sanal sohbet vb. takıldım.

ardından tinderdan aranmaya başladım. "f...." adında oldukça hoş bir bey benim tabularımı yıkarak kendisiyle görüşebilmek için şehir değiştirmeye bile ikna edebilmişti beni. kendisiyle bir geceyi beraber geçirdik ancak bende ilk gecenin heyecanından bülbül ötmedi. sarılıp uyuduk.

edit: bu olay 22 yaşındayken başımdan geçmiştir. (hemen hemen 1 buçuk sene evvel)
duygusal deneyim: 5 yaşındaydım, benden büyük, 5. sınıfa giden bir kıza aşık olmuştum, şiir bile yazmıştım * * *, 5 yaşındayken şirin bir velet olduğum için beni seviyordu o kız bayağı *, tabii sonra o mezun oldu ortaokula geçti ben orda kaldım. ikinci sınıfa geçtiğimde ben başka bir kıza aşık oldum ve 4 sene o kızdan hoşlanmaya devam ettim.

fiziksel deneyim: 15 yaşındaydım, tanımadığım biriyle tek gecelik bir deneyimdi. yaşça benden büyüktü, ismi cansu, soyadını öğrenmedim bile. bazen keşke aşık olduğum biriyle olsaydı diyorum, ama genel olarak tanımadığım umrumda olmayan biri olması benim için iyi oldu, gergin değildim.
biz kızlar genelde en yakın kız arkadaşımızla sarhoşken öpüşerek başlarız, ayık kafayla şakalaştığımız bir kız arkadaşımızla sevişince de ilk resmi deneyimimizi kazanırız.
minibüs şoförü ellerimi ellemişti ve bana böyle, gözleri parlayarak bakmıştı ve o zamana kadar hiçbir ilgi görmemiş ben çok sevinmiştim ama o kadar. bir şey olmadı. sonra bir alman adamla öpüşüp el ele tutuştum ama ileri gitmedim. evlenmeden olmayabilir.
taa ortaokul yıllarına dayanır..pek seçici olmamakla beraber ,yüzeysel sevişmeden öteye gitmemiş,gidememiştir.zaten iyi ki de gitmemiştir şimdi baktığım zaman yahu ben bula bula bunu mu buldum diye hönküresim var.
  • /
  • 4