kıyafette dockers,lcw,seven hill, lacoste,mavi (benim gibi 110 kg bir ayı için ideal kesim ve kumaşlar)
ayakkabılar dexter,timberland (ayaklarını yumuşacık bir pamuk sarmış gibi rahatlatan esneklik)
saat swatch (sport ve klasik tarzın birleşimi bir tarz)
aslında çok büyük markalar olmasa da ucuz mal alacak kadar zengin değilim o kadar.gerçekten kalite ise ve size hitap ediyorsa lüks değildir ihtiyaçtır.
kıyafet: massimo dutti, w collection, lucky brand, purple&yellow, ramsey, golf harr, network,..
ayakkabı: john varvatos, derimod, kemal tanca, aldo, elle, hotiç, greyder, birkenstock(terlik),...
parfüm: chanel allure blanche, burberry, yves saint laurent l'homme, guerlain homme, prada amber pour homme, azzaro decibel, rocks, viktor&rolf spice bomb, mahogany mogno, john varvatos artisan ve artisan black, kenzo l'eaupar...
bakım ürünleri: lamer, strivectin, kiehls, auslese, biotherm homme, lierac, eucerin, danielle laroche, lab series skincare, renpure originals, lubriderm, burt's bees, the cool fix, listerine, smöothé, avené...
bir markayı tercih etmek zaten onun ürünlerinin kendinize yakıştığını düşünmenizden gelir; eğer, tercih ediyorsanız. bakım ürünlerinde bazı markalara saplanıp kalmak, sürekli onları kullanmak görülen yarar üzerinedir. yoksa, işin maddi boyutundan yola çıkacak olursak fayda sağladığımız ürünlerin daha pahalı muadilleri her zaman bulunur. bütün bunlar kişisel seçimlerdir. solcu ya da sosyalist olmak insana dünyanın nimetlerinden faydalanmayı yasak eden bir şey değildir. önemli olan çelişkilerinle ya da zaaflarınla barışmaktır. sonuçta, emeğinin karşılığında kazandığın parayı nasıl harcayacağına kendin karar verirsin. "kendine layık gördüğün hayatı yaşayamıyor olmak ya da verdiğin emeğin bedelini kazanmıyor olmak" tan değil, kişisel beğenilerden bahsediyoruz.