sevgilin var mı sorusuna- olur ha- hayır cevabı verildiğinde devreye girecek can alıcı! soru.
kapitalizmin aşıladığı ölçüde girilen zorunlu zincirleme ilişki tepkimelerindeki temsiliyet hakkını kaybedenlerin kırk fırın ekmek yese ikna edici cevap bulamayacağı sualdir bu.
ilişkileri sadece mantık temeline oturtanların sürekli aşk çemberinden geçip hiç yara almamış tablolarda
konu mankeni olunması beklentisi vuku bulmakta insan pazarında. bir türlü dizginlenemeyen sevgi açlığıyla kapatılmaya çalışılan yalnızlık, yanınızda sevgiliniz! varken sadece maskelenmiş haliyle saklanmakta, aslında katmerlenmiş haliyle çığ gibi büyürken.
yanında hiç kız arkadaşını göremedik, elalem neler götürüyor oğlum, yakışıklısın da aslında gazları ve tesellileriyle çarkın dişlileri arasına itme girişimleri arasında bir ruhunuz olduğu ya da farklı dünyalarda olduğunuz düşüncesi dillenmemekte. yoksa ibne misin oğlum sorusuyla şenlenen! ortamda gülmekle yutkunmak arasında renkten renge giren surat ifadeniz ise
empatiden yoksunluk karşısındaki çaresizliğinizi resmetmekte.
bu sevgililenme işinde başarısız olduğunuz- dikiş tutturamadığınız- etrafça farkedildiğinde, devreye evlendirme girişimleri girmekte. böylece siz de dayatılan bu ilişki formülünde sevgililenme bölümündeki evriminizi tamamlayamadan mutlu mesut! bir hayata merhaba dersiniz. ha unutmadan burada da
neden çocuğun yok sorusu kapıda bekleyecektir, ona göre...