pedobear

japon kültüründen amerikaya taşındığından beri çocuk istismarından tutun küresel ısınmaya, sigaraya her şeyde protesto reklam amaçlı kullanılan maskot.

http://img202.imageshack.us/img202/2531/1250277104501.jpg
yeni sözlük yazarı. aramıza hoşgelmiş.
sözlüğün en şuku yazarlarından biri olduğunu, tanışmamış olmamıza rağmen dertlerimle ilgilenmesinden anlayabildim. gerçekten çok teşekkür ediyorum kendisine*.
enteresan fikir alışverişleri yapçağım yazar.yapçağım diyorum çünkü mesaj sorunu yüzünden sekteye uğradı birazcık...
sözlükten tanıştığım biricik ayıcan. mahallenizdeki o atarli gençlerden gibi görünse de o kadar hassas bir kalbı vardır ki bunu farkettiğim günden beri ve her hatırladığımda kendisiyle tanıştığım için çok şanslı olduğumu düşünürüm. bana uzaklıkların gerçekten seven ınsanlar için aslında hiç birsey ifade etmediğini öğreten, farklı görüşlere tahammül sınırlarımı nasıl geniş tutmam gerektiğini öğreten, benzerliklerimizle eğlenip zıtlıklarımızla karşılıklı saygıyı öğrendiğimiz yazardır. iyi ki vardır. (bkz: sözlükten sevgili yapmak)
'buralara geldim geleli içimde öyle bir sızı var ki, yalnız sen anlarsın.
sen yaz geceleri yıldızlar içinden arasıra bana göz kırpansın.
sen soğuk günlerde kalbimi ısıtan en güzel anımsın' dediğim ayıcandır
benimle beraber oldu olalı sessizleşen *, elini ayağını sözlükten çeken, evinin hanımı çocuklarının anası moduna giren yazardır. * kendisini çok seviyorum. dark benim bi suçum yok bu ayı kendi kendine asosyalleşti. valla...
beyaz tenli bir çocuk çiziyorum hayallerimde. bembeyaz bir önlük giydiriyorum. öyle de yakışıyorki kerataya, öyle mutlu görüyorum ya ondan...

elini kimsenin eline değdirmiyorum resmimde. ne soğuk bir yerde çiziyorum, ne sıcak. terliyor kerata sıcakta ve üşüsünde istemiyorum, kıyamıyorum...

peki şimdi ben bu çocuğun yanına bi de herşeyini paylaşacağı birini çizsem fenamı olur ki ? bir emir çizsem yanına mesela biliyorum ki emir'i çizersem bu salak yerinde duramaz yer bitirir o çocuğu. kışın bunaltır yazın üşütür...

olum ben seni hep hayallerimde buluyorum baki. senli şarkılar söylüyorum, sen yokken bile kendime sen'li cümleler kuruyorum. her yanımda sen varsın. her yeri seninle gezicem diye daha bi çok seviyor daha güzel görüyorum. sen benim en zorlu sınavımda aşağıdaki boşluğa en uygun kelimemmişsinde ben bunu yeni fark ediyorum. seni seviyorum diyorum baki . aylardır seni her gördüğümde, her konuştuğumda, seni seviyorum diyorum. öyle pek yeni bişey yok yani 'dediğim yazardır. *
dünynın en tatlı insanı
sonra bende dedim ki "ayför olsun mu adı?" bizde ayför koyduk adını, bu ayför pek bir harika dostum. * * bu denli masum, duygusal,* kırılgan, en ufak bir bencilliği olmayan, yıpranmış bir çocuk; nasıl mutlu edebilirim insanları diye ortalıkta fellek fellek dönen, kanatsız melek.* bir o kadar çirkef, mahalle çingenesi tadında, paçoz, sürtük, nımıssız biridir. şu işler güçler bittiği an karşılıklı role playing* * yapmaya başlıyacağım, pek bir eğlenceli karpuzlu haribo altın ayıcık. *
skype karşısında bana ahkam kesen, beni görünce de ağzımdan saçtığım jiletlerimden zor kurtulan çakma kadın. istanbul da kaldığım süre zarfında bol bol görüştüğüm çok eğlendiğim yazardır. * * *
bira-lazanya arkadaşım * * * * *. sayesinde taksimde gecenin bir körü dayak yiyecektik * * * *. eğlenceli bir yazardır, ailecek severek takip ediyoruz kendisini* *
3. havalimanı bu çocuğun alnına inşa ediliyormuş. * * * ayrıca çok soğuk bir arkadaşımızdır.
dün itibariyle 20'li yaşlarını yaşamaya başlayan altın ayıcıktır. bu arada şimdi fark ettim ilk nickaltı entryni giriyormuşum ya senin. tanıdığım en özel insanlardan birisidir kendisi. kardeşim yaşında olmasına rağmen bu kadar iyi anlaşabildiğim ve beni bu kadar iyi anlayabilen bir adam. sağolsun her istanbula gelişimde beni istanbul dışındaki evinden karşılamaya geliyor sarı kuşum benim.
sözlükte hiç konuşmamıştık ortak arkadaşlarımız vardı ve ilk tanışmamız skype toplu konuşmasında gerçekleşmişti * bir insanı yakından görmeden ne kadar sevebiliriz tarif edemem ama yakından görüp daha samimi olmaya başlayınca bu sevgi bir büyüdü bir büyüdü ayrılması imkansız yumak haline geldi diyebilirim yaz başında ilk buluşmamız gerçekleşti kalabalık bir buluşma olmuştu ve çok eğlenmiştik daha sonraları sürekli kadiköy e gitme sebebim haline gelen kınalı kuzum ağlanacak bir omuz dertlilelere deva hastalara şifa niteliğindeydi fevri tepkileri çok güzeldi ve o an kahkaha atmak için başka bir şeye ihtiyacınız yoktu arkadaşları tarafından çok sevilen biriydi bende nihayetinde arkadaşıydım ve çok seviyordum * makarnalar yenir ve kahveler içilirdi sonrasında fal bakar ve yüzünün şekilden şekile girmesini izler kahkaha atardım zaman zaman bara gider deli gibi içerdik genelde ben sarhoş olurdum benimle uğraşırlardı güzel vakit geçirebileceğiniz bir insan yani pardon ayı özlediğim ayıların başını çeken elmas gibi parlayan arkadastan öte varlığım kınalı kuzum * şu aralar faal olduğum tek şey ders çalışıp sınavlara girmek ve en nihayetinde asistanlarla kavga etmek istanbuldaki günlerimi özledim daha çok senli olan günleri * *