mcdonald's

tüm şubelerinde tuhaf bir yağ kokusu olan fast food zinciri. patates kızartmasında üstlerine yoktur...
hangi şubesine giderseniz gidin yerler yapış yapıştır. bir gün ayakkabımın tekini mcdonalds zemininde bırakmak zorunda kalacağım diye çok korkuyorum.
"tamam ulan, diyetten önce so bi' kez!" nidalarıyla her hafta gittiğim, yerken "fuck diet!" diyerek sırıttığım, karnım doyunca "niye yedim lan ben bunu?" diye kendimi sorguladığım mekan.
kapitalizmin tadı neden bu kadar güzel sözlük?
senelerdir nedense burger king e tercih ettiğim. patatesi herkesin kabul ettiği efsanelikte güzeldir, hamburger boyutları küçüktür ama idare eder. burger king ile aynı bokun laciverti olmasına karsın mc donalds markaya/imaja daha cok önem verir ve insana sıcak gelir. burger king nedense paramla rezil oldugum hissine kaptırır beni.

ayrıca, çok ilginç bir fastfood zinciridir. şubelerine giderseniz aşırı kaba olabilmelerine karsın telefonla veya yemeksepetinden sipariş verdiğinizde 10 tane bile sos koyabilmektedirler. şubeye giderseniz ekstra para verseniz bile sos alamıyorsunuz.
et yediğim zamanlarda* ayda bir abimle giderdim. patates kızartmalarının bile yağında et suyu olduğundan bu kadar sevildiğini düşünüyorum.
ayrıca marka maskotu ronald mc donald adlı palyaço da yıllardır japon memelerinde boy göstermekte* touhou fanları tarafından yapılmış en sevdiğim ise:
*

artık sadece ucuz kahvesini tükettiğim halde gittiğim şubedeki tüm çalışanlar tarafından tanındığım** fastfood zinciridir. bazen çok tatlı çalışanları bulunuyor, öyle ki kalabalık zamanlarda bile göz teması kurduğumuz anda kenardan köşeden kahvemi veriyorlar.

yine de insanı ister istemez sorgulatıyor tabi hem endüstriyel et sektörüne karşı ciddi bir tavır alıp hem de bu sektörü en çok besleyen firmalardan birine destek olma düşüncesi vicdanımı biraz zorluyor.
yalnızca burası değil artık hiçbir fastfood restoranı benim için cazip ve leziz gelmiyor. ben eskişehir de doğdum büyüdüm. o zamanlar ilk mcdonalds doktorlar caddesinde açılmıştı. o zamanın ilkokula giden torunu ile maddi yönden daha iyi durumda olan büyükanneler için ekstra güzel ve modern bir etkinlikti burada yemek yemek. beni de ilk ablam götürmüştü. menüde o kadar çok hamburger çeşiti vardı ki hangisinin ne farkı var bilemediğim için sallamıştım birşeyler. tabi o zaman ablam da bilmiyordu ki garibim ne yapsın. ama hiçbir zaman gözümde büyülü bir yer olmadı. şimdi de self servis tüm restoranlara gitmeye üşeniyorum. yemeğim ayağıma gelsin. sakin sakin yiyeyim istiyorum. yaşla alakalı olsa gerek :)
an itibariyle kahvesinin aslında baya güzel olduğunu keşfettiğim fast food zinciri.