menzil cemaati
bu çıkmış bir de. yine tek ilgilendikleri şeyin din olduğunu söylüyorlar ama bilirsiniz, ilk önce dinle ilgileniyorlarmış gibi yaparlar, ondan sonra abartırlar. işleri güçleri koyun gütmek. bilin bakalım nerede köken almış? ipucu: ülkenin ruhsal olarak en boşlukta olan tarafı. bildiniz! doğu ve güney doğu anadoluda!
aslında fethullah cemaati dışındaki cemaatlerin, parayla pulla kadrolasmayla pek bi ilgisi olmuyordu, hatta diğer cemaatler de fethullahcılarla anlaşamıyordu zaten, özellikle menzil cemaatin çok da fazla siyasi bi tarafı yok , maalesef hiç ziyaret edemediğim ama haklarında daha fazla öğrenmek istediğim benim için safiyane temiz cemaat
şirk koşma maratonunda fetöcülere tur bindiren tarikat.gavsları yani tarikat liderlerini peygamber ve allah arası bir yerde görürler.adına ilahiler,şiirler ve naatlar yazarlar.ahirette ondan kendisine şefaatçi yani cennete girmek için referans olacaklarına inanırlar.halbuki islam peygamberi bile kızına şefaatçi olmayacağını,kendisininde bir kul olduğunu sırf peygamber kızı olduğu için cennete giremeyeceğini söylemiştir.kaldı ki halife bile olmayan birinin şefaatçi olması saçmalıktır.
cemaate gelince yıllardır faaldirler.dergi ve tv kanalı gibi kuruluşları vardır.tarikat mensupları kendi üyelerinden alış-veriş yaparlar.adıyaman da çalışan bir hemşire arkadaşın gavslarının geldiğinde dört tane son model ciple gezdiğini söylemişti.ayrıca uzun yıllardır sağlık bakanlığı içerisinde kadrolaşdıkları gerçek.recep akdağ müritlerinden biri olup fetöcüler tarafından rakip görülüp bakanlığı bıraktırılmış tekrar dönmüştür.diğer tüm tarikatlar gibi ekonomik ve siyasal olarak kadrolaşıp etkin olmaya çalışıyorlar.bunlara safiyene bir şekilde dünya işleriyle ilgili değil ahiret için çalışıyorlar demek komik.
üye kazanma yollarının en etkilisi insanlara gerçek üstü şeyler anlatmaktır.saf ve imanı gevşek olan tiplerde bunlara inanırlar.eski keş,alkolik ve kumarbazları hedef seçip menzile gönderilirler.ortamın atmosferinden etkilenen insanlar saçmalıkları mucize görüp tarikata bağlanırlar.tarikatta kadınlar ikinci sınıftır ve etkin değillerdir.
kendilerine sofi diyen bu tarikat ışidin bir altı fetönün bir üstüdür.apaçık kuran varken şeyhe-tarikata tapan müslümanlar vallahi sizler kaybedenlerdensiniz.
15 temmuz sonrası popülerliğini iyice arttıran tarikat.öncelikle sağlık bakanlığında kadrolaştıkları zaten biliniyordu.darbe girişimi sonrası görevden uzaklaştırılanların yerine de kendi adamlarını getirince bakanlığıkta iyiden iyiye kadrolaştılar.benzer atamalar milli eğitim gibi diğer bakanlıklarda da yaşandı.işi de iyice ticarete döktüler üyeler alışverişlerini bile kendi cemmatine mensup kişilerden yapmak zorunda yada teşvik ediliyor diyelim kibarca.internet sitelerine bakarsanız dini yayınlar bir ton telif ödenen çevirisi için emek harcanan yabancı kitaplardan bile pahalıya satılıyor.herkes alsın okusun mantığı kesinlikle yok.seçimlerde oy verme işlemi de merkezden gelen yönlendirmeye göre yapılıyor.kişi kendi özgür iradesini ne kadar kullanabilir bu durumda tartışılır.onun dışında her cemaatte olan bağış toplama işi var.belli aralıklarla bölge sorumlularına talep gidiyor şu kadar toplamanız gerekiyor diye ve üyelerden o şekilde para topluyorlar.toplanacak meblağ belli yani nasıl hayır olur bu durumda tartışılır.yurt yapımları da çoğaldı evlerde aynı şekilde gittikçe yaygınlaşıyor.son zamanlarda 700-800 bin liralık mercedes konvoyları ,pahalı jeepler gündeme geldi o konuda tarikat liderinin aileden çok varlıklı biri olduğu söyleniyor ama hazırada dağ dayanmazmış.değirmenin suyunun nereden geldiğini az çok insanlar tahmin ediyor olsa gerek.belki de başta çok temiz ve saf duygularla başlanmış olabilir yada öylelerdi ama bu haliyle gittikçe neye benzediklerini anlamak çokta zor değil.
