bir aydır zayıflatmaya çalıştığım başımın tatlı belasıdır. tamam tombiş kedileri seviyorum orada bir problemim yok da hayvan yakında bomba gibi patlayacak diye korkuyorum.
dünyanın en özel varlığı olabilirler, tüm dünya sırf onlar için yaratılmış tavırları boşa değil. bir tanrı olsam ve bir canlının merkezinde evren kursam kedi olurdu muhtemelen.
bende iki deli kardeş var. 7 yıldır benimleler, umarım sağlıklı şekilde en az bir o kadar yılları daha olur. bir tanesi sağır bu yüzden görme ve koklama duyusu arşta, o baş delimiz. diğeri de uysaldı yaşlandıkça ona benzeyip azıttı.
bilinçli her insanın sokaklar da bu denli canlarla doluyken mutlaka en az bir kedi tarafından köleleştirilmesi gerek. benim hayatım onlardan önce ve onlardan sonra diye ayrılıyor. müthişler. köpüşüm ve beni de hizaya getirip ipleri ele aldılar, hizmete hazırız.
efkarlı efkarlı karşısında sigara içtiğimde karşıma geçip derdimi anlamış gibi içli içli bakabilen, içimden karşılıklı rakı mı içsek diye geçirmeme sebep olan, bu hissiyata sahip olan tek hayvandır. her birinin ayrı ayrı bir karakterinin olduğu da gerçektir.
kuş olayımız aileden gelir. onda master derecemiz var. köpek desen aldık, baktık, besledik vs. fakat bu namussuzlar beni mi çok seviyor yoksa ben mi yaş ilerledikçe onlara karşı sıcaklaşmaya başladım bilemiyorum. ben kediciyim. o kadar.
üniversiteye ilk geldiğim günden beri doğru düzgün yemek yiyebilmek için savaşmak zorunda kaldığım hayvan türü. abartmıyorum, şu istanbul'un en yüzsüz kedileri bizim okulda valla. tabağınızın içine atlarlar direk. zaten bir de alerjim var kedilere. ikisi birleşince sevemiyorum malesef bu hayvanı.