olgun erkek

bence gayet tercih edilesi erkek türü. tabii burada kendini salmış, sıradan mahalle amcalarından bahsetmiyorum. 40 yaş üstü, hayatta belli yere gelmiş, sakin, ne istediğini bilen, ota boka heyecan yapmayan, güzel zevkli bir evi, rafine zevkleri olan, örneğin şarabın veya müziğin güzelinden anlayan, zevkli yemekler yapan, sohbeti pek keyifli olan ve sizi kendi güvensizliklerinizden sıyırabilen, yatıştıran, onlayken anlamsız şekilde bir güven, bir herşeyin yolunda gideceği duygusuna kapılarak tüm kontrolü ona vermekte tereddüt hissetmeyeceğiniz bir adam bahsettiğim. çok da keyifli herhalde böyle bir adamla hayatı paylaşmak. benim bunun kıyılarında dolaştığım bir deneyimim olmuştu, içindeyken çok da keyif almıştım, hayattan keyif almak, hayatın tadına varmak konusunda değişik bir deneyim yaşamıştım. adam biraz da keyif pezevengiydi tabiri caizse, o yüzden hem kendisi dolce vita yaşıyor hem de yanında bulunanlara yaşatıyordu. adamla aynı ligde olmadığımızı farkettiğim halde, görüşe görüşe kendimi kaptırıp duygusal açıdan iyice bağlanmaya başlamasaydım, bitmeyecekti de, yani bir süre daha giderdi de, işte maalesef benim karakterime de bağlanmamak uymuyor, sonunda cozurdayıp kaçtım. ama benzer kafa yapılarına sahip olunsa, valla bence çok keyifli böyle biriyle beraber olmak derim.
11-12* yaşından küçük olanlardır. yaş büyüdükçe çocuklaşmaya başlıyoruz. mamamızla mememiz verildikçe uslu oluyoruz^^

eski ceza kanununa göre 25 yaşından büyük erkeklerdir.
madde 421: kadınlara ve genç erkeklere* söz atanlar üç aydan bir seneye ve sarkıntılık edenler altı aydan iki seneye kadar hapsolunur.
hoşuma giden erkek türünden bir tanesidir.
su ana kadar en keyifli gecen deneyimlerim hep bu adamlarla oldu. yatakta seni anlarlar, hemen sevisip gitme dertleri yoktur. opusmekten igrenmezler. o yuzden epeydir kendilerini tercih ediyorum.
iğrenç ve muhteşem diye iki türü vardır, bu iki ucun bir arası olmuyor ne yazık ki.
sonunda bir tanesi ile düzenli bir ilişkiye başladığım erkek. sanat eseri gibi sevişiyor kendisi. ayaklarımı adeta yerden kesiyor. biraz sonra buluşacağımızdan dolayı bu entryi yazarken bile ellerim titriyor.
sorun yumağıdır. gel deyince gelmez, git deyince gitmez. gönder tuşuna bastığın anda yazdığın mesaja cevap vermez, -o an müsait değildim, gibi bahaneleri hiç bitmez. senin 20 nden 30 una kadar özümseyip, hatim ettiğin dünyanın tüm bilgilerine saygı göstermez, dinginliğini anlamaz, üstüne üstlük hadsizce, olmayan deneyimini paylaşmak ister. sen beraber kaliteli vakit geçirmek isterken, adamın derdi kafeden bara, bardan kulübe gitmektir. ayrıca bir de, elektrik, su faturanı ödemeyen, beğendiğin cafcaflı kotu, ayakkabıyı almayan bir modeli vardır ki, olmaz olsun. sen haklıyken, "haklısın" kelimesini duymayı boşa beklerken, anlamsızca trip çekmekle uğraşırsın. ayrıca aptaldır, senin şu an sahip olduğun fiziki kondisyonu hayatın boyunca koruyabileceğini, bundan 20 yıl sonra aynı kondisyonla mezarına toprak atacağını idrak edemez. sen seversin, saygı beklersin ancak onun tek derdi seni elde etmenin tatmin edeceği egosu ve s..eceği bedenindir, sonuçta 41 inden gün aldığı anda sihirli değnekle duygularından sıyrılmıştır, artık tek derdi seni elde etmektir.
hoş bulduğum erkek tipi, yani evet yanlarında güvende hissettiğim için olabilir. şu an biriyle ilişkimsi bir şey yaşıyorum. ilişkimsi diyorum çünkü uzakta, her entrimde ondan bahsetmem sıkıcı belki ama burası tam da yeri. evet olgun biriyle birlikte olmak güzel ama bazı handikapları olduğunu fark ettim. mesela işkolik ve her an konuşamıyoruz, hatta bu ara sadece yazışıyoruz. ama benim daha ulaşılabilir birine ihtiyacım var, sonuçta sevgiliyiz. onunla her şeyi özgürce paylaşabilmek istiyorum ama olaylara aynı yönden bakmadığımızı fark ediyorum, belki de yabancı olduğu içindir, ama acaba onu sıkar mıyım diye korkumdan her şeyi anlatamıyorum. bu olumsuzluklara rağmen şu anda onu seviyorum, çünkü bu benim ilk duygusal ilişkim. eğer ona hissettiğim şeyi genç birine hissetseydim ondan hoşlanırdım. bana göre yaş sadece bir numara, buyüzden genç-yaşlı diye kişi seçmeyi mantıklı bulmuyorum, sadece yaşanmışlıklardan dolayı farklılıklar var.
aşk okuma yazma bilmez, anlamaz cebirden.