keyfin dibine vurmak

haddinden fazla eğlenmek
kahve içip müzik dinlemek
kahve, müzik, kitap ve kucakta mırıldayan kedi dörtlemesi.
günün sonunda kendinizi şımartma eylemi
işten gelinir, eve girer girmez ısıtıcıya su konur ve ardından ılık bir duşa girersin.
bol eşofman ve tshirt giyip bi kahve yaparsın.
evin odasının köşelerinde duran minik abajürleri açıp new age-lounge tarzında sakin muzik açar koltuğa yaslanır ayaklarıda sehpaya uzatır keyifle kahveyi yudumlar ve sigarayı içersin.
yolculukta çantanın yan ceplerini karıştırırken, iki gün önce alıp çantada unuttuğu şekerlere denk gelmek
siki taşşağa denklestirip, aynı zamanda götüyle de trompet çalabilme durumu.
güzel bir yaz gününde, masmavi bir koyun ortasında, hafif bir meltem eşliğinde, yatın üzerinde içkini yudumluyorken, uzanıyor olmak. *
iyi bir sevişmeden sonra içilen sigara
sevdiğiniz dostlar ile ocakbaşı veya rakı-balıktaysanız işte o zaman keyfin dibine vurursunuz.
adamımla sarmaş dolaş uyumak.
aç bir ayının yemek yemesi şuan keyfin dibine vurdum