çoğunlukla kültürsüz, işe yaramaz insanların toplaştığı, üst yönetime yine çoğunlukla eğitimsiz, vizyonsuz insanların getirildiği bir gruptur. ekiptekiler ülkeyi ''dini bir amaçla'' ele geçirme fırsatını tepmezler, hatta bu fırsatı kollarlar.
*dini inanışları ile ilgili durum beni ilgilendirmez fakat ülkem için tehdit olduklarını düşünüyorum.
siyasi ve kadrolaşmaları konusunda bildiklerimi anlatmak istemiyorum. başımı belaya sokamam. n’olur n’olmaz. başka bir şey anlatacağım.
kahta’ya giden esrarkeşlerle dolu sikindirik minibüsteyim. çünkü uçakla gitmek istemedim. oraya kurtulma amacıyla giden insanlar ne hissediyor bilmek istedim. kafile ile gidiyorum bu sefer.
yanımdaki herif bir şey sarıyor ama ne bilmiyorum. çarşafı açıyor içine dolduruyor, zıvanayı güzelce sokuyor içine. ne esrarı bilirim ne de alkolü! sonra anlıyorum ki evet bu düz tütün değil. bir süre sonra midem bulanmaya başlıyor dumandan. artık dayanamıyorum. en öndeki abiden rica edip, yerine geçiyorum ve camdan kafamı çıkartıyorum ki hava alayım ve kusmayayım. adamlar minibüste hotbox yaptı.
dağları görüyorum ben, nemrut dağı galiba coğrafyam rezalet idi… baka baka gidiyorum dağlara ve artık yaklaştığımızı biliyorum. çünkü adamlar cezbeye gelmeye başladı! nerden biliyorlardı peki yaklaştığımızı? daha önce gelmişler miydi? elbette. çünkü boktan ve sefil hayatlarına maksimum 3 ay sonra geri dönmüşlerdi.
tek yorgan tek yastık! gece götüm donuyor ve kendimi yorgana sarıp uyumaya çalışıyorum. gözlerim açık ve bilincim hiç olmadığı kadar net.
buz gibi suda gusül abdesti alıp 8 şartını yapmaya çalışan dayı yanıma geldi ve titriyor. mecbur dayıya sokuluyoruz ki daha fazla üşümesin. adam geberecek.
sabah kalkıyoruz namazlarımızı kılıyoruz, sonra tekrar yatıyoruz. öğle namazına camii’ye gidiyoruz. namazından sonra gavs tövbe vermeye çıkıyor: herkesin eli önden bağlı ve herkesin başı önde. gavs çıkıyor selam veriyor. tövbe veriyor. fatiha okutuyor, adamlar cezbeye geliyor. ve bitti. sonra adap talimatı dinliyoruz, bunu yapmak şart.
zar zor daha önceden bir şekilde tanıdığım ve orada olduğundan haberimin olduğu arkadaşı buluyorum. pastanede oturup süt içiyoruz bana anılarını anlatıyor ve ben siklemiyorum.
ikindi namazından sonra çorba içmeye, ekmek yemeye gidiyoruz.
hizmete gidenler gidiyor ve ben yine tek başıma kalıyorum. bi sigara daha yakıp gelen geçeni izleyip akşam ezanını bekliyorum.
akşam oluyor, yatsı oluyor namaz kılıyorum sigara içiyorum. 2 gün daha böyle devam ediyor.
şunu fark ediyorum: din satıyor! orada adamın götü donuyor ama orada kalmaktan vazgeçmiyor. seyitler mercedes veya porsche ile köyde tur atarken adamlar tarlada çalışmaya gidiyor! karşılığında hiçbir şey almıyorlar. allah rızası ve gavs’ın nuru üzerlerinde!
istanbul’a geri dönüyorum 2 gün sonra. saçma sapan bir maceraya atıldım yine. seküler bir ailede doğmadığım için lanet okudum ben yine.
sonra mı? bilmiyorum. keşke bazı şeyler istediğimiz gibi olsa. ama insan ailesini seçemiyor.
o gidişimden sonra bi daha ne menzil’e ne de kurtköy’deki yerlerine adımımı dahi atmak istemiyorum. ama atıyorum bir şekilde yine.
öyle işte.
ay sonuna kadar okudum çok pişmanım. ne biçim cemaat hikayesi bu kimse kimseyi sikmiyor. yanıma krem alıp sıvazlamıştım elimde kaldı resmen